20 Eylül 2023 Çarşamba
Ani duygu değişimlerine dikkat
Bir hastalık olarak tanımlanmayan ancak kişinin sosyal ve mesleki hayatına uyumu zorlaştıran “borderline” gibi kişilik bozuklukları, aslında çocukluk yıllarında ortaya çıkan bir durum. Peki kişilik bozuklukları tedavi edilebilir mi? Hangi belirtileri dikkate almakta yarar var? Anadolu Sağlık Merkezi Psikiyatri Uzmanı Dr. Cem Hızlan konuyla ilgili önemli bilgiler verdi...
Tanı kriterlerine göre kişilik bozukluğunu bir hastalık olarak sınıflandıramayız. Bu aslında, bazı davranış ve kişilik özelliklerinin, kişinin sosyal ve mesleki hayatına uyumunu zorlaştıracak düzeyde ön plana çıkmasıdır.
Bir risk grubundan ziyade bu yapısal bir sorun. Bazı uzmanlara göre çocukluk yılları etkilidir ya da bazı uzmanlara göre doğuştan gelen bir özelliğin şekillendirmesiyle oluşur. Dolayısıyla kişilik bozukluğu, sonradan yakalandığımız bir sağlık sorunu değil.
Kişilik bozukluğu erken çocukluk yıllarından gelir fakat ergenlik dönemi tamamlanmadan kesin tanısı konmaz. Çünkü bu dönemde henüz kişilik oturmamıştır ve bunun tamamlanmasından sonra kişi erişkinliğe geçince davranışlarına bakılarak bir değerlendirme yapılması gerekir. Bu noktada kesin tanı için muayene ve klinik bulgular dikkate alınır.
Çocuklukta fark edilmeyebilir fakat belirli şartlar olgunlaştığında belirginleşebilir. Ancak farklı kişilik bozukluğu tiplerinin farklı davranış biçimleri; nispeten daha iç içe geçmiş, karışık ya da tam tersi silik belirtiler görülebilir. Örneğin bazı kişilik bozukluğu tiplerinde kaygı ön plandadır ve kişi buna göre davranışlar sergiler. Ya da borderline dediğimiz kişilik bozukluğunda olduğu gibi kişi kendi sosyal pozisyonundan ya da mesleki konumundan beklenen davranışlar yerine keskin duygusal değişiklikler yaşar. Hatta bu bazen kendisini ya da çevresini zor durumda bırakabilecek davranışlara kadar ilerleyebilir.
Hayır, meslek kişinin davranışsal özelliklerini değiştirmez. Ancak sahip olduğumuz kişilik yapısı, seçtiğimiz meslek için uygun olabilir ve o meslekte daha güçlü bir şekilde ön plana çıkabilir. Bazen maalesef önümüze seçenekler konmuyor ve taşıdığımız kişilik yapısına uygun olmayan bir ortama adapte olmak, uyum sağlamak zorunda kalabiliyoruz. Bu da zorlayıcı ve yıpratıcı bir duruma dönüşüyor. Bu nedenle kişilerin kendi özelliklerine göre özgürce meslek seçimleri yapabilmeleri çok önemli.
Aslında kişilik bozukluğu tedavi edilir demek çok doğru olmaz. Çünkü hiçbir insan kişiliğinin başka bir kişiliğe dönüşmesi için doktora gitmez. Fakat taşıdığı kişilik özelliklerinin kendisine zarar verdiğini düşünüyorsa, bu durumu gözden geçirmek ve zarar vermeyi önleyip hayatını yeniden düzenlemek, yeni bir yaşam biçimine geçmek isteyebilir. Bu durumda psikoterapi faydalı bir seçenektir. Herhangi bir ilaç kullanılmaz. Ancak kişilik bozukluğunun sebep olduğu ikincil bazı tablolar olabilir; anksiyete ya da depresyon gibi. Böyle durumlarda, kişilik bozukluğu için değil, onun getirdiği bu tip belirtileri kontrol altına almak için ilaç tedavileri planlanabilir.
Anne ve babalar bir belirtiyi takip etmekten ziyade, çocuklarının hayatlarıyla bir bütün olarak ilgili olmalılar. Günlük hayatımızda birbirimizi belirtilere göre değil, kurduğumuz karşılıklı ilişkilere göre tanıyoruz. Eğer bir anne-babanın çocuğuyla ilişkisi güçlü ve sürekliliğe sahipse ondaki değişimleri de hissedeceklerdir. Çünkü bu sayede sevdiklerimizi daha iyi tanıyor, onların kararlarına saygı gösteriyor, onlar için neyin iyi ya da neyin kötü olacağını daha net görerek daha sağlıklı rehberlik edebiliyoruz. Belirli seçenekler için zorlayıcı bir tutum sergileyip çocuklarımızın önünü kapatmak yerine, onların yanında olduğumuzda, çocuğun kişilik yapısının, ona zarar veren bir özellik olmaktan çıkıp daha iyi kullanabildiği bir yapıya kavuşacağını da görebiliriz.
Son güncellenme tarihi: 26 Nisan 2022
Yayınlanma tarihi: 26 Nisan 2022
Psikiyatri
Öne Çıkan Kanser Yazıları