22 Ağustos 2023 Salı
Kişilik Bozukluğu: Nedir, Belirtileri Nelerdir, Tanısı ve Tedavisi Nasıl Olur?
Yaygın gelişimsel bozukluklar başlığı altında yer alan Asperger sendromu özellikle sosyal ilişkilerde belirgin sorunlara yol açan karmaşık bir nöro gelişimsel bozukluktur.
Yaygın gelişimsel bozukluklar başlığı altında yer alan Asperger sendromu özellikle sosyal ilişkilerde belirgin sorunlara yol açan karmaşık bir nöro gelişimsel bozukluktur. Otizm spektrum bozukluğu ile pek çok açıdan benzer özelliklere sahip olsa da bu iki rahatsızlık arasında hem klinik yönden hem de davranışsal açıdan belirgin farklar bulunur. Beynin yapısını ya da işleyişini etkileyen nöro gelişimsel bozukluklar kişinin özellikle toplumsal alanda iletişim ve etkileşim sorunları yaşamasına neden olabilir. Bu gibi problemleri en aza indirmek için geliştirilmiş olan yaklaşıma dayalı tedavi yöntemleri ve özelleştirilmiş eğitim uygulamaları sayesinde sosyal iletişim becerilerini güçlendirmek mümkün hale gelmiştir. Süreci baştan sona doğru şekilde yönetebilmek için hastalığın erken dönemde tanı alması ve çocuğun henüz gelişim sürecinde iken özelleştirilmiş eğitim imkanlarından faydalanması oldukça önemlidir.
Asperger sendromu dilde ve diğer bilişsel gelişim basamaklarında herhangi bir gecikmeye yol açmayan ancak karşılıklı sosyal etkileşimde belirgin sorunlara neden olan nöro gelişimsel bir bozukluk şeklinde tanımlanabilir. Kişinin dünyayı ve olayları algılama biçiminde herhangi bir problem görülmese de davranışlarında, ilgi alanlarında ve etkileşim şekillerinde belirgin kısıtlılıklar görülür.
İlk olarak 1944 yılında Hans Asperger tarafından “empati eksikliği yaşayan, duygularını ifade etmekte zorlanan, toplum tarafından kabul görmüş konuları anlamakta güçlük çeken, ilgilendikleri konular ile ilgili birer profesör tavrına sahip olan ancak ses ve mimik gibi anlatım tekniklerini kontrol edemeyen kişiler” olarak açıklanan bu bozukluk DSM-V ile birlikte otizm spektrum bozukluğunun bir alt grubu olarak kabul edilmiş ve yüksek işlevli otistik bozukluklar arasına eklenmiştir. Otizm, en sık görülen yaygın gelişimsel bozukluklardan biridir. Dil gelişimini, iletişim becerilerini, sosyal ve davranışsal gelişim aşamalarını ve çevre ile uyum becerisini belirgin düzeyde etkileyen yaygın gelişimsel bozukluk çeşitleri genellikle yaşamın erken dönemlerinde fark edilir ve yaşam boyu devam eden bir ilerleme gösterir. Asperger sendromu yaygın bozukluklar içerisinde seyri genellikle en iyi olan ve bazı durumlarda ilk kez yetişkin dönemde fark edilebilecek kadar hafif ilerleme gösteren tek gelişimsel bozukluktur. Farklı klinik özelliklerle ortaya çıkabilen bu nöro gelişimsel problemin doğru şekilde tanınması, ortaya çıkan belirti ve bulguların erken dönemde saptanması kişisel gelişimin sürdürülebilmesi adına son derece önemlidir.
