22 Ağustos 2023 Salı
Kişilik Bozukluğu: Nedir, Belirtileri Nelerdir, Tanısı ve Tedavisi Nasıl Olur?
Asperger Sendromu, otizm spektrum bozuklukları (OSB) arasında yer alan, sosyal etkileşim, iletişim ve davranışlarda bazı farklılıklarla kendini gösteren nörogelişimsel bir durumdur. Genellikle çocukluk döneminde fark edilen bu sendrom, hastaların zeka seviyelerinde bir düşüklüğe neden olmaz ve çoğu zaman üstün zekalı bireylerde de görülebilir. Sosyal ilişkilerde zorluk, tekrarlayan davranışlar ve sınırlı ilgi alanları ile karakterize edilir.
Otizm spektrum bozuklukları (OSB) içerisinde yer alan nörogelişimsel bir durumdur. Genellikle sosyal iletişimde davranışsal kalıplarda ve ilgi alanlarında farklılıklarla kendini gösterir. Asperger Sendromu olanlar, çoğu zaman normal ya da üstün zekâ seviyesine sahiptir. Dil gelişiminde belirgin bir gecikme yaşamazlar. Ancak sosyal becerilerde ve empati kurmada zorluk çekebilirler. Bu sendrom, bireylerin dünyayı algılama ve başkalarıyla etkileşim kurma biçimini etkiler. İlk olarak Avusturyalı çocuk doktoru Hans Asperger tarafından tanımlanmış olan Asper Sendromu dünümüzde, otizm spektrumunun bir parçası olarak kabul edilse de kendine has özellikleri ve belirtileriyle ayrı bir kategoride incelenir. Asperger yaşanlar genellikle güçlü bir rutin duygusuna sahiptir. Belirli bir konuya yoğun ilgi gösterebilir. Bu durum, erken çocukluk döneminde belirginleşir ve yaşam boyunca devam edebilir.
Belirtiler, hastanın yaşamını ne derece etkilediğine bağlı olarak hafif veya şiddetli olabilir. Erken tanı ve uygun destekle, Asperger Sendromu olanlar, günlük yaşamda iyi uyum sağlayabilir. Genel olarak sosyal iletişimde yaşanan zorluklar tipik olarak her hastada görünür. Asperger Sendromu belirtileri şu şekilde görülebilir:
Kesin nedenleri tam olarak bilinmese de araştırmalar bu durumun genetik ve çevresel faktörlerin birleşimi sonucu ortaya çıkabileceğini gösterir. Nörogelişimsel bir bozukluk olan Asperger Sendromu, beyindeki bazı yapıların ve sinir hücrelerinin farklı çalışmasıyla ilişkilendirilmektedir. Özellikle aile öyküsü, Asperger Sendromu riskini artırabilir. Otizm spektrum bozuklukları genetik bir temel taşıyabilir. Ayrıca belirli genetik mutasyonlar ve varyasyonlar, beyindeki sinir bağlantılarının oluşumunu etkileyerek Asperger Sendromu'na yol açabilir.
Genetik etkenlerle birlikte çevresel etkiler de hastalığın oluşmasında etkilir. Hamilelik sırasında annenin sağlık durumu ve enfeksiyonlar, toksinler gibi maruz kaldığı çevresel etkiler nörogelişimsel bozukluk riskini artırabilir. Aynı zamanda doğum komplikasyonları, erken doğum veya düşük doğum ağırlığı gibi faktörler Asperger Sendromu riskini etkileyebilir. Asperger Sendromu yaşayanların bazı beyin bölgelerinin gelişiminde ve işleyişinde farklılıklar olduğu da düşünülür. Özellikle sosyal etkileşim ve duygusal düzenleme ile ilişkili alanlarda farklılıklar gözlemlenmiştir.
Asperger Sendromu teşhisi, belirli bir teste dayanmaz. Bunun yerine davranış ve gelişim özellikleri değerlendirmek için kapsamlı bir süreç gereklidir. Tanı koyma sürecinde uzmanlar, bireyin sosyal iletişim becerilerini, davranışlarını ve ilgi alanlarını dikkatlice gözlemler. Gözlem sırasında jest, mimik, konuşma tarzı ve tepkiler değerlendirilir. Çocukluk döneminden itibaren hastanın gelişim geçmişi ve sosyal etkileşimleri incelenir. Ebeveynlerden veya bakıcılardan alınan bilgiler, teşhis sürecine önemli katkılar sağlar.
Sosyal iletişim, dil ve davranış kalıplarını değerlendiren standardize testler uygulanabilir. Otizm spektrum bozukluklarını değerlendirmek için geliştirilmiş özel testler, Asperger Sendromu tanısında kullanılabilir. Psikologlar, nörologlar, dil ve konuşma terapistleri gibi farklı uzmanlar birlikte çalışarak daha kapsamlı bir değerlendirme yapar. Ayrıca beyin görüntüleme veya genetik testler gibi biyolojik testler, diğer nörogelişimsel bozukluklarla ayırt etmek amacıyla kullanılabilir.
Multidisipliner bir yaklaşımla gerçekleştirilen karmaşık bir süreçtir. Tanı koymak için sosyal, iletişimsel ve davranışsal özelliklerin kapsamlı bir şekilde değerlendirilmesi gerekir. Asperger sendromu teşhis süreci, aşağıdaki adımları içerir:
Psikolog, çocuk doktoru, nörolog veya psikiyatrist gibi uzmanlar, bireyin davranışlarını ve sosyal etkileşim becerilerini gözlemler. Ebeveynler, öğretmenler ve bireyin yakın çevresiyle yapılan görüşmeler, bireyin gelişimsel öyküsü hakkında bilgi sağlar. Ardından değerlendirme araçlarıyla gözlem yapılır.
Çocukluk döneminden itibaren bireyin sosyal ilişkilerde yaşadığı zorluklar, ilgi alanları ve davranış özellikleri değerlendirilir. Erken belirtilerin fark edilmesi, tanının doğruluğunu artırabilir. Zeka seviyesini, bilişsel işlevleri ve öğrenme becerilerini değerlendirmek için nöropsikolojik testler uygulanabilir. Duygusal düzenleme, dikkat sorunları ve duyusal hassasiyet gibi eşlik eden durumlar da incelenir.
Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu, öğrenme güçlükleri gibi diğer nörogelişimsel bozukluklardan ayırt edilmesi hedeflenir.Bu nedenle, tanı süreci genellikle uzun ve detaylı bir değerlendirme gerektirir.
DSM-5 (Ruhsal Bozuklukların Tanısal ve İstatistiksel El Kitabı) kriterleri doğrultusunda Asperger Sendromu'nun otizm spektrum bozuklukları kapsamında olup olmadığı belirlenir. Uzman bir ekip, tanının doğruluğunu onayladıktan sonra bireye ve ailesine geri bildirimde bulunur. Asperger Sendromu teşhisi, hastanın ihtiyaçlarına göre özel bir destek planının oluşturulmasını sağlar. Bu plan, sosyal becerilerin geliştirilmesi, iletişimdeki zorlukların azaltılması ve bireyin yaşam kalitesinin artırılması için önemlidir.
Hastanın yaşam kalitesini artırmayı ve sosyal, iletişimsel zorluklarını azaltmayı hedefler. Tam anlamıyla bir tedavi yöntemi olmasa da semptomların yönetimi ve hastanın güçlü yönlerinin desteklenmesi için özel yaklaşımlar uygulanır. Asperger sendromu tedavisi aşağıdaki bileşenleri içerir:
Aile üyeleri, bireyi desteklemek için eğitim ve danışmanlık alabildiği tedavi süreci, hastanın özel ihtiyaçlarına göre şekillendirilir ve uzman bir ekip tarafından yönetilir. Asperger Sendromu ile yaşayanların toplum içinde bağımsız ve tatmin edici bir yaşam sürdürmeleri için erken müdahale ve sürekli destek önemlidir.
Son güncellenme tarihi: 10 Aralık 2024
Yayınlanma tarihi: 16 Kasım 2022
Psikiyatri
Öne Çıkan Kanser Yazıları