23 Ağustos 2023 Çarşamba
MCV: Nedir, Belirtileri, Tedavisi, Yüksekliği ve Düşüklüğü
Hemofili, kanın normal şekilde pıhtılaşmasını engelleyen genetik bir hastalıktır. Bu rahatsızlık, vücutta pıhtılaşma için gerekli olan faktörlerin eksikliği veya işlevsiz olması sonucu oluşur. Kan pıhtılaşması, vücudun yaralanma sırasında kanamayı durdurmasını sağlayan önemli bir süreçtir. Ancak hemofili hastalarında bu süreç düzgün çalışmadığından küçük bir kesik bile uzun süreli kanamalara yol açabilir. Dahası, eklem ve kas içi kanamalar gibi ciddi komplikasyonlar da meydana gelebilir.
Pıhtılaşma faktörlerinin eksikliği veya işlev bozukluğu nedeniyle kanın normal bir şekilde pıhtılaşamamasıyla karakterize genetik bir kanama bozukluğudur. Pıhtılaşma, vücudun kanamayı durdurmak için kan damarlarında bir tıkaç oluşturduğu karmaşık bir süreçtir. Ancak hemofili hastalarında bu süreç düzgün işlemediği için yaralanmalar veya cerrahi müdahaleler sonrasında kanamalar normalden daha uzun sürer. Ayrıca, bazı durumlarda kendiliğinden gelişen iç kanamalar da görülebilir. Hemofili, eksik olan pıhtılaşma faktörüne göre iki ana türe ayrılır:
Hastalığın şiddeti, pıhtılaşma faktörünün kandaki seviyesine bağlıdır:
Doğuştan gelen bir hastalık olmasına rağmen nadiren edinsel hemofili olarak bilinen sonradan gelişen bir formu da vardır. Bu durum, bağışıklık sisteminin pıhtılaşma faktörlerine karşı antikor geliştirmesi sonucu ortaya çıkar.
Eksik olan pıhtılaşma faktörüne ve hastalığın şiddetine bağlı olarak farklı belirtilerle kendini gösterir. Belirtiler genellikle kanama olaylarıyla ilişkilidir. Bazen doğum sırasında veya erken çocukluk döneminde fark edilir. Daha hafif vakalarda belirtiler, yalnızca cerrahi müdahale veya yaralanma sonrası ortaya çıkabilir. Hemofili belirtileri şöyle sıralanabilir:
Genellikle hastanın şikayetleri ve aile öyküsüyle başlar. Hastalık genetik bir durum olduğundan ailede hemofili geçmişi önemli bir ipucu sağlar. Hemofili teşhisi sürecinde çeşitli laboratuvar testleri yapılır. Pıhtılaşma süresi izlenir. Normalden uzun pıhtılaşma süresi, hemofiliyi işaret edebilir. Pıhtılaşma faktör seviyeleri tespit edilir. Faktör VIII ve IX seviyelerinin ölçümü ile hemofili türü ve şiddeti belirlenir. Ayrıca hemofili tanısı almış bir aile üyesi varsa genetik testlerle taşıyıcılık veya hastalık durumu doğrulanabilir.
Çoğunlukla genetik mutasyonlardan kaynaklanan bir hastalıktır. X kromozomuna bağlı resesif bir şekilde kalıtılır. Bu durum, pıhtılaşma faktörlerinden biri olan Faktör VIII (Hemofili A) veya Faktör IX (Hemofili B) üreten genlerdeki mutasyonlardan kaynaklanır. Bu genetik mutasyonlar, kanın normal şekilde pıhtılaşması için gerekli olan bu faktörlerin eksikliğine veya tamamen işlevsiz hale gelmesine yol açar. Hemofili, erkeklerde daha yaygın görülü. Çünkü erkeklerde yalnızca bir X kromozomu bulunur. Eğer bu kromozomdaki ilgili gen mutasyona uğramışsa erkek hasta, hastalık belirtilerini gösterir. Kadınlarda ise iki X kromozomu olduğu için bir X kromozomu etkilenmiş olsa bile diğer sağlıklı X kromozomu genellikle bu eksikliği telafi eder. Bu nedenle kadınlar genellikle taşıyıcıdır. Dolayısıla hastalık belirtileri göstermezler. Ancak, bazı taşıyıcı kadınlarda pıhtılaşma faktör seviyelerinin düşük olması nedeniyle hafif hemofili belirtileri görülebilir. Hemofili nedenleri şöyle sıralanabilir:
Hemofili tedavisi, eksik olan pıhtılaşma faktörünün yerine konulması esasına dayanır. Modern tedavi yöntemleri, hemofili hastalarının yaşam kalitesini önemli ölçüde artırmıştır. Öncelikle eksik olan pıhtılaşma faktörü (Faktör VIII veya IX), damar yoluyla hastaya verilerek kanama kontrol altına alınır. Bu tedavi, kanama durumlarında uygulanabileceği gibi, düzenli aralıklarla yapılacak koruyucu tedavi şeklinde de uygulanabilir. Laboratuvarda üretilen pıhtılaşma faktörleri, insan kaynaklı ürünlere ihtiyaç duyulmadan kanama tedavisinde kullanılır. Eklem kanamalarına bağlı oluşabilecek hasarların önlenmesi ve hareket kabiliyetinin korunması için fizik tedavi önerilebilir. Hemofili, yaşam boyu devam eden bir durum olsa da erken teşhis, düzenli tedavi ve önleyici yaklaşımlar ile kontrol altına alınabilir. Bu sayede, hastalar normal bir yaşam sürdürebilir ve komplikasyon riski en aza indirilebilir.
Son güncellenme tarihi: 28 Ocak 2025
Yayınlanma tarihi: 21 Ocak 2022
Kemik İliği Nakli Merkezi
Öne Çıkan Kanser Yazıları