Asperger sendromu genellikle kişinin içe kapanık bir tavırda olmasına, sosyal iletişimden kaçınmasına ve kendini diğer insanlardan uzaklaştırmasına neden olur. Bu belirtiler pek çok psikiyatrik hastalığa bağlı olarak ortaya çıkabilen yaygın davranışlardır. Klinik özellikler açısından prodromal dönem şizofreni, şizoid kişilik bozukluğu, rezidüel şizofreni, kaçıngan kişilik bozukluğu, obsesif kompulsif bozukluk ve dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu gibi pek çok hastalık Asperger sendromu ile benzer bulgulara yol açabilir. Bu nedenle Asperger sendromlu kişilere yanlış tanı konma riski yüksektir. Bu noktada hastalığa özgül belirtileri doğru bilmek ve belirtileri ayırıcı tanılar olarak ele almak gerekir. Asperger sendromlu kişilerde sorunun saptanabileceği belli alanlardan bahsetmek mümkündür:
Asperger sendromunun teşhisi sendroma eşlik eden ek ruhsal hastalıkların sık görülmesinden dolayı son derece zordur. İlk belirtilerin 4 yaş civarında ortaya çıkması ve bu çocukların aile Bunun yanı sıra ilerleyen yaşlarda anksiyete, depresyon, obsesif kompulsif bozukluk ve dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu gibi diğer ruhsal hastalıkların da görülmesi ile Asperger sendromunun teşhisi daha da zorlaşır. Sendromun tanılanmasında klinik görünümün önemi göz önünde bulundurulduğunda doğru tanıyı koyabilmek adına erken gelişim döneminde fark edilmesi; özellikle okul öncesi dönemde dil gelişimi, sosyal etkileşim biçimi, davranış örüntüleri ve sınırlı ilgi alanı gibi karakteristik özelliklerin varlığının iyi sorgulanması gerekir.
Tedavide temel amaç hastanın sosyal iletişim becerilerini geliştirmek ve çevre ile uyumunu artırmaktır. Asperger sendromunda sosyal uyumu etkileyen en önemli faktörler hastalığın şiddeti, hastanın bilişsel kapasitesi, eşlik eden psikiyatrik hastalık varlığı ve aile ve diğer çevresel faktörlerin tutumudur. Sendromun doğru şekilde kontrol altına alınabilmesi için öncelikle sosyal uyumu doğrudan etkileyen bu değişkenlerin değerlendirilmesi ve hasta için faydalı olacak şekilde düzenlenmesi gerekir. Eşlik eden ruhsal hastalıklar tedavi edilmeli, aile ve yakın çevre bilinçlendirilmeli, hastanın bilişsel kapasitesini artırmaya yönelik girişimler planlanmalı ve hastalığın şiddeti medikal veya psikoterapik yöntemlerle kontrol altına alınmalıdır.
Okul öncesinden ergenlik dönemine kadar izlenen Asperger sendromlu bireylerin gelişimleri değerlendirildiğinde erken dönemde uygulanan tedavi girişimlerinin bilişsel beceri düzeyini artırdığı, toplumsal işlevsellik oranında yaşla birlikte bir miktar gelişme görüldüğü saptanmıştır. Bu bilgiler doğrultusunda kişiye özel planlanan bütüncül tedavi yöntemlerinin hastalığın seyrini olumlu etkilediğini söylemek mümkündür.
Amerikan Psikiyatri Birliği tarafından yayınlanan ruhsal hastalıklar tanı kılavuzuna (DSM-V) göre Asperger sendromu otizm spektrum bozukluğunun bir alt grubu olarak kabul edilmiş ve yüksek işlevli otistik bozukluklar arasında yer almıştır. Hem beynin nöro gelişimsel özellikleri hem de yaygın görülen bazı davranış örüntüleri açısından benzerlik gösteren bu iki hastalığı bazı yönlerden ayırmak mümkündür. Asperger sendromu ile otizm arasındaki en belirgin fark çocukluk döneminde dil alanında görülen gelişimsel özelliklerdir. Otizm tanılı kişilerde dil ile ilgili gelişim geriliği sık görülür ve bu kişiler genellikle 2 yaş sonrasında tanı alır. Ancak Asperger sendromunda dil gelişimi ile ilgili herhangi bir problem görülmez ve bu bebekler yaşıtları ile hemen hemen aynı zamanda konuşmaya başlar.
Son güncellenme tarihi: 16 Kasım 2022
Yayınlanma tarihi: 16 Kasım 2022
Psikiyatri
Öne Çıkan Kanser Yazıları