21 Ağustos 2023 Pazartesi
Hipertansiyon Organ Hasarına Neden Olmadan Belirti Vermiyor
Kalp, normalde belirli bir ritimle çalışan ve vücuda kan pompalayan hayati bir organdır. Ancak bazı durumlarda kalbin elektriksel uyarıları düzensizleşebilir. Bu durum kalp ritim bozukluğu (aritmi) olarak adlandırılır. Aritmi kalbin çok hızlı (taşikardi), çok yavaş (bradikardi) veya düzensiz şekilde atması şeklinde ortaya çıkabilir. Çoğu aritmi zararsız ve geçici olabilir. Yine bazı durumlar ciddi sağlık problemlerine işaret edebilir. Kalp ritmi, sinüs düğümü adı verilen bir yapının ürettiği elektriksel sinyallerle düzenlenir. Bu sinyaller, kalp kasının kasılmasını sağlayarak kanın vücuda pompalanmasını mümkün kılar. Ancak sinüs düğümü veya kalbin diğer elektriksel iletim yollarında bir bozulma meydana geldiğinde aritmi oluşur. Özellikle yaşlanma, kalp hastalıkları ve bazı ilaçlar, sinüs düğümünün düzensiz çalışmasına neden olabilir.
Kalbin elektriksel aktivitesinde meydana gelen anormallikler nedeniyle oluşan düzensiz kalp atışlarını tanımlayan bir durumdur. Normalde bir insan kalbi dakikada 60-100 kez düzenli bir şekilde atar. Ancak aritmi durumunda kalp atışları hızlanabilir (taşikardi), yavaşlayabilir (bradikardi) veya düzensizleşebilir (fibrilasyon). Aritmiler, kalp kaslarının düzgün çalışmasını sağlayan elektriksel sinyallerin bozulmasıyla meydana gelir. Sinyallerin anormal şekilde üretilmesi veya yanlış bir yol üzerinden iletilmesi sonucunda kalbin pompalama işlevi etkilenebilir. Bu durum kan dolaşımını bozarak baş dönmesi, nefes darlığı ve göğüs ağrısı gibi belirtilere neden olabilir. Aritmiler geçici veya kronik olabilir. Kalp hastalıkları, yüksek tansiyon, tiroid hastalıkları ve elektrolit dengesizlikleri gibi birçok faktör aritmi riskini artırabilir. Aritmi tanısı koymak için genellikle EKG (Elektrokardiyografi), Holter monitörü ve efor testi gibi yöntemler kullanılır.
Aritmi tedavisinde, nedenin belirlenmesi gerekir. Hafif vakalarda yaşam tarzı değişiklikleri yeterli olabilir. Bazı durumlarda ilaç tedavisi, elektriksel kardiyoversiyon, kateter ablasyonu veya kalp pili gibi müdahaleler gerekebilir. Kalp sağlığını korumak için düzenli egzersiz yapmak, sağlıklı beslenmek ve doktor kontrollerini ihmal etmemek gereklidir.
Kalbin elektriksel iletim sistemindeki anormalliklere bağlı olarak gelişen aritmiler, farklı türlerde ortaya çıkabilir. Bazı aritmiler hafif olup belirti göstermez. Bazıları ciddi sağlık riskleri oluşturabilir. Özellikle taşikardi (hızlı kalp atışı) ve bradikardi (yavaş kalp atışı) gibi durumlar kan dolaşımını etkileyerek baş dönmesi, bayılma veya nefes darlığı gibi semptomlara neden olabilir. Aritmi türleri, kaynağına ve etkilediği kalp bölgesine göre sınıflandırılmaktadır. Atriyal fibrilasyon, en sık görülen ritim bozukluklarından biridir. Düzensiz kalp atışları nedeniyle felç riskini artırabilir. Bu durum kanın atriyumlarda birikmesine ve pıhtı oluşumuna yol açabilir. Ventriküler fibrilasyon, kalbin kan pompalama yeteneğini tamamen kaybetmesine neden olabilecek ölümcül bir aritmidir. AV blok (atrioventriküler blok) ise kalp atışlarını düzenleyen sinyallerin iletiminde gecikmelere veya tamamen duraklamalara neden olabilir. En yaygın aritmi türleri şöyledir:
Kalp ritim bozukluğu (aritmi), kalbin elektriksel iletim sistemindeki anormalliklerden kaynaklanır. Stres, yoğun kafein tüketimi, uyku düzensizliği ve aşırı fiziksel efor aritmiye yol açabilir. Kalp hastalıkları, yüksek tansiyon, koroner arter hastalığı ve kalp yetmezliği gibi durumlar, kalbin elektriksel uyarılarını etkileyerek düzensiz atışlara neden olabilir. Tiroid hastalıkları, elektrolit dengesizlikleri (potasyum, magnezyum eksikliği) ve diyabet gibi sistemik hastalıklar da ritim bozukluğunu tetikleyebilir. Bazı ilaçlar ve aşırı egzersiz de kalbin ritmini bozabilir. Genetik yatkınlık da aritmi gelişiminde önemli bir faktördür. Ailesinde aritmi öyküsü bulunanlar kalbin elektriksel sistemi doğuştan daha hassas olabilir. Elektrolit dengesizlikleri, özellikle potasyum ve magnezyum eksiklikleri, kalp hücrelerinin normal iletişimini bozarak aritmiye yol açabilir. Aşırı stres ve kaygı, sempatik sinir sisteminin aşırı çalışmasına neden olarak kalp atışlarını hızlandırabilir.
Aritmi teşhisi için öncelikle fizik muayene ve hasta öyküsü değerlendirilir. Doktor, hastanın belirtilerini, ailesinde kalp hastalığı olup olmadığını ve günlük yaşam alışkanlıklarını inceler. Elektrokardiyografi (EKG), kalbin elektriksel aktivitesini kaydederek ritim bozukluğunu belirlemede en yaygın kullanılan yöntemdir. Holter monitörü, hastanın kalp ritmini 24 saat boyunca takip ederek düzensizlikleri tespit eder. Efor testi, kalp hızının fiziksel aktivite sırasında nasıl değiştiğini görmek için uygulanır. Ekokardiyografi, kalbin yapısını ve fonksiyonlarını inceleyerek ritim bozukluğuna yol açabilecek yapısal sorunları belirleyebilir. Bazı vakalarda elektrofizyolojik çalışma (EPS) ile kalbin elektriksel yolları ayrıntılı olarak incelenir. Kan testleri, elektrolit dengesizlikleri veya tiroid hastalıkları gibi aritmiye neden olabilecek durumları belirlemek için yapılabilir.
Stresin azaltılması, düzenli egzersiz, sağlıklı beslenme aritmi riskini azaltabilir. Kafein ve tuz tüketiminin sınırlandırılması da önemlidir. Uyku düzeninin sağlanması, vücudun ritmini korumasına yardımcı olur. Hafif vakalar düzenli kontrollerle takip edilirken, kalp atışının düzensiz olduğu durumlarda özel cihazlar veya girişimsel tedaviler gerekebilir. Elektriksel kardiyoversiyon da ani gelişen bazı aritmi türlerinde kalbin normal ritmine dönmesini sağlamak için uygulanan bir yöntemdir. Kateter ablasyonu, anormal elektriksel sinyalleri oluşturan kalp dokusunun tespit edilerek yok edilmesini amaçlar. Kalp pili (pacemaker), kalbin yavaş çalıştığı durumlarda atış hızını düzenlemek için yerleştirilen küçük bir cihazdır. İmplante edilebilir kardiyoverter defibrilatör (ICD) ise hayati tehlike oluşturan ritim bozukluklarını önlemek için kullanılır.
Tedavi sürecinde düzenli doktor kontrolleri büyük önem taşır. Aritmiye neden olan hastalıkların tedavi edilmesi ve sağlıklı bir yaşam tarzının benimsenmesi, ritim bozukluğunun kontrol altına alınmasına yardımcı olabilir.
Son güncellenme tarihi: 03 Mart 2025
Yayınlanma tarihi: 03 Mart 2025
Kardiyoloji
Kardiyoloji
Kardiyoloji
Kardiyoloji
Kardiyoloji
Öne Çıkan Kanser Yazıları