10 Eylül 2024 Salı
Rahim Ağzı Kanserinde Robotik Cerrahi Nasıl Uygulanır?
Jinekolojik onkoloji, perinatoloji ve tüp bebek birimi gibi pelvik taban cerrahisi de Kadın Hastalıkları ve Doğum branşının bir alt dalıdır. Pelvik taban cerrahisi bazı kliniklerde “ürojinekoloji” olarak da adlandırılıyor. Ancak kadınlarda idrar kaçırma, rahim sarkması özellikle de “prolapsus” dediğimiz mesane sarkması gibi konularla genellikle kadın hastalıkları ve doğum branşı ilgileniyor. Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. Mustafa Ulubay, Pelvik Taban Cerrahisi Bölümü’nde hangi hastalıkların tedavisinin yapıldığıyla ilgili bilgi verdi.
Kadınlarda idrar kaçırmanın bazı nedenleri vardır ve bu nedenler doğrultusunda; ameliyat, ilaç ya da mesane içine botoks enjeksiyonu gibi tedavi yöntemlerine başvurulabilir. İdrar kaçırma tedavisinde fizyoterapi temelli çalışan cihazlar çeşitli aracılığıyla tedaviler de değerlendirilebilir. Örneğin hastada “stres inkontinansı” dediğimiz öksürünce, hapşırınca veya gülünce idrar kaçırma varsa bu durumda çoğunlukla ameliyat seçeneği tercih edilir. Ani tuvalete gitme ihtiyacı gibi durumlarda ise genellikle cerrahi dışı tedavi yöntemleri yeterlidir. Pelvik taban kaslarının yetersiz olduğu durumlarda vajinal lazerler veya elektromanyetik sandalyeler gibi tıbbi cihazlar da kullanılabilir. Mesane distansiyonu adı verilen rahatsızlıkta ise cerrahi tedavi sorasında hastanın idrarını yapamaması veya uzun süre sondayla gezmesi gibi problemler karşımıza çıkabiliyor. Bu durum hastanın ileri yaşına ya da kullandığı ilaçlara bağlı olarak kendini gösterebiliyor. Bu sıkıtının çözümü olarak sinir uyarımı gibi tedavi yöntemleri de kliniğimizde uygulanabiliyor.
İdrar kaçırma dışında rahim sarkması, yani uterus prolapsusu denilen sıkıntıdan muzdarip hastalar da bu birimde en iyi şekilde tedavi edilebiliyor. Kadınlarda ortaya çıkan rahim sarkmasına, sistosel, yani mesane sarkması veya rektosel (Bağırsak fıtığı) denilen durumlar da eşlik edebilir. Bu hastalıklar genellikle birlikte seyreder. Örneğin bir hastada rahim sarkması varsa büyük ihtimalle mesane sarkması da mevcuttur. Bu hastalıklar hem gençlerde hem de yaşlılarda görülebiliyor. Hastanemizde robotik cerrahi olmak üzere laparoskopik cerrahi, vajinal cerrahi ve doğal vücut bozukluklarına yönelik cerrahi tedaviler başarıyla uygulanıyor.
Daha önce tedavi görmüş ancak tedaviden fayda alamamış kişilerin nüks veya revizyon ameliyatları da merkezimizde başarılı bir şekilde gerçekleştiriliyor.
Doğuştan vajinası veya rahmi olmayan hastaların cinsel ilişkiye girebilmesi için geçirmeleri gereken cerrahi operasyona vajinal agenezi deniyor. Rahatsızlık, Mayer-Rokitansky-Kuster-Hauser Sendromu olarak tanımlanıyor. Bu ameliyatlar dünya genelinde çok az sayıda merkezde gerçekleştirilebiliyor. Kliniğimizde doğuştan vajinası olmayan hastalara cerrahi tedavi şansı sunuyoruz. Vajinal agenezide cerrahi tedavi yöntemleri oldukça kısıtlı. Merkezimizde hastanın “periton” denilen karın iç zarını, yani kendi dokusunu kullanarak bir tedavi planlamaya özen gösteriyoruz. Hastanemizin güçlü ve gelişmiş altyapısı sayesinde robotik cerrahi gibi bir tedavi yönteminin de uygulanabilir olmasıyla bu hastalarda robotik veya laparoskopik vajina yapma ameliyatları kolaylıkla gerçekleştiriliyor. Ek olarak ameliyattan sonra bu hastaların hem mental hem de jinekolojik rehabilitasyon süreçleri sıkı bir şekilde takip ediliyor.
Pelvik taban cerrahisi sadece hastalıklar için değil estetik ihtiyaçları karşılamak için de kurulmuş bir birim. Dış genital bölgesinde doğuştan anomalisi olan hastalarda örneğin dış dudaklarda büyüklük, küçüklük veya asimetri gibi sıkıntılar varsa bunlara yönelik başarılı estetik cerrahiler gerçekleştiriliyor.
