20 Eylül 2023 Çarşamba
Süt dişleriyle ilgili 6 soru, 6 cevap
Ağız kokusu tıp literatüründe halitosis olarak bilinen kişinin kendisine ve çevresindeki kişilere rahatsızlık yaratan ciddiye alınması gereken bir problemdir. Ağız kokusundan şikayetçi olan bir kişi sakız çiğneme, gargara yapma veya naneli ürünlerden yararlanma gibi davranışlarda bulunabilir. Bu tarz ürünler ile ağız kokusu yalnızca geçici süreliğine önlenebilir. Ağız kokusuna neden olan ana problemin bulunmadığı ve tedavi edilmediği durumlarda ağız kokusu sürekli karşılaşılan gündelik bir problem haline dönüşebilir. Bu durum, tüketilen bazı gıdalar, diş ve dil hijyenine yeteri miktarda dikkat edilmemesi gibi sebepler sonucunda açığa çıkabilirken bazı gastrointestinal hastalıklar da ağız kokusuna neden oluyor olabilir.
Ağız kokusu şikayetleri farklı nedenlerden dolayı gelişebilir;ancak, çoğu kötü nefes problemi kişinin ağzında başlar. En sık karşılaşılan nedenlerden biri ağız ve diş sağlığına dikkat etmemektir.
Yiyecek parçacıkları diş yüzeylerinde ve çevresinde parçalandığından ağızda daha fazla bakteri oluşmasına neden olabilir. Zaman içerisinde besin artıkları diş yapısında değişimler yaratabilir. Özellikle dişlerin fırçalanmaması halinde, dişler üzerine plak adı verilen renksiz yapışkan bir bakteri tabakası oluşur ve bu durum ağızdaki bakteri nüfusunun artmasıyla sonuçlanır. Gelişen plak diş eti iltihabı ve diş çürümesi gibi çeşitli sağlık problemlerine neden olabilir ve ağızda hoş olmayan bir koku yaratabilir.
Ağızda takma diş bulunması halinde, dişlerin düzenli olarak temizlenmemesi de kokuya neden olabilecek bakteri popülasyonunun artması ile sonuçlanabilir. Dil temizliğine dikkat edilmediği durumlarda koku üreten bakteriler dil üzerinde de nüfus edebilir. Bu nedenle ağız hijyeni sadece diş temizliği olarak düşünülmemelidir ve dil temizliği de ihmal edilmemelidir.
Ağızda koku şikayeti tüketilen yiyeceklerden kaynaklı da gelişebilir. Soğan, sarımsak ve yoğun baharat içeren gıdalar kişilerin ağzında rahatsız edici bir koku yaratabilir. Bu tür besinlerin tüketimi ardından içerisindeki bileşenler kan dolaşımı yoluyla akciğerlere iletilip, buradan dışarı taşınacağından nefesi kötü etkileyebilir.Besin tüketimi ile gelişen koku şikayetleri genellikle yiyeceklerin tüketiminin sonlandırılması ile geçer.
Kuru ağız problemi yaşayan kişiler ağızda rahatsız edici bir koku hissedilmesi şikayetiyle sıkça karşılaşır. Tükürük, ağız içerisinde bulunan kötü kokulara neden olabilecek parçacıkların ağızdan uzaklaştırılmasını ve ağzın temizlenmesini destekler. Ağız kuruluğu problemi yaşayan kişiler yeterli miktarda tükürük üretemediği için ağız hijyeninin sağlanması onlar için daha zorlayıcı olabilir.
Kişilerin ağızlarını açarak uyuması halinde, duyulan rahatsızlık daha da kötüleşebilir ve ortaya daha ciddi bir ağız kokusu problemi çıkabilir.Kullanılan bazı ilaçlar ağız kuruluğuna neden olabileceğinden yine koku şikayetini artırabilir.
Nefeste rahatsız edici bir koku enfeksiyonel bir durumun habercisi olabilir. Diş çekimi gibi cerrahi işlemler sonrası, diş çürümeleri, diş eti hastalıkları veya ağızda gelişen yaraların enfeksiyon geliştirmesi halinde, nefeste hoş olmayan bir koku hem kişinin kendisi hem de çevredeki insanlar tarafından hissedilebilir.
Ağız sağlığının haricinde bademciklerde oluşan küçük taşlar bakteri popülasyonunu artırarak koku gelişmesine neden olabilir. Sinüslerde, burunda ve boğazda enfeksiyon gelişimi ve sürekli bir geniz akıntısı gelişmesi de koku yaratabilir.
Ağız kokusu şikâyeti sindirim sisteminde gelişen rahatsızlıklar ile de ilişkili olabilir. Gastroözofageal reflü hastalığı belirtileri arasında sürekli mide yanması ve bununla beraber gelişen kötü nefes şikayetleri yer alır.
