Göz Kuruluğuna Ne İyi Gelir? Göz Kuruluğu Nasıl Geçer?
Tıp dilinde keratokonjonktivitis sikka olarak bilinen göz kuruluğu oldukça yaygın görülen bir göz hastalığıdır. Gözyaşı birçok işleve sahip olan bir salgıdır. Göz yüzeyini nemlendirerek kurumasını engelleme, enfeksiyonlara karşı koruma, korneanın saydamlığını ve stabilitesini koruma gibi oldukça hayati görevlere sahiptir. Bir nevi gözün yıkanmasını ve arınmasını sağlayan gözyaşının, faaliyetlerini sürdürebilmesi için yeterli miktarda ve sıklıkta salgılanması gerekir.
Kuru göz sendromuna sahip kişilerde gözleri yeteri kadar ıslatacak düzeyde gözyaşı salgılanmaz. Gözyaşı salgısının azalması veya bileşenlerinin oranında değişim meydana gelmesi gözün nem dengesinde bozulmaya sebep olur. Bu bozulmaya bağlı olarak göz enfeksiyona sebep olabilecek zarar verici dış etkenlere açık hale gelir.
Enfeksiyona yatkınlık meydana gelen gözün epitel tabakasında zamanla hasar meydana gelir. Epitel hasarının oluşumunda, azalan ıslanma düzeyinden dolayı artan sürtünme ve sürtünmeye bağlı mekanik tahribat da etkilidir. Epitel hasarına bağlı olarak ise gözde kaşıntı ve rahatsızlık hissi, kızarma, batma, sık göz kırpma gibi belirtiler açığa çıkar. Sık göz kırpma refleksi de gözde sulanmaya sebep olur. Çoğu zaman semptomlar sadece bunlarla sınırlı kalmaz ve ilerleyen zamanlarda görme sorunları da açığa çıkar.
Göz kuruluğu her yaştan kişide görülebilen bir rahatsızlıktır. Fakat yaşla beraber gözyaşı miktarının daha belirgin şekilde azalmasına bağlı olarak yaşlılarda, özellikle de 50 yaş üstü kişilerde göz kuruluğu hastalığına daha sık rastlanır. Kadın ve erkeklerde göz kuruluğu görülme sıklığının araştırıldığı çalışmalar ise hastalığın kadınlarda daha fazla görüldüğünü ortaya koymaktadır.
Göz Kuruluğu Neden Olur?
Göz kuruluğu gözyaşı filminin dayanıksızlığına yol açan gözde potansiyel hasarlar yaratan kompleks bir hastalıktır. Hastalığın kompleks bir hastalık olması sebebi ile nedenleri de tam olarak belirlenememiştir. Fakat göz kuruluğuna sebep olabilecek bazı risk faktörleri belirlenmiştir. Bu risk faktörleri içsel ve dışsal faktörler olarak iki çeşittir. Göz kuruluğuna sebep olan faktörler arasında şunlar yer alır:
- Kimyasallardan çıkan dumanlara maruziyet,
- Hava kirliliğinin fazla olduğu yerlerde yaşamak,
- Nem oranının düşük olduğu yerlerde yaşamak,
- Tahriş edici maddelerin göze temas etmesi,
- Sjögren Sendromu, Romatoid Artrit ve Lupus gibi otoimmün ve yaygın tutulum gösteren hastalıklar,
- Blefarit gibi göz hastalıkları,
- Bağ dokusu bozuklukları, tiroid hastalıkları gibi sistemik hastalıklar,
- Graft-Versus Host Hastalığı,
- Uzun süreli ve ara vermeden kontakt lens kullanımı,
- Bazı viral enfeksiyonlar (Herpes gibi)
- A vitamini gibi vitamin eksiklikleri,
- Uzun süreli ekran veya bilgisayar kullanımında göz kırpma sayısının azalması veya göz kırpmanın unutulması,
- Antihistaminikler, hipertansiyon ilaçları, anksiyolitikler, benzodiazepinler, diüretikler, antidepresanlar gibi ilaç gruplarını uzun süreli kullanmak.
