3 Kasım 2023 Cuma
Kısırlık (İnfertilite) Nedir? 10 Adımda Tüp Bebek Tedavisi
Uzman ekibimiz ve ileri sağlık teknolojilerimiz ile mucizelerinize birlikte merhaba diyelim.
Anadolu Sağlık Merkezi Tüp Bebek Merkezi’nde; çocuk sahibi olma isteğiyle başvuran çifte öncelikle nedene yönelik bir tedavi önerilir. İnfertilite (Kısırlık) söz konusu ise; üremeye yardımcı genel tedaviler uygulanabilir.
İnsan yumurtasının vücut dışında döllenmesi ilk kez 1973'te başarılabilmiş ancak oluşan embriyodan gebelik elde edilememiştir. Temmuz 1978'de İngiltere'de ilk tüp bebek olan “Louise Brown” dünyaya gelmiştir. Bundan sonra artık yumurtlama tedavilerinde kullanılan hormon ilaçları geliştirilmeye başlanmıştır. Gerçek ilerleme ise 1996’da ICSI'ın (mikroenjeksiyon) bulunması ile kaydedilmiştir. Böylece tüp bebek uygulamalarındaki başarı oranı da artmış ve erkeğe bağlı kısırlık problemlerinde de önemli yol kat edilmiştir.
Normal yaşam boyunca erişkin bir kadın, menopoz dönemine kadar her ay bir yumurta hücresi meydana getirir. İnfertilite (kısırlık) tedavilerinin birçoğunda, fazla sayıda embriyoluşturabilmek için yumurta hücrelerinin sayısı artırılır. Bu işlem, çeşitli hormon ilaçlarının kısa süreli kullanımı yoluyla yapılır. Fazla sayıda yumurta, döllenme ve kaliteli embriyolar geliştirme şansını artıracak ve en kaliteli embriyonun anneye yerleştirilmesine olanak tanıyacaktır.
Her ay tek bir tane üretilen yumurta hücresinin tersine, erkeğe ait üreme hücresi olan sperm sayısı milyonlarcadır. Erkek üreme organlarında bir spermin yapılış süreci yaklaşık 75 gündür. Bu süre sonunda olgun hale gelen spermler semen içinde dış ortama atılır. Normal şartlarda sperm hücreleri, tek bir yumurta için yarışa girerler ve içlerinden en hızlı, en kalite olanı yumurta hücresinin dışındaki zarı delerek döllenmeyi gerçekleştirir.
Sperm, yumurta hücresine girdikten 16-20 saat sonra döllenmenin belirtisi olan 2 adet "pronükleus" görünür hale gelir. Pronükleuslardan biri anneye, diğeri ise babay ait genetik materyali, yani kromozomları içermektedir. Saat ilerledikçe bu ikisi birbiri içine geçerek birleşirler ve yavruya ait kromozomları oluştururlar.
İnterfilite, yani kısırlık, günümüz toplumunda sık görülen ve önemli bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır. Doğurganlık çağındaki çiftlerin ortalama yüzde 10-15'i çocuk sahibi olma konusunda birtakım zorluklarla karşılaşmakta ve ancak tedaviyle çocuk sahibi olabilmektedir.
İnfertilite kadından, erkekten veya her ikisinden kaynaklanabilir. İnfertilite vakalarının yüzde 40'u erkekte sperm sayısının ve kalitesinin düşüklüğüne bağlı gelişirken, vakaların yüzde 40'unda infertilite kadından kaynaklanan nedenlerle ortaya çıkar. İnfertilite yüzde 10 vakada çiftlerin her ikisine bağlıdır, diğer yüzde 10'luk grupta ise tüm tetkikler normal sonuçlanmakla birlikte infertilite için bir neden saptanamamaktadır. Bu duruma “açıklanamayan infertilite” denir.
