23 Ağustos 2023 Çarşamba
Erken Boşalma: Nedir, Nedenleri, Belirtileri ve Tedavisi
Yaşın ilerlemesiyle beraber erkeklerde sinirlilik, yorgunluk ve fiziksel güçte azalma gibi semptomlar görülebilir. Çoğu kişi bu tür belirtileri yaşlanma belirtileri olarak adlandırılsa da tıpta bu durumun daha farklı bir açıklaması bulunur. Andropoz, erkek menopozu olarak da adlandırılan vücuttaki testosteron seviyelerine ilişkin açığa çıkan bir sendromdur. Sinsi bir başlangıçla beraber yavaşça ilerleyen sendrom tüm erkekleri etkileyebilir ve vücudun doğal bir süreci olarak kabul edilir. Andropozun bilinmesi ve süreç hakkında bilgi sahibi olunması bu dönemi atlatmada birçok erkeğe yardımcı olabilir.
Androjen hormonları bir diğer adıyla erkek cinsiyet hormonları otuzlu yaşlarından itibaren vücutta azalmaya başlar. Yaşlanmayla beraber her yıl %1 oranında testosteron seviyelerinde düşüş görülebilir. Özellikle serbest testosteron seviyelerinin azalması oldukça belirgin bir tıbbi süreçtir. Testosteron seviyelerindeki bu azalış andropoz sürecinin başlamasına ve beraberinde çeşitli semptomlar gelişmesine neden olabilir. Andropoz genellikle 50 yaş ve üzeri erkekleri etkileyen toplumda yaygın görülen bir sendromdur.
Andropoz, erkek menopozu olarak adlandırılsa da menopoz ve andropoz arasında ciddi farklılıklar bulunur. Menopoz, kadınlarda yumurtlama döneminin sona erdiği ve hormon üretiminin kısa bir süre içerisinde düştüğü bir süreci tanımlar. Andropoz ise erkeklerde görülen, testosteron ve diğer androjen hormon seviyelerinin yıllar içerisinde düştüğü ve bazı sonuçlar doğurduğu bir süreçtir.
Andropoz nedeniyle ortaya çıkan belirtiler kişiden kişiye değişiklik gösterebilir. Semptomatik şikayetlerin başlamasına neden olan testosteron eşiği erkekler arasında değişir. Bazı erkekler düşük testosteron seviyesine sahip olsa da herhangi bir semptom şikayetinde bulunmayabilir. Semptomların gelişmeye başlaması halinde ise aşağıda sıralanan belirtiler yaygın görülen semptomlar arasında yer alır:
Andropoz, düşük testosteron seviyeleri nedeniyle gelişen, yaşlanmayla beraber açığa çıkan bir süreçtir. Genellikle geç başlangıçlı hipogonadizm veya yaşa bağlı testosteron seviyelerindeki azalış nedeniyle gelişir.
Hipogonadizm, vücutta bulunan gonadların çeşitli sebepler sonucunda aktivite düzeyinde azalması sonucu açığa çıkan bir tıbbi durumdur. Yumurtalıklar ve testisler gonadları oluşturur. Erkek gonadı olan testisler vücutta testosteron gibi androjen hormonların ve gamet olarak adlandırılan spermlerin üretilmesini sağlar. Hipogonadizm gelişmesi ile testosteron seviyelerinde azalış görülmeye başlar. Bu durum ise beraberinde bilişsel ve fonksiyonel semptomlar yaratır. Hipogonadizm andropoz gelişimiyle yakından ilişkilidir.
Hipogonadizm iki farklı türe ayrılır. Birincil hipogonadizm olarak adlandırılan ilk türde testislerden kaynaklanan bir sorun nedeniyle hormon üretimi azalır. İkincil tür ise beyinde bulunan hipotalamus ve hipofiz bezi bölümünde bir sorun olması nedeniyle gelişir. Hipotalamus ve hipofiz bezi arasında gelişen sinyal iletiminde bir sorun olması ikincil hipogonadizme neden olabilir. İkincil hipogonadizm, doğuştan gelişebildiği gibi yaşın ilerleyen dönemlerinde gelişen bir travma veya enfeksiyonel hastalık sonucu edinilmiş bir problem olarak açığa çıkabilir.