Göz Kuruluğu Belirtileri Nelerdir?
Göz kuruluğu genellikle iki gözde aynı anda meydana gelse de tek gözde de oluşabilir. Semptomların kişiden kişiye değişiklik göstermesi ve genellikle subjektif olması klinik tanıyı zorlaştırır. Göz kuruluğunun oldukça çeşitli belirtileri mevcuttur. Bu belirtilerden yaygın görülenler arasında şunlar yer alır:
- Kuruluk ve kuruluğa bağlı sık göz kırpma hareketi,
- Gözde yabancı bir cisim varmış gibi yanma ve batma hissi,
- Kaşıntı ve kızarıklık,
- Görme bozuklukları,
- Işığa karşı hassasiyet,
- Günlük görsel faaliyetleri yerine getirmede zorluklar yaşamak,
- Gözde yorgunluk hissi.
Göz Kuruluğuna Ne İyi Gelir?
Göz kuruluğunun tedavi planının belirlenmesinden önce kesin tanısının konulması gerekir. Tanıda doktorlar schirmer testi ve gözyaşı osmolarite testinden yararlanır. Schirmer testi gözyaşı miktarının ölçüldüğü testtir. Doktorun göz içerisine yerleştirdiği kağıt şeritleri ıslanma miktarına bağlı olarak göz kuruluğunun varlığı tespit edilir. Gözyaşı osmolarite testi ile de gözyaşının hem miktarı hem de bileşimi belirlenir.
Kuru göz hastalığı yalnızca gözyaşının yetersiz salgılanması veya gözden fazla buharlaşmanın gerçekleşmesi ile karakterize olmayıp birden fazla faktörden etkilenen kompleks inflamatuar bir süreçtir. Bu yüzden genellikle çeşitli yöntemlerin bir arada kullanılmasıyla hastalık kontrol altına alınır. Göz kuruluğuna iyi gelen uygulamalar arasında şunlar yer alır:
- Ekranla uzun süreli vakit geçirilmesi gereken durumlarda 20 dakikalık ekrana maruz kalma sonrasında 20 saniye boyunca ortalama altı metre uzaklıkta bir nesneye bakılması şeklinde olan 20- 20-20 kuralına uyulması önerilir. Bu kural ekran kullanımına bağlı göz kuruluğunu büyük ölçüde engeller.
- Reçetesiz de satılabilen suni gözyaşı damlaları hafif düzey kuru göz hastalıkları için kullanılır. Bu damlalar gözün nemlendirilmesine yardımcı olur. Ayrıca damla formunun yanında jel, krem ve merhem gib şekillerde de bulunabilirler.
- Gözyaşı üretimi uyarıcı ilaçlar kullanmak da gözyaşı kuruluğunun tedavisinde sık olarak tercih edilir. Bu amaçla kolinerjik damlalar, haplar ve jeller kullanılır.
- Bilgisayarın uzun süreli kullanımına bağlı göz kuruluğuna sahip olan hastalarda ağızdan uygulanan Omega-3 yağ asitleri takviyeleri kuru göz hastalığının semptomları hafifletmeye yardımcı olur. Aynı zamanda gözyaşı buharlaşma oranını azaltarak schirmer testi sonuçlarına da iyileştirici etkide bulunabilir.
- Nem dengesini sağlamaya yardımcı özel kontakt lenslerin kullanımı kuru göz semptomunun belirtilerinin hafiflemesine yardımcı olur. Bu lensler piyasada skleral lens veya bandaj lens gibi isimlerle de bilinir. Bu lensleri kullanmadan önce bir göz doktoruna danışılması gerekir.
- Göz doktorunun tavsiyesi ile gözyaşı kanallarının tıkanması işlemi gerçekleştirilebilir. Bu işlem, doğal olarak üