21 Ağustos 2023 Pazartesi
Propolis: Nedir, Ne İşe Yarar, Faydaları Nelerdir, Nasıl Kullanılır?
Lökosit olarak isimlendirilen beyaz kan hücreleri ismini latince leucko (beyaz) ve cyte (hücre) kelimelerinden alır. Bağışıklık sisteminin hem iç hem de dış faktörlere karşı oluşturduğu yanıtın oluşturulmasında ve düzenlenmesinde görev alan bu hücrelerin azalması lökopeni olarak ifade edilir. Beyaz kan hücreleri kendi içerisinde 5 temel gruba ayrılır. Nötrofiller, lenfositler, monositler, eozinofiller ve bazofiller, beyaz kan hücrelerinin ana hücre gruplarını oluşturur. Bu hücre gruplarının sayıları çeşitli hastalıklara bağlı olarak ayrı ayrı ya da tek başına etkilenebilir.
Lökopeni, kişilerin tam kan sayımı tetkikinde beyaz kan hücresi (WBC) sayısının normal sınırların altında tespit edilmesini ifade eder. Bağışıklık hücrelerindeki bu azlık kişinin enfeksiyon hastalıklarına karşı yatkın hale getirebileceği için önem arz eder.
Sağlıklı bireylerde normal kabul edilen beyaz kan hücresi sayısı aralığı 3,500-4,000 ile 10,000-11,000 arasında değişkenlik gösterebilir. Bu sayıların birimi mikrolitre kan hacminde yer alan hücre miktarıdır. 4000’in altında tespit edilen beyaz kan hücresi sayısı kişide lökopeni varlığına işaret ediyor olabilir.
Lökopeni ve nötropeni kavramları bazen birbiri yerine kullanılabiliyor olsa da bunun aslında yanlış bir kullanım şekli olduğuna dikkat edilmelidir. Lökopeni kavramı tüm beyaz kan hücrelerini içerisine alan ve bunların herhangi birindeki azalmayı ifade eden bir terim iken nötropeni kavramı ise beyaz kan hücreleri arasında en fazla bulunan nötrofil sayısındaki azalmayı ifade eder.
Nötrofiller, beyaz kan hücrelerinin yaklaşık olarak %55-70’ini oluşturur. Temel görevleri ise bakteri ve mantar kaynaklı enfeksiyon etkenleri ile mücadele edilmesidir. Nötrofillerin ardından kanda en sık bulunan beyaz kan hücresi virüslere karşı vücudun savunulmasını sağlayan lenfositlerdir. Beyaz kan hücreleri arasında en az sayıda bulunan hücre grubunu ise bazofiller oluşturur ve bu hücreler alerjen maddelere karşı iltihabi yanıt oluşumunda görev alır. Eozinofiller alerjik reaksiyonlar ve astım gibi hastalıkların gelişiminde rol oynadığı düşünülen beyaz kan hücresi grubudur. Boyut açısından incelendiğinde savunma hücrelerinin en büyükleri olan monositler ise bakteri, virüs ve mantarlara karşı mücadelesini sürdürür.
Beyaz kan hücreleri kemik iliğinde üretilen ve vücudun savunma fonksiyonlarının devam etmesi için kritik öneme sahip hücrelerdir. Bu hücrelerin sayısının azalması bireylerin hastalıklarla ve hastalık oluşturma potansiyeline sahip mikroorganizmalar ile mücadele yeteneğini olumsuz yönde etkileyerek çeşitli enfeksiyon belirtilerinin oluşmasına neden olabilir:
Bu ortak belirtiler dışında lökopeni ile oluşabilecek şikayetler bu durumun ortaya çıkmasındaki asıl neden ve hangi hücre grubunun etkilenmiş olduğuna göre farklılık gösterebilir.
Çeşitli sağlık sorunları kemik iliğinde beyaz kan hücresi üretimini etkileyerek veya bu hücrelerin ortadan kaldırılmasını hızlandırarak lökopeni durumunun oluşmasına neden olabilir:
Nezle veya grip gibi akut (ani başlangıçlı) viral hastalıklarda geçici bir lökopeni hali ortaya çıkabilir. Bu virüslerin bulaşı sonrası ilk dönemde kemik iliğinde beyaz kan hücrelerinin üretilme süreci olumsuz yönde etkilenir. Bu rahatsızlıklar dışında bazı ağır hastalıkların seyri sırasında vücudun beyaz kan hücrelerini kullanma hızında bir artış söz konusu olabilir. HIV gibi viral enfeksiyonlar sadece belirli tipte beyaz kan hücrelerini hedef alarak lökopeni halinin gelişimine neden olabilir.
Bakteri kaynaklı çeşitli enfeksiyon hastalıklarında da lökopeni durumu meydana gelebilir. Tüberküloz hastalığı bu rahatsızlıklar içerisinde yer alır. Özellikle kadın bireylerde bu ağır enfeksiyona yakalanma sonrasında lökopeni gelişimi için artmış bir risk söz konusudur.
Aplastik anemi, aşırı aktif dalak ve myelodisplastik sendrom gibi durumlar lökopeni gelişimi ile sonuçlanabilir. Kemik iliği kemiklerin merkezinde yer alan süngerimsi bir dokudur ve kan hücrelerinin üretimini gerçekleştirir. Bahsedilen rahatsızlıklara ek olarak bazı kanser türleri, kanser tedavisinde kullanılan kemoterapi ve radyasyon uygulamaları veya benzen ve pestisit (tarım ilacı) gibi kimyasallar ile maruziyet sonrasında da kemik iliği olumsuz yönde etkilenerek lökopeni gelişebileceği unutulmamalıdır.
Lösemi başta olmak üzere çeşitli kanser türleri kemik iliğinin hasarlanmasına neden olarak lökopeni gelişimine neden olabilir.
Otoimmün rahatsızlıklar bağışıklık sisteminin kendi doku ve organlarına karşı giriştiği mücadeleyi ifade eder. Romatoid artrit ve lupus gibi rahatsızlıkların seyri sırasında beyaz kan hücrelerinin hedef alınması halinde kişilerde lökopeni gelişimi gözlenebilir.
Kostmann sendromu gibi konjenital (doğuştan gelen) rahatsızlıklar lökopeni halinin oluşmasına neden olabilir.
Vitamin ve mineraller genel olarak mikro besin maddesi olarak tanımlanırlar. Bu mikro besin grupları içerisinde yer alan B12 vitamini, folat, bakır ve çinko gibi maddelerin eksikliğinde lökopeni durumu meydana gelebileceği için dikkatli olunmalıdır.
Sarkoidoz, granülom adı verilen iltihabi oluşumlarla karakterize multisistemik bir rahatsızlıktır. Bağışıklık sisteminin aşırı aktif hale geçmesi ile vücudun çeşitli bölgelerinde ağır iltihabı durumlarla seyreden bu hastalık, kemik iliğini de etkisi altına alarak lökopeni gelişimine neden olabilir.
Bu sağlık problemlerine ek olarak bazı rahatsızlıkların tedavisi amacıyla kullanılan çeşitli ilaçların kullanımı sonrasında da kişilerde lökopeni geliştiği tespit edilebilir. Multiple skleroz (MS) tedavisinde kullanılan interferon türevi ilaçlar, bazı nöbet önleyici ilaçlar, bupropion etken maddeli sigara bırakma ve depresyon tedavisinde kullanılan ilaçlar, bazı antipsikotikler, steroid ilaçlar ve penisilin gibi bazı antibiyotikler, kullanımları sonrasında kemik iliğinin baskılanmasına ve dolayısıyla lökopeni gelişimine neden olabilecek ilaçlar arasında yer alır. Bu nedenle hekimlerin bilgisi ve reçetelendirmesi dahilinde olmayan ilaç kullanımlarından kaçınılması oldukça önemli bir konudur.
Lökopeni teşhisi oldukça basit bir tetkik olan tam kan sayımında bu hücrelerin düzeyinin incelenmesi ile gerçekleştirilebilen bir tanıdır.
Lökopeni tedavisi hangi savunma hücresi tipinin etkilendiğine ve bu durumun oluşumundaki asıl nedenin ne olduğuna göre değişkenlik gösterebilir. Lökopeniye tedavi yaklaşımı kapsamında uygulanabilecek çeşitli yöntemler mevcuttur:
Lökopenisi olan bireylerde çeşitli ilaçların kullanımı ile vücutta bağışıklık sistemi hücrelerinin üretimi desteklenebilir. Lökopeni halinin gelişiminde enfeksiyon hastalıklarının etkili olduğunun tespit edilmesi halinde ise enfeksiyon etkenine yönelik olarak antiviral, antifungal ya da antibiyotik ilaçların reçetelendirilmesi gerekli olabilir.
Bazı kişilerde lökopeni gelişmesinin altında yatan sebep çeşitli sağlık sorunları nedeniyle kullanılan ilaçlar olabilir. Bu ilaçlar hekimlerin bilgisi ve önerisi dahilinde bu yan etkiyi gösterme ihtimali daha düşük olan alternatifleri ile değiştirilebilir.
Kemik iliğinde bulunan kök hücrelerin uyarılması ve bu hücrelerden bağışıklık sistemi hücrelerinin üretimini desteklemek amacıyla kullanılan çeşitli büyüme faktörleri özellikle bazı genetik rahatsızlıklarda ve kemoterapi nedeniyle oluşan lökopeni olgularında olumlu sonuçlanabilen bir uygulamadır.
Genel olarak ağır lökopenisi olan kişilerde tüketilen gıdalardaki bakteri düzeyinin düşük tutulması istenilir. Aynı zamanda sağlıklı ve dengeli beslenme kapsamında lökopenisi olan kişilerin vücudun vitamin ve mineral ihtiyacına daha fazla dikkat etmesi önerilir.
Beslenme tarzı değişikliğine ek olarak istirahat etmek, küçük de olsa her türlü kesiklere karşı önlem almak ve hastalık oluşturma potansiyeline sahip canlılarn bulunduğu ortamlarla temas sonrasında vücut hijyeninin tekrar sağlanması gibi yöntemler lökopenisi olan kişilerin ağır enfeksiyon durumlarından kaçınabilmesi adına gerçekleştirebileceği uygulamalar arasında yer alır.
Tüm bu özellikleri göz önüne alındığında lökopenisi olan bireylerin düzenli olarak kontrollerini yaptırmaları ve rutin olarak beyaz kan hücresi düzeylerinin incelenmesi önerilir.
Son güncellenme tarihi: 05 Ocak 2022
Yayınlanma tarihi: 14 Aralık 2021
Nefroloji
Öne Çıkan Kanser Yazıları