Kötü nefes şikayetinin çocukluk çağında görüldüğü durumlarda ise diş sağlığının haricinde farklı başlıklardan da şüphelenilir. Burun deliğine kaçan yiyecek parçaları gibi yabancı cisimler küçük çocuklarda nefeste kötü koku gelişmesine neden olabilir.
Ağız kokusu şikayetinin giderilebilmesi için neden kaynaklı geliştiğinin bulunması gerekir. Bu sayede soruna kalıcı bir çözüm getirilebilir. Genellikle ağız sağlığıyla ilişkili olan ağız kokusu şikayetlerinde çürükleri önlemeye yardımcı olmak ve diş eti hastalığı riskini azaltmak için uygulamalar yapılır.
Mevcutta diş çürümesi veya enfeksiyon gibi bir durum söz konusu ise gerekli işlemler ile ana sağlık problemi tedavi edildikten sonra yeniden ağız kokusu gelişimini önlemek adına adımlar atılabilir.
Kokunun dişlerde plak adı verilen bakteri birikimlerinden kaynaklanması halinde diş hekimi ağzın bakterilerden arındırılması için özel ağız bakım suları önerebilir. Bunun yanı sıra, antibakteriyel madde içeren diş macunları da kullanılabilir.
Nefeste kötü koku gelişiminin farklı bir hastalıktan kaynaklandığı durumlarda, bu hastalığın tedavi edilmesi ile koku şikâyeti azalabilir veya tamamıyla geçebilir. Örneğin üst solunum yolu enfeksiyonu nedeniyle ağız kokusu şikâyeti yaşandığında, enfeksiyonun iyileşmesiyle bu şikâyet de ortadan kalkabilir. Gastroözofageal reflü hastalığı gibi durumlarda hekim kontrolünde uygulanan tedaviler ile kişinin günlük yaşam kalitesi artırılırken, kötü nefes şikayetinin zaman içerisinde azalması sağlanabilir.
Ağız kokusunu azaltmak veya önlemek için çeşitli adımlar atılabilir. Yemeklerden sonra dişler fırçalanabilir ve günde en az bir kez diş ipi kullanılabilir. Bu sayede diş üzerinde plak gelişmesi veya diş aralarında kalan besinler nedeniyle bakteriyel nüfusun artması önlenebilir. Diş fırçalarken dilin fırçalanması gerektiği ihmal edilmemelidir.
Diş ve diş eti hastalıkları ağız kokusu şikayetiyle yakından ilişkilidir. Düzenli diş muayeneleri planlanması ile gelişebilecek olan bir ağız sağlığının problemi önceden tespit edilebilir ve önlenebilir. Bu sayede ağız kokusu veya diş kaybı gibi daha ciddi problemlerin gelişmesi önlenebilir.
Ağızda kötü koku gelişimini önlemede ağzın nemli tutulması da son derece önemlidir. Bol su tüketmek yeterli tükürük salınımını destekleyebilir. Bunun haricinde çok fazla kafein ve baharatlı yiyecek tüketiminden de kaçınılmalıdır.
Ağız kuruluğu şikâyeti olması durumunda, sakız çiğneyerek veya doktor tarafından reçete edilen ilaçlar kullanarak ağzın nemli kalması desteklenebilir. Böylece koku gelişimi önlenebilir.
Koku şikayetinin dönemsel olması halinde bu durumun temelinde tüketilen yiyecekler yer alıyor olabilir. Soğan, sarımsak gibi ağız kokusuna neden olabilecek yiyeceklerin tüketimi sınırlandırılabilir. Çok fazla şekerli yiyecek tüketimi de ağız kokusu şikayetini artırabileceğinden şeker tüketimi de sınırlandırılmalıdır.
Ağız kokusu şikâyeti evde uygulanabilecek bazı doğal yöntemler ile kontrol altına alınabilir. Ağız kokusu için doğal yöntemlerin bazıları aşağıdaki gibi sıralanabilir;
Nefeste rahatsız edici bir kokunun olması farklı sebepler sonucunda gelişebilir. Bu şikâyete kalıcı bir çözüm üretilebilmesi için ağız kokusuna neden olan ana sağlık probleminin tespit edilmesi gerekir.
Diş hekimi, dahiliye doktorları veya gastroenteroloji doktorları tarafından gerçekleştirilen muayeneler sonucunda ağız kokusunun neden kaynaklandığı bulunabilir. Tespit edilen ana nedene göre, gerekli durumlarda bir tedavi planlaması yapılabilir veya düzenli diş fırçalanması, belirli yiyeceklerin tüketiminin sınırlandırılması gibi gündelik önlemler ile ağız kokusu şikayetinin giderilmesi sağlanabilir.
Son güncellenme tarihi: 09 Şubat 2024
Yayınlanma tarihi: 09 Şubat 2024
Ağız ve Diş Sağlığı
Ağız ve Diş Sağlığı
Ağız ve Diş Sağlığı
Ağız ve Diş Sağlığı
Öne Çıkan Kanser Yazıları