20 Eylül 2023 Çarşamba
Süt dişleriyle ilgili 6 soru, 6 cevap
Ağız ve diş sağlığı, estetik ve genel sağlık açısından önemlidir. Ağız içindeki yaralar, konuşma ve yeme gibi günlük fonksiyonları etkileyebilir. Bu yaralar kısa sürede iyileşen küçük kesikler ya da ağrılı aftlar şeklinde olabilir. Tedavide doğal gargaralar kullanılsa da, tekrarlayan yaralar ciddi hastalıkların belirtisi olabileceği için dikkat gerektirir. Bu tür yaralar için kulak burun boğaz uzmanlarına veya diş hekimlerine başvurmak önemlidir.
Ağız yarası denildiğinde dudak, dil ve dil altı, damak, diş etleri ve yanakların iç kısmında gelişen mukozal hasarlardan bahsedilmektedir. Sıcak madde tüketimi ya da yanlışlıkla ısırma sonrasında kendiliğinden geçen basit hasarlar olabileceği gibi uçuk şeklinde virüslere bağlı olarak ortaya çıkan ağrılı yaralar görülebilir. Ağız içinde en sık görülen lezyonlardan bir tanesi aft ya da aftöz ülser olarak tanımlanan patolojilerdir. Üzeri genellikle beyaz, iltihaplı görünümlü ve oldukça ağrılı lezyonlardır. Özellikle gribal enfeksiyonlar sırasında sıklıkla ortaya çıkan aftlar genellikle bir kaç gün içerisinde kendiliğinden iyileşir. Sık tekrarlayan, geçmesi uzun süren aft varlığında genellikle altta yatan ve immün sistemi baskılayan hastalıklar mevcuttur. Bu gibi durumlarda bu hastalıklara yönelik olarak tıbbi tetkikler yapılmalıdır. Diş eti hastalıkları ve diş apseleri de ağız yaralarına sebep olabilir. Ağız yaralarının kadınlarda erkeklere oranla daha fazla görüldüğü izlenmiştir.
Ağız yaraları değişik şekillerde ortaya çıkabilir. Farklı şekillerdeki lezyonlar farklı hastalıkların habercisi olabilir.
Üzeri beyaz, etrafı kırmızı ağrılı yaralardır. Genellikle ağız içinde yerleşir, dudaklarda görülmez. Küçük, büyük ya da kümeler halinde izlenebilir. Sık sık tekrarlayan aftlar bağışıklık sisteminde bir bozukluk zemininde gelişir.
Herpes simplex virüsü tarafından oluşturulan, genellikle dudakta dudağın etrafında izlenen ağrılı, içi sıvı dolu kabarık lezyonlardır. Daha önceden vücutta bulunan ve latent kalmış Herpes simplex virüsünün özellikle gribal enfeksiyonlar sırasında, vücudun bağışıklık sistemi zayıfladığında sebep olduğu yaralardır.
Kandidiyazis olarak da bilinen Candida albicans adı verilen bir mantar türü tarafından oluşturulan lezyonlardır. Mukozada sarı - beyaz yumuşak ağrısız lezyonlardır. Genellikle bebeklerde, takma diş sahibi bireylerde ya da bağışıklık sistemi baskılanmış hastalarda görülür.
Beyaz, kirli beyaz bazen sarımtırak etraf mukozadan hafif yüksek, üzeri düz veya pürtüklü olabilen lezyonlardır. Dilde ya da ağız mukozasında görülebilirler. Çoğunlukla sigara içimi ve dumansız sigara kullanımı sebebi ile geliştiği düşünülmektedir. Bunlar kesildiğinde lökoplaki genellikle sona erer.
Lökoplakide tarif edilen yaraların kırmızı renkli olanıdır.
Özellikle dilde görülen dilden kabarık morumsu lezyonlardır.
Ağız yarası belirtileri şu şekilde sıralanabilir:
Ağız yaraları genellikle 1-2 gün içerisinde kendiliğinden geçer. Bazı durumlarda 10 güne kadar uzayabilen lezyonlar görülebilir. Eğer bu süre zarfında ağız yaraları geçmiyorsa veya sık sık tekrarlayan ağız yaraları mevcutsa altta yatan diğer sebepler araştırılmalıdır. Beslenme yetersizlikleri ve başta C vitamini olmakla birlikte diğer vitamin eksiklikleri ya da sigara kullanımı tekrarlayan ağız içi yaralara sebep olabilir. Bağışıklık sistemini baskılayan hastalıklarda da tekrarlayan yaralar görülebilir. Romatizmal bir hastalık olan Behçet Hastalığı'nın ana bulguları arasında ağızda tekrarlayan aftöz ülserler yer almaktadır.
Gebelik sırasında vücutta hormonal aktivite artmaktadır. Özellikle öztrojen hormonunun etkisiyle hamile kadınlarda diş eti problemleri ve diş eti iltihapları oluşumu sıklıkla gözlenir. Diş etleri hassastır, çabuk şişerler ve daha sık kanama izlenir. Bu durumlardan korunmak için gebelikte ağız ve diş bakımına önem gösterilmeli ve kesintiye uğratılmamalıdır.
Normal doğumla dünyaya gelen bebeklerde doğum sırasında anneden bebeğe geçen mantar enfeksiyonlarına bağlı olarak ağız çevresinde veya ağız içinde yaralar görülebilir. Bağışıklık sistemi problemi olmayan bebeklerde bu lezyonlar kendiliğinden geçer. Ayrıca emen bebeklerde ağız içinde pamukçuk denilen beyaz lezyonlar görülebilir. Ağız ve diş bakımını yeterli düzeyde yapmayan ve ağız hijyeni bozuk çocuklarda da pamukçuk görülebilir. Çocuklarda ateşli hastalıklar sırasında nadiren de olsa uçuk izlenebilir.
Ağız yaraları genellikle doğal maddelerle gargara yapılarak iyileştirilir. Ağız yarası nasıl geçer sorununa cevap arayan insanoğlu çok eski zamanlardan beri doğal yöntemlerden faydalanmaktadır. Doğal yöntemlerle geçmeyen ağız yaraların tedavisinden antibiyotik ya da antiviral ajanlardan faydalanılabilir. Dudakta gelişen uçukların tedavisinde antiviral madde içeren kremler fayda sağlayabilir. Ağız yaralarını iyileştirebilecek bir takım doğal maddeler şunlardır.
Ağız yarasına iyi gelen doğal yöntemler;
Karbonat
Ağızda ortaya çıkan lezyonlar için karbonat sıklıkla kullanılır. Karbonatın iltihapları azaltmaktaki etkisi ile hem yara iyileşir hem de ağrı diner. Bir çay kaşığı karbonat ile bir miktar ılık su karıştırılarak macuncu bir kıvamda hazırlanan karışım yaranın üzerine sürülerek bir süre lezyon üzerinde bekletilmelidir. Daha sonra bu karışım temiz ılık suyla durulanmalıdır.
Tuz
Tuzlu su ile gargara ağız yaralarının tedavisinde fayda sağlayabilir. Tuz aynı zamanda aft ağrısını da hafifletir. Yarım bardak ılık suda bir çay kaşığı normal ev tuzu eritilir ve bu suyla günde birkaç kere hatta birkaç saatte bir bu suyla, yutmadan 15-30 saniye gargara yapılabilir.
Karanfil yağı
Karanfil yağının ağrı dindirici özelliği bulunmaktadır. Çok ağrılı olabilen ağız içi aft benzeri lezyonlarda ağrıyı hafifletmekte kullanılabilir.
Aloe Vera
Aloe vera bitkisinin jeli doğrudan aftın üzerine uygulanarak ağrıyı azaltmakta ve iyileşme sürecini hızlandırmakta kullanılabilir. Aloe vera suyu da aynı etkiyi gösterir. Ayrıca çatlamış dudaklar ve uçuk gibi diğer ağız lezyonlarında da faydalı olduğu izlenmiştir.
Meyan Kökü
Meyan kökünün doğal iyileştirici özellikleri, ağız yaralarında da olumlu sonuçlar verir.
Hindistan cevizi yağı
Hindistan cevizi yağı doğal bir antimikrobiyal maddedir. Susam yağı veya diğer yenilebilir yağlarla karıştırılarak kullanılacak hindistan cevizi yağı gargarası ağız yaralarının tedavisinde çok eski zamanlardan beri kullanılan bir uygulamadır.
Ada Çayı
Bilinen en eski mikrop öldürücü bitkilerden olan ada çayı, ağız yaralarının tedavisinde de kullanılabilir. Kolaylıkla her yerde bulunabilen yaprak şeklindeki ada çayı, sıcak suda demledikten sonra gerek gargara yaparak, gerekse de ağız içinde bir miktar tutup içerek kullanılabilir. Ada çayı gargarası ağız içi hijyeni sağlayarak hem iltihaplanmayı azaltır hem de ağrı sağaltımında faydalı olur.
Bahsedilen doğal yöntemlerle geçmeyen ya da sık sık tekrarlayan ağız yaraları daha ciddi hastalıkların habercisi olabilir. Böyle bir durumda bir kulak burun boğaz uzmanı ya da diş hekiminden randevu almayı ihmal etmeyiniz.
Son güncellenme tarihi: 18 Ocak 2024
Yayınlanma tarihi: 07 Nisan 2020
Ağız ve Diş Sağlığı
Ağız ve Diş Sağlığı
Ağız ve Diş Sağlığı
Ağız ve Diş Sağlığı
Öne Çıkan Kanser Yazıları