20 Eylül 2023 Çarşamba
Mamografi hakkında 10 soru 10 cevap
Kanser tedavilerindeki gelişmelerle birlikte, radyolojinin tedavi edici bölümü olan Girişimsel Radyoloji de hızla ilerliyor.
Kanser tedavilerindeki gelişmelerle birlikte, radyolojinin tedavi edici bölümü olan Girişimsel Radyoloji de hızla ilerliyor. Yeni gelişmelerle birlikte Girişimsel Radyoloji artık ayrı bir ihtisas dalı olarak minimal invaziv cerrahi yöntemler grubuna dahil olmuş durumda. Radyoembolizasyon tedavisi de bunu kanıtlıyor ve adeta tümörlere geçit vermiyor. Anadolu Sağlık Merkezi Girişimsel Radyoloji Uzmanı Dr. Murat Dökdök, bu tedavi yönteminin hastaların yaşam süresini uzattığına dikkat çekiyor ve ilgi çekici bilgileri bu yazımızda paylaşıyor.
Embolizasyon aslında “damarın tıkanması” anlamına geliyor. Girişimsel radyolojinin kullandığı tedavi yöntemlerinden biri ve tümörlerin yok edilmesi için anjiyografik yöntemle damar içinden ilerleyerek ilgili organa ulaşılarak yapılan bir tedavi. Yöntem, kanserli birçok organda uygulanabiliyor ancak şu anda bu tedavilerin etkilerinin en iyi kanıtlandığı organ, karaciğer. Kanser türlerinin en sık sıçrama yaptığı bölge olan karaciğer, en kritik organ. Embolizasyon sadece karaciğere sıçrayan metastazlar için değil, direkt karaciğer dokusundan kaynaklanan tümörler için de yapılıyor. Bu yöntem karaciğer dışında, örneğin akciğer tümörlerinde ve böbrek tümörlerinde ve tümör vb. sebepler durumunda görülen kanamalı durumlarda da uygulanabiliyor.
Anjiyografik bir işlem olan embolizasyon yönteminde, kasıktan anjiyografik yolla, bazen de koldan bir kateter olarak adlandırdığımız küçük borucuklar ile önce ilgili organ damarlarına, daha sonra da bu organdaki hastalıklı damarlara ulaşılıyor. Ardından da bu katerlerin içerisinden hastalıklı damarların içine, damarı tıkayıcı maddeler veriliyor. Hastanın durumuna göre değişmekle birlikte bu işlem yaklaşık bir saat sürüyor. Genel olarak karaciğer kanserlerinde cerrahi olarak tümörü çıkarmak hastanın hayatını uzatabiliyor ancak tümörün boyutu, yerleşimi, tümörün ve hastanın durumu cerrahiyi engelliyorsa bu durumlarda da embolizasyon tedavilerine başvurulabiliyor.
Diğer embolizasyon tedavilerinde olduğu gibi anjiyografi eşliğinde yapılan radyoembolizasyonda, tümör damar yatağına radyoaktif izotop ile yüklenmiş mikrokürecikler (radyasyon yayan küçük parçacıklar) veriliyor. Yani bir anlamda vücudun içinden ‘radyoterapi’ uygulanıyor diyebiliriz. Bu yöntemin, dışarıdan verilen radyoterapiye göre faydası ise, karaciğerin sadece sınırlı bir bölgesine girerek yüksek dozda radyasyonun tümör içine uygulanabilmesi. Böylece dışarıdan verilen radyoterapinin aksine ışınlar komşu dokulara da hasar vermiyor. Üstelik bu tedavi hastanın yatışını da gerektirmiyor.
Toplumda en büyük sağlık problemlerinden kadınlarda selim rahim urları (miyom) ve erkeklerdeki prostat büyümesinde (prostatizm) iken embolizasyon tedavisinin bu hastalarda uygulanması gittikçe daha yaygınlaşıyor. Örnek verirsek kadınların yaklaşık üçte biri yaşamları boyunca rahim alma (histerektomi) ameliyatı olmakta ve miyomlar bunun en sık sebebi olarak karşımıza çıkmaktadır. Embolizasyon ile miyom tedavisine yönelik yapılan kontrollü çalışmalarda hastalarda iyileşme ve ağrının cerrahiye göre daha az görüldüğü ve işlemin başarısından memnuniyetin ameliyata göre daha fazla olduğu saptanmış.
Karaciğere sıçrayan, bağırsak sisteminden kaynaklanan metastazlarda; bu hastaların yaklaşık yüzde 30’unda hastalığın teşhis edildiği dönemde bir metastatik bulgu vardır. Karaciğerdeki metastazların cerrahi olarak çıkarılması hasta ömrünü uzatıyor fakat hastaların sadece yüzde 15-20’si, karaciğerden cerrahi olarak metastazların çıkarılmasına uygun. Bu da hastaların yüzde 80-85’inin karaciğerinden metastaz çıkarılmasına uygun olmadığı anlamına geliyor. Bu noktada minimal cerrahi olarak adlandırılan embolizasyon yöntemleri devreye giriyor. Embolizasyon tedavilerinde yüzde 90 oranlarında tümör cevabı elde edilebiliyor. Burada hastaların yaşam süreleri ve böylece yaşam kalitelerini artırmak amaçlanıyor.
Tümör hücreleri de tıpkı virüsler gibi her yıl farklı formlara bürünebiliyor. İlk ortaya çıkan tümör hücreleri etrafa yayılırken şekil değiştirebiliyor. Hatta aynı dokunun indeki tümör hücreleri zamanla farklı genetik yapılara sahip olabiliyor. İşte bu da tedaviyi güçleştiren sorunlardan biri ve radyoembolizasyon burada güçlü ve etkin bir tedavi yöntemi. Tıp dünyası şimdilerde, tümörlerin bu kılık değiştirme becerilerini çözmeye çalışıyor.
Son güncellenme tarihi: 26 Ekim 2020
Yayınlanma tarihi: 26 Ekim 2020
Radyoloji
Radyoloji
Radyoloji
Radyoloji
Radyoloji
Radyoloji
Radyoloji
Öne Çıkan Kanser Yazıları