Her 7-10 çiftten biri kısırlık problemi yaşamaktadır. Sadece ABD'de yaklaşık 10 milyon çift, Türkiye'de ise yaklaşık 2-3 milyon çift kısırlık problemiyle karşı karşıyadır.
Dünyada, bugüne kadar doğmuş yaklaşık 8 milyonun üzerinde tüp bebek var.
Kadına bağlı kısırlık, bir kadının üreme sisteminden kaynaklanan faktörler nedeniyle hamilelik oluşturma yeteneğinin azalması veya ortadan kalkması durumunu ifade eder. Yumurtalık fonksiyonlarının düzensizliği, tüplerin tıkanıklığı, endometriozis gibi durumlar kadına bağlı kısırlık sebeplerine örnek olarak verilebilir.
Erkeğe bağlı kısırlık, erkeğin üreme sisteminden kaynaklanan faktörler nedeniyle döllenmiş yumurta ile sperm hücresinin birleşme ve hamilelik oluşturma yeteneğinin azalması veya ortadan kalkması durumunu ifade eder. Sperm üretiminin yetersizliği, sperm hareketliliğinde düşüklük veya sperm morfolojisinde bozukluk gibi durumlar erkeğe bağlı kısırlık sebeplerine örnek olarak verilebilir.
Çocuk sahibi olma istemiyle tüp bebek merkezine başvuran çiftlere aşağıdaki yöntemler uygulanabilir:
Embriyo Tıraşlama
Embriyonun anne rahmine tutunması, kendisini çepeçevre saran zarı yırtarak dışarı çıkması ve rahim içi duvara yapışması yoluyla gerçekleşir. Embriyoyu saran bu zarın kalın ve anne yaşının ileri olduğu durumlarda ise tutunma güçleşir, hatta gerçekleşemez. Embriyo tıraşlama işlemi, mikroskop altında bu zarın inceltilmesi esasına dayanır.
Blastokist Transferi
Döllenmeyi takip eden üç günde en az 5 adet çok kaliteli embriyo elde edildiyse uygulanabilen bir yöntemdir. Yumurta toplama işleminden sonraki beşinci günde yapılan bu transfer, en kaliteli embriyoların seçilmesinde yararlıdır. Bu yöntem ayrıca, çoğul gebeliklerin mümkün olduğunca önlenmesi bakımından da uygundur.
Embriyo Dondurma
Anne adayına en iyi kalitedeki embriyolar gerekli sayıda transfer edilmektedir. Geriye kalan embriyolardan dondurma işlemi için iyi kalitede olanlar dondurularak saklanabilir. İlk transfer işleminden sonra gebelik elde edilmemesi ya da ikinci çocuk istenmesi durumunda embriyolar çözülerek yeniden rahme yerleştirilebilir.
Bu işlem sayesinde yumurtalıkların ilaçlarla yeniden uyarılmasına ve yumurta toplama işlemine gerek kalmaz. Embriyoların, belirli zaman aralıklarında ve belirli ısılarda çeşitli solüsyonlardan geçirilerek soğuğa karşı direnç kazanmaları sağlanır. Daha sonra embriyo dondurma cihazına yerleştirilir. Yasalarda belirtildiği gibi embriyolar bu şekilde her yıl onam alınarak saklanabilmektedir.
Preimplantasyon genetik tanı (PGT ya da PGD)
Doğacak bebeğin kromozomal yapısının, yani hücrelerindeki genetik maddenin sağlam olup olmadığı, gebelik sürecinde bazı tarama testleri (ikili ve üçlü test) ve gebelik kesesinden alınan sıvıda bebeğe ait hücrelerin incelenmesiyle (amniosentez) araştırılmaktadır.
Preimplantasyon genetik tanı, yani embriyonun anneye transferinden önce yapılan genetik inceleme, genetik hastalık taşıyıcısı veya hasta çocuk sahibi riskli çiftler için çok önemli bir tanı yöntemidir. Tekrarlayan gebelik kayıpları, ileri annelik yaşı, çok sayıda başarısız tüp bebek denemesi olan çiftlerde; PGT, önerilmektedir. Çiftler genetik hastalıkları dışlayan bu yöntem sayesinde sağlıklı çocuk sahibi olabilir.
Preimplantasyon genetik tanı (PGT ya da PGD) nasıl uygulanır?
Hastanın PGT için uygun olup olmadığı değerlendirildikten sonra hasta veya taşıyıcı bireylerden alınan kanda genetik hata araştırılır. Bunun için anne adayı, tüp bebek tedavisine hazırlanır. Elde edilen yumurtalar, baba adayının spermleri ile döllenir. Embriyolar 5. günlerine geldiklerinde (Blastokist), içlerinden mikroskop altında 3-5 hücre (blastomer) alınır. Blastomer biyopsisi denilen bu işlemi takiben hücreler genetik tanı laboratuvarına iletilir. Çeşitli işlemler sonrasında, hangi embriyoların hastalığı taşıdığı, hangilerinin taşımadığı tespit edilir. Hastalığı taşımayan embriyolar anne rahmine yerleştirilir.
Bilimsel veriler ışığında halen tüm embriyolara PGT uygulanması kabul edilmemiştir. Uluslararası tıp camiasında genel kabul gören uygulama şekli, bilinen ailesel genetik anomali olduğunda, önceki bebeklerde tespit edilmiş bir kromozom bozukluğu veya tekrarlayan düşükler olduğunda ya da anne yaşının ileri olup kromozom bozukluğu riskinin artmış olduğu durumlardır.
Embriyoglue
Embriyo yapıştırıcı olarak da bilinen Embriyoglue, embriyoların transferinden önce bırakıldığı hyaluronan ile zenginleştirilmiş embriyo kültür ortamıdır. Hyaluronan embriyo ile rahim iç duvarı arasındaki etkileşimi artırarak embriyonun rahime tutunmasına yardımcı olur. Bu nedenle tüp bebek tedavisinde başarı şansını artırmak için uygulanan bir yöntemdir.
Mikroçip
Sağlıklı spermlerin seçimi için kullanılan sperm çipleri mikro kanalcıklardan oluşmaktadır. Bu kanalcıkların içine önce özel bir solüsyon ve ardından spermler bırakılır. Spermlerin doğal fizyolojideki tüplerden geçişi gibi bu kanalcıklardan geçişi başlar ve DNA hasarlı spermler bu kanallarda takılırken sağlıklı spermler bu kanallardan geçerek karşı bölümde toplanır. Özellikle spermde ciddi yapısal problemi olan kişilerde seçilen bu spermler ile yapılan mikroenjeksiyon yöntemi ile daha iyi kalitede embriyo elde etmek mümkün olabilmektedir.
PRP (Trombositten zengin plazma)
PRP son yıllarda tıbbin bir çok alanında kullanılan bir yöntemdir. Etkisi kişinin kendi kan hücrelerinin ayrıştırılması (trombositten zengin plazma) ile elde edilen hücrelerin vücutta ihtiyaç duyulan bölgeye enjekte edilerek oradaki inaktif hücreleri aktifleştirmesine dayanır.
Tüp bebek tedavisinde PRP uygulaması 2 nedenle uygulanabilir.
Glutatyon tedavisi
Glutatyon, vücudumuzda doğal olarak bulunan bir antioksidandır ve hücrelerimizi serbest radikallerin zararlı etkilerinden korur. Glutatyon yaşlanmayı geciktirir ve inflamasyonu azaltır.
Glutatyon üreme organları, karaciğer, beyin ve bağırsaklar dahil olmak üzere birçok organın normal fonksiyonu için önemlidir.
Glutatyon tedavisi antioksidan etkiyi artırarak daha iyi oosit ve daha iyi sperm elde edilmesi amacıyla tüp bebek tedavisinde destek tedavisi olarak kullanılabilir. Özellikle şiddetli sperm problemi olan erkekler ve yumurta kalitesi iyi olmayan kadınlar buna adaydır.
Oosit aktivasyonu
Oosit aktivasyonu özellikle döllenme başarısızlığı olan ya da yetersiz döllenme görülen vakalarda uygulanan bir yöntemdir. Amaç yumurtanın sperm ile döllenme şansını artırmaktır.
Oosit aktivasyonu elektriksel, kimyasal ya da mekanik yollar ile gerçekleştirilir. Günümüzde yaygın olarak kullanılan yöntem kimyasal yöntem olup, mikroenjeksiyon sonrasında yumurtaların kalsiyum ionofor çözeltisi içeren ortamda bekletilmesidir.
Özellikle sperm ya da yumurta kaynaklı ya da sebepsiz döllenme problemi yaşayan olgularda kalsiyum iyonofor ile oosit aktivasyonu başarı ile sağlanabilmektedir.
İMSİ
Rutin bir mikroenjeksiyon uygulamasında sperm seçimi 200 kat büyütme altında sağlanırken imsi yöntemi ile 6000 kata kadar büyütme sağlanabilmektedir. Böylece sperm seçimi şiddetli sperm problemi olan erkeklerde daha iyi yapılabilmekte ve sağlıklı embriyo oluşturabilme şansı artmaktadır.
Hastaya adetinin 2. ya da 3. gününde ultrason çekilir. Yapılan ultrasonografide rahim içinde ya da yumurtalıklarda tedaviye başlamak için bir engel yoksa hastaya yumurtalıkları uyarmak için ağızdan alabileceği veya iğne şeklinde hormonal ilaçlar verilir. Bu süre içinde belirli aralıklarla ultrason takibi yapılır. Yumurta istenilen boyuta geldiğinde zamanlı ilişki önerilir.
Sperme ait sayı, hareket, şekil ile ilgili hafif bozukluk durumlarında, rahim ağzı mukusta problem (sperm öldüren antikor) varlığında, cinsel ilişkiye girememe ve açıklanamayan infertilitede uygulanan bir yöntemdir. Bu yöntemle kadının yumurtaları hormonlarla uyarılır ve yumurtaların gelişimine göre işlemin uygulanacağı zaman belirlenir. Erkekten alınan sperm örneği özel laboratuvar işlemlerinden geçirilerek kalite ve hareketlilik artırılır. Hızlı hareket eden sağlıklı spermler işlemde kullanılmak üzere ayrıştırılır. Hazırlanan sperm, muayene pozisyonunda özel bir kanül yardımı ile kadının rahmine verilir ve işlemden sonra hasta yatarak yarım saat dinlendirilir. Bu işlemin başarı oranı da kişiden kişiye değişiklik gösterebilmektedir.
Bu yöntemde; hormonlar aracılığı ile uyarılan yumurtalar belirli aralıklarla yapılan ultrasonografi ile gelişimleri takip edilir. Folikül adı verilen yumurta kesecikleri belirli büyüklüğe ulaştığında yumurta toplama işlemi hazırlıklarına geçilir. Bu süreç yaklaşık 8-10 gün sürer. Yumurtaların olgunlaşmasında rol oynayan son enjeksiyon (Çatlatma İğnesi) uygulamasını takip eden 34-36. saatte yumurta toplama işlemi gerçekleşir. Elde edilen yumurtalar laboratuvar şartlarında özel solüsyonlar içinde toplanır. 37 derece vücut sıcaklığında, embriyo için uygun gaz karışımı içeren kabinlerde (inkübatör) bekletilir. Nemli ve karanlık bir ortama sahip olan bu inkübatörler anne rahmini taklit etmektedir. Diğer taraftan hastanın eşinden alınan spermler laboratuvarda özel işlemlerden geçerek hazırlanır.
Hazırlık işlemlerinden sonra klasik IVF yönteminde yumurtalar ile spermler mikroskop altında bir araya bırakılarak döllenmesi beklenir. Her bir yumurta etrafında 50.000-100.000 sperm olması gerekir. İşlemden sonraki gün yumurtaların döllenmeleri, takip eden günlerde ise bölünmeleri kontrol edilerek tüm bilgiler hasta kaydına geçirilir.
Embriyolog ve jinekologlar tarafından belirlenen uygun zamanda (işlemi takip eden ikinci, üçüncü, dördüncü veya beşinci gün) en kaliteli embriyolar seçilir. Uygun sayıda embriyo ince bir kanül vasıtası ile rahim içerisine yerleştirilir. Transfer edilecek embriyo sayısı, anne adayının yaşına, embriyoların kalitesine ve önceki denemelere göre değişiklik gösterir. Normal uygulamalarda bu sayı en fazla iki embriyo olarak sınırlandırılmaktadır.
Semen örneğindeki sperm sayısının, hareketliliğinin ve normal yapıdaki sperm sayısının az olduğu ya da normal sayıda sperm olmasına rağmen spermlerin yumurtayı döllemede başarısız olduğu durumlarda uygulanan bir yöntemdir. Mikroenjeksiyon işlemi uygulanacak yumurtaların olgun olup olmadıkları önceden tespit edilmelidir. Düzgün yapısal özellik gösteren sperm, mikroskop altında yüksek büyütme ile seçilerek alınıp yumurta içine enjekte edilir. Bu işlemde tek bir sperm hücresi ile tek bir yumurtanın döllenmesi sağlanır. Bundan sonra ise IVF uygulamasında olduğu gibi ertesi gün döllenmeler, sonraki günlerde ise bölünmeler takip edilir. En iyi kalitedeki uygun sayıda embriyo anne adayının rahmine yerleştirilir.
Sperm, yumurta hücresine girdikten 16-20 saat sonra döllenmenin belirtisi olan 2 adet "pronükleus" görünür hale gelir. Pronükleuslardan biri anneye, diğeri ise babaya ait genetik materyali, yani kromozomları içermektedir. Saat ilerledikçe bu ikisi birbiri içine geçerek birleşirler ve yavruya ait kromozomları oluştururlar.
İki hücreli dört hücreli sekiz hücreli
Meydana gelen embriyo yaklaşık 26 saat sonra ilk bölünmesini gerçekleştirerek 2 hücreyi oluşturur. Bundan sonraki gün 4 hücre, üçüncü günde ise 6-8 hücreli şekli alır.
Beş günlük embriyo
Dört günlük embriyoda hücre sayısı gözle ayırt edilemez, kompakt görünüm kazanır. Beş günlük embriyonun içinde sıvı dolu bir boşluk oluşur, yaklaşık 150-200 hücreye sahiptir ve blastokist adını alır.
Transfer edilen embriyonun anne rahmine tutunması, kendisini çepeçevre saran zarı yırtarak dışarı çıkması ve rahim içi duvara yapışması yoluyla olur.
Semende sperm bulunmaması azoospermi olarak bilinir. Spermi taşıyan kanallarda tıkanıklık veya testislerdeki sperm yapımı bozukluğuna bağlı olarak ortaya çıkar. Tedavi yöntemi mikroenjeksiyondur. Bu tedavi yönteminde spermin elde edilmesi ürolog tarafından gerçekleştirilen ve TESA ya da TESE olarak bilinen cerrahi işlemlerle sağlanır. Günümüzde tüp bebek merkezlerine başvuran çiftlerin yaklaşık yüzde 5'i bu yöntemlerle tedavi edilmektedir.
TESA (Testiküler Sperm Aspirasyonu)
Sperm hücrelerini taşıyan kanalların tıkalı, gelişmemiş olması veya çok az sayıda sperm üretimi nedeniyle erkekten alınan semen içerisinde sperm bulunmaması durumunda, testislerden iğne ile sıvı çekilip sperm hücresi elde edilmesi yöntemidir.
Operasyon lokal anestezi altında gerçekleştirilir, hasta aynı gün içerisinde normal hayatına devam edebilir. Bu yöntemle elde edilen olgun veya gelişmekte olan spermler, ICSI (mikroenjeksiyon) yönteminde kullanılır.
TESE (Testiküler Sperm Ekstraksiyonu)
TESA yöntemi ile sonuç alınamadığında veya ileri düzeyde sperm üretimi eksikliği olan durumlarda, testislerden cerrahi müdahale ile parça alınması yöntemidir. Operasyon lokal anestezi altında gerçekleştirilir, hasta aynı gün içerisinde normal hayatına devam edebilir. Bu işlem, testislerden küçük doku parçacıkları alınması anlamına gelir. Alınan doku parçacıkları mikroskop altında daha ileri düzeyde bir incelemeye tabi tutulur. Sperm hücresi bulunduğu taktirde ICSI (mikroenjeksiyon) yönteminde kullanılmak üzere çeşitli hazırlık aşamalarından geçirilir.
Mikro Tese Yöntemi
Çocuk sahibi olamayan azospermik erkekler ‘mikroskobik testiküler sperm ekstrasyonu’ denilen ‘mikro tese’ yöntemiyle çocuk sahibi olabilmekteler. Tıkanıklığa bağlı olmayan durumlarda ise testislerde sperm üretimi ya hiç yoktur ya da belirli alanlarda çok sınırlı sayıda olmaktadır. Bazı tübüllerde hiç üretim olmazken bazılarında az sayıda sperm olabilmektedir. Menisinde sperm olmayan erkeklerde, ameliyat mikroskobu kullanılarak testisinden sperm elde etmek için yapılan bu işlemde, sperm bulunan alanlar daha kolay tanımlanarak sperm elde edilebilmektedir. Anestezi altında yumurtalıklar açılarak mikroskop altında incelenir. Bu yöntemle yumurtalıkta sperm üretilen bölgeler daha iyi seçilmekte ve alınan doku miktarı daha az olduğundan çok sayıda alandan parça alınabilmektedir. Ameliyat mikroskobunun kullanılması, sperm bulunma ihtimalinin yüksek olduğu doku bölgelerinin daha kolay ayırt edilmesini sağlar. Aynı zamanda dokuyu besleyen damarlarda da hasar en aza indirilmiş olur. Bu dokular laboratuvarda embriyolog tarafından kesilerek kanalların içine dökülmüş ya da kanallara yapışık olan sperm hücreleri ayıklanarak mikroenjeksiyon işleminde kullanılır.
Bu yöntem testisin mikroskop ile incelenmesi sperm bulma şansını da yükseltmekte ve daha fazla sayıda sperm elde edilmesini sağlamaktadır. Diğer önemli bir konu da hastanın testisinden doku kaybının eski yönteme oranla daha az olmasıdır.
Böylece, operasyonda testislerin en az zarar görmesi sağlanmakta, salgılanan testosteron hormonunun kandaki seviyesini azaltacak işlemlerden kaçınılmaktadır.
Kısırlık, çiftlerin bir yıl boyunca korunmasız olarak cinsel ilişkide bulunmasına rağmen çocuk sahibi olamamaları durumudur. Tüp bebek tedavisi sıklıkla aşağıda belirttiğimiz durumlarda uygulanmaktadır:
Tüp bebek tedavisi yöntemiyle meydana gelen hamilelikler ile normal gebelikle dünyaya gelmiş bebekler arasında herhangi bir fark yoktur.
Evli çiftlerin 1 yıl düzenli bir şekilde korunmaksızın denemelerinin ardından hamilelik elde edilemiyorsa uzman desteği alarak uygun tedaviye başlanmasını öneriyoruz. Ancak 35 yaş ve sonrasında bu sürenin daha kısa tutulup 6 ay olmasını tavsiye ediyoruz.
Hormon testleri ve ultrasonografide görülen yumurtalık kapasitesi yumurtalık fonksiyonlarının uygun olduğunu gösterir ise 46-47 yaşına kadar tüp bebek işlemi uygulanabilmektedir.
Tüp bebek sınırsız sayıda denenebilir çünkü tüp bebek tedavisinde kullanılan hormon ilaçlarının güvenilirliği çok sayıda bilimsel veri ile gösterilmiştir. Fakat bilinen bir gerçek vardır ki üçüncü tüp bebek tedavisinden sonra başarı şansı düşmektedir.
Sperm sayısı az ise mikroenjeksiyon yöntemi ile yumurtanın döllenmesi sağlanır.
Eğer menide hiç sperm yok ise testis içinde cerrahi olarak sperm aranması işlemi geçekleştirilir. (tesa veya mikrotese işlemi)
*Kemoterapi ve Radyoterapi gibi Tedaviler Öncesi (Kemoterapi ve radyoterapi gibi yumurta hücrelerine zarar veren tedavilere başlaması gereken kadınlarda)
Üreme Fonksiyonları ile İlgili Operasyonlar (Üreme fonksiyonlarının kaybedilmesine yol açacak (yumurtalıkların alınması gibi) operasyon geçirecek olan hastalarda)
Ailede Erken Menopoz Öyküsü Olması Durumunda (Ailesinde erken menopoz hikayesi olan ya da yumurtalık rezervi düşük olmakla birlikte henüz gebelik düşünmeyen kadınlar).
İleri Yaşlarda Anne Olma Planı Varsa
Kariyer odaklı yaşayan ve anneliği 30’lu yaşların sonrasına erteleyen kadınlarda.
Bekar ve yakın bir süre içerisinde evlilik planı olmayan kadınlarda düşük yumurtalık rezervi tanısı konmuş ise yumurta dondurma işlemi önerilir.
Anadolu Sağlık Merkezi Tüp Bebek Bölümünde biz yumurtaları şu an dünyadaki son teknik olan vitrifikasyon tekniğiyle -196 derece sıcaklıkta, sıvı nitrojen içinde dondurmaktayız. Bilimsel veriler ile uyumlu olarak bizim laboratuvarımızda da gözlemlediğimiz üzere saklanma süresinin uzun ya da kısa olması yumurta kalitesini ve yumurtanın genetik profilini etkilememektedir.
Tüp bebek tedavisindeki başarı oranları son 20 yılda yüzde 65-70’lere yükseldi. Bu oranın artmasındaki en önemli sebeplerden biri, laboratuvar ortamlarındaki ilerleme. Embriyoların ihtiyacı olan gıdaları ve ortamı daha iyi analiz eden, embriyoların genetik analizini yaparak daha sağlıklı olanları seçebilme imkânı veren embriyoloji laboratuvarları var. Ayrıca embriyoların dondurulup çözülme aşamasında, eskiden taze embriyoya göre gebe kalmada başarı oranı yarı yarıya iken, bu oran şimdi bazı durumlarda taze embriyo başarısının da üstüne çıkmış durumda. Bunlara ek olarak; yeni çıkan ilaçlarla tedavinin daha kolay olması, hataların azaltılması, doktorların da tecrübelerinin artması tüp bebek tedavisindeki başarı oranını artırdı.
Laboratuvarımızda Vitrifikasyon (camlaştırma) tekniğiyle dondurulmuş embriyoların transferi ile, taze embriyo transferiyle aynı gebelik oranları elde etmek mümkündür. Hatta bazı vakalarda dondurulmuş embryo transfer tedavisinde rahmin gelişimi daha iyi kontrol edilebildiği için dondurulmuş embriyolarda daha iyi bir zamanlamayla başarı yüzdesi artabilmektedir. Sevindirici olan şu ki vitrifikasyon yöntemi ile embriyolarda çözüldükten sonra canlılık devam oranı %97’ler civarındadır.
Çağımızda çevre kirliliğinin artması, stres, nükleer atıklar, besinlerdeki genetik modifikasyonlar ve katkı olarak kullanılan hormonlar sperm üretimini ve yumurtalık rezervini olumsuz yönde etkilemektedir. Yine yaşlanmayla birlikte, yumurtalık rezervinin ciddi bir şekilde azaldığı ve sperm sayısının da belli oranlarda etkilendiği bilinmektedir.
Genellikle doğurganlığın yaşla birlikte azalacağı kabul edilir. 20’li ve 30’lu yaşlardaki kadınların doğal şartlarda bir aylık siklusta yüzde 25-30 oranında gebe kalma şansları varken, bu oran 40’lı yaşların başlarında yüzde 5’e düşer. Üremeye yardımcı tedavilerde başarı oranını en fazla etkileyen faktör yaştır. Bunun bazı nedenleri vardır. İlerleyen yaşla birlikte kadınlardaki yumurtaların kaliteleri bozulur. Yaşa bağlı yumurta rezervi azalır ve yumurtalardaki anormallik riski artar. Tüm bunlar da beraberinde yaşla birlikte gebelik oranlarının azalmasına neden olur.
PGD, kalıtsal hastalığı olan ve sağlıklı çocuk sahibi olmak isteyen çiftlere önerilir. Ayrıca kısırlık nedeniyle tüp bebek veya mikroenjeksiyon gibi yardımcı üreme tekniklerinin uygulanacağı ve embriyolarında kromozomal bozuklukların görülme riski yüksek olan çiftlere ( ileri kadın yaşı, tekrarlayan gebelik kayıpları, ciddi sperm problemi, tekrarlayan tüp bebek başrısızlıkları gibi) de tavsiye edilmektedir.
Tüp Bebek Merkezi
Prof. Dr. Tayfun Kutlu
Tüp Bebek Merkezi
Op. Dr. Ebru Öztürk Öksüz
Tüp Bebek Merkezi
Embriyolog Dr. Gözde Kaya
Üroloji
Prof. Dr. Cüneyt Adayener
Videolar
Tüm videolarTüp bebek tedavisinde yanlış bilinenler - Prof. Dr. Tayfun Kutlu - Dr. Ebru Ö. Öksüz - Oksijen TV
Tüp bebek tedavisinde yanlış bilinenler - Prof. Dr. Tayfun Kutlu - Dr. Ebru Ö. Öksüz - Oksijen TV
Anne Olmayı Engelleyen Sağlık Sorunları - Doç. Dr. Tayfun Kutlu - FOX TV
Tüp Bebek Tedavisi Hakkında Merak Edilenler?
Tüp Bebek Tedavisi Hakkında Merak Edilen Her Şey - Canlı Yayın
Tüp Bebek Tedavisi Nasıl Yapılır? Tüp Bebek Tedavi Aşamaları Nelerdir?
Tüp Bebek Tedavisiyle İlgili Merak Edilen Her Şey - Canlı Yayın
Tüp Bebek Tedavisi Süreci Nasıl Başlar?
Üremeye Yardımcı Bir Tedavi Tekniği olan Aşılama Nedir?
Tüp Bebek Tedavisi Hangi Sıklıkla Yapılır?
Tüp Bebek Tedavisinde Genetik Tanı Testi Kimlere Önerilir?
Hizmet kalitemizi daha da yükseltmek için görüşlerinize, önerilerinize kulak veriyoruz.
İhtiyaç duyduğunuz sağlık hizmeti evinize geliyor. Evde sağlık hizmeti için formu doldurabilirsiniz.
Tetkiklerinizin sonuçları, hastalığınızın teşhisi ve size sunduğumuz tedavi seçenekleri gibi konularda ikinci bir doktor görüşü için formu doldurabilirsiniz.
Özel tedavi ve hizmetler için fiyat talep edebilirsiniz.
Öne Çıkan Yazılar