Andropoz gelişiminde etkili olan diğer neden ise yaşla beraber gelişen testosteron seviyelerindeki azalmadır. Ergenlik dönemi öncesinde testosteron seviyeleri düşük olurken ergenlikle beraber bu seviyelerde artış görülür ve vücutta çok sayıda değişim başlar. Erkek tipi kıllanma, ereksiyon olma, güçlenme ve kas tonusunda artış testosteron sayesinde gelişir. 30’lu yaşlardan itibaren testosteron seviyelerinde doğal olarak bir azalma gelişmeye başlar. 50’li yaşlardan sonra ise serbest testosteron seviyelerinde ciddi bir düşüş görülür. Bu durum andropoz şikayetlerini yaratabilir.
Andropoz, kişinin hayatında ciddi semptomlar yaratmadığı takdirde müdahale edilmeyen bir süreçtir. Ancak semptomların artması ve kişinin yaşam kalitesini ciddi oranda düşmesi halinde hormon replasman tedavisine başvurulabilir. Gerçekleştirilecek olan tedavi ile libido azalması, tükenmişlik hissi ve depresyona eğilim kontrol altına alınabilir.
Hormon replasman tedavisi, tıp dünyasında tartışmalı bir konudur. Performans artırıcı steroidler bir tür sentetik testosteron olup vücutta bazı yan etkiler gelişmesine neden olabilir. Sentetik testosteronlar prostat kanseri gelişimini olumsuz yönde etkileyebilir veya kanser hücrelerinin büyümesini teşvik edebilir. Kalp hastalığı riskini artırabileceğine yönelik söylemler de bulunur. Bu nedenle bir tedavi planlaması içinde uygulanmadığı takdirde testosteron alımından uzak durulması önerilir.
Andropoz sürecinin yönetilmesinde yaşam tarzı değişiklikleri yapılması da önerilir. Alınacak olan bazı önlemler ile süreç daha rahat bir şekilde atlatılabilir. Düzenli egzersiz yapılması ve sağlıklı bir beslenme programı uygulanması gelişen semptomların şiddetini hafifletebilir. Gerekli durumlarda antidepresan ilaçlardan destek de alınabilir.
Testosteron seviyelerinin düşüş oranı yönetilebilir veya azaltılabilir ise andropoz sendromuna giriş süreci daha ileriki yaşlara ertelenebilir. Belirli önlemler almak andropoz sürecinde gelişen semptomların kontrolünü sağlamanıza yardımcı olabilir. Bu noktada sağlıklı yaşam faktörlerini hayata dahil etmek büyük bir öneme sahiptir.
Yapılan çalışmalar obezite, duygusal stres, yoğun ilaç kullanımı ve kronik hastalıkların testosteron seviyelerindeki düşüş oranını artırabileceğini gösterir. Özellikle obezite düşük testosteron ve androjen eksikliği için önemli bir risk faktörü olarak kabul edilir.
Andropoz semptomlarını kontrol altına almak adına sağlıklı bir diyet planı uygulanması ilk sırada yer alır. Kişiler günlük ihtiyaç duyduğu kalori miktarında beslenmeli, besin dengesini sağlamalı ve ideal vücut kompozisyonunu korumak için kilo kontrolü yapmalıdır. Bu sayede fazla yağlanmaya bağlı androjen seviyelerinde değişiklik olmasını önleyebilir. Düzenli egzersiz yapmak benzer bir şekilde vücut kompozisyonunun korunması veya iyileştirilmesi için öneriler arasında yer alır. Dengeli beslenmek, egzersiz yapmak ideal kilonun korunmasını destekleyerek testosteron seviyelerinin azalma hızını yavaşlatabilir.
Sağlıklı bir bedenin temelini oluşturan unsurlardan bir diğeri uykudur. Kişiler uyku düzenini oturtmaya çalışmalı ve yeterli uyku aldığına özen göstermelidir. Stres düzeyini azaltmak da testosteron seviyelerinde düşüş görülen bir birey için gerekli bir önlemdir. Kişiler depresyona eğilim gösteriyorsa psikiyatriste başvurarak terapi alabilir veya uygun durumlarda antidepresan ilaçlardan destek alabilir.
Andropoz, toplumda yaygın görülen ve her erkeğin karşılaşabileceği bir sendromdur. Testosteron seviyelerinde azalış vücudunuzda semptomatik geri dönüşler yaratıyorsa, bu süreci yönetmek ve daha hafif atlatmak için bir uzmandan destek alabilirsiniz.
Son güncellenme tarihi: 17 Nisan 2024
Yayınlanma tarihi: 17 Nisan 2024
Üroloji
Üroloji
Üroloji
Üroloji
Öne Çıkan Kanser Yazıları