Doğuştan gelen ve çeşitli anomalilerden kaynaklanan genital bölge problemlerini merkezimizde başarıyla tedavi edilebiliyor. Androjen insensitivite sendromu veya “ambiguous genitale” denilen cinsel bölgenin doğuştan farklı olması gibi problemlere yönelik, genital feminizasyon operasyonları birimimizde gerçekleştirilebiliyor.
Genellikle yeni doğan bebeklerde veya ileri yaş kadınlarda ortaya çıkan labial adezyon, dış dudakların birbirine yapışması nedeniyle vajinanın kapanması anlamına geliyor. Bu rahatsızlığın tedavisi de pelvik taban cerrahisi biriminde gerçekleştiriliyor. Özellikle yeni doğan kız çocuklarının 3 yaşına kadar yüzde 70’inde dış veya iç dudaklar birbirine kendi kendine yapışabiliyor ve bu durumun da tedavi edilmesi gerekiyor. Çoğunlukla masaj, bekleme tedavisi veya küçük cerrahi operasyonlarla bu yapışıklıklar giderilebiliyor.
Kanser nedeniyle genital bölgesinde hem kozmetik hem de fonksiyonel problemleri olan hastalara da pelvik taban cerrahisi birimimizde hizmet veriyoruz. Örneğin vajinada kısalma, daralma ya da cinsel ilişki esnasında ağrı problemi olan hastalara alternatif medikal ve cerrahi tedaviler uygulanıyor. Özellikle pelvik radyoterapi görmüş kişilerde vajinada ileri derecede kısalma veya daralma oluşabiliyor. Bunun sonucunda da cinsel ilişki gerçekleşemez hale gelebiliyor.
Pelvik taban cerrahisi biriminde doğum sonrasında vajinada genişleme veya cinsel ilişkiden haz alamama gibi problemler vajina daraltma ameliyatlarıyla tedavi ediliyor.
Daha önce yapılmış olan cerrahi tedavilerin komplikasyonları olarak karşımıza çıkan rektovajinal fistüllerin tedavisi pelvik taban cerrahisi biriminde gerçekleştiriliyor. Örneğin kişinin aldığı radyoterapinin, geçirdiği cerrahi operasyonların ya da kullandığı medikal ilaçların yan etkisi olarak kalın bağırsakla (rektum) vajina arasında bir tünel açılabiliyor ve gaita (dışkı) anüsten değil vajinadan çıkıyor. Bu rahatsızlık bazen spontane bir şekilde kendiliğinden de oluşabiliyor. Vezikovajinal fistüller ise mesane ve vajina arasında bir kanal oluşması ve idrarın vajinadan çıkmasıdır. Bu hastaların cerrahi tedavileri bu birim altında gerçekleştiriliyor. Özellikle mükerrer, nüks etmiş hastalıkların tedavisinde de multidisipliner yaklaşımlarla hastalara en iyi tedavileri sunuluyor. Klinikte vajinal daralma, idrar kaçırma gibi problemlere karşı ameliyatsız lazer tedavileri de yapılabiliyor. Fizyoterapistler ve klinik psikologlar da bütün bu tedavilere ek destek tedavi sağlıyorlar.
Hastanenin sahip olduğu gelişmiş görüntülüme ve cerrahi yöntemler sayesinde hastalar konforlu bir şekilde sağlıklarına kavuşuyorlar. Lokal ve medikal tedavilerden vajinal rejuvenasyon (genital gençleşme), PRP-ekzosom kullanımı ve genital mezoterapi uygulamaları da yapılabiliyor.
Kliniğimizde sadece pelvik organ prolapsusu hastalıkları, estetik ameliyatlar veya vajina ameliyatlar değil, çeşitli sebeplerle ortaya çıkan HPV veya poksvirüs gibi genital siğiller de başarılı bir şekilde tedavi edilebiliyor. Kriyoterapi, lazer, cerrahi ve medikal ilaç tedavileri ya da lokal ilaç uygulamaları şeklinde tedavi yöntemleri mevcut. Genital siğillerde eş zamanlı tedavi sayesinde aynı seans içinde süreç tamamlanabiliyor. Bunlarla birlikte HPV aşılaması da kliniğimizde yapılabiliyor.
Günümüz sağlık uygulamalarında HPV aşısının ilk cinsel ilişkiden ve 25 yaşından önce yapılması tavsiye ediliyor. 15 yaş gününden önce ilk aşısını yaptıran kişilere iki doz HPV aşısı önerilir. HPV aşısının ikinci dozu, ilk dozdan 6 ila 12 ay sonra yapılır. 15 ila 26 yaşları arasında ilk aşısını olan bireyler ve bağışıklık sistemi baskılanmış kişiler için üç doz HPV aşısı önerilir. Ayrıca 9 ila 26 yaş arası bağışıklığı baskılanmış kişiler (HIV enfeksiyonu olanlar dahil) için de üç doz önerilir. İlk dozun ardından ikinci doz için 1-2 ay geçmesi önerilirken, üçüncü doz aşı için 6 ay geçmesi beklenir.
Son güncellenme tarihi: 18 Temmuz 2024
Yayınlanma tarihi: 18 Temmuz 2024
Öne Çıkan Kanser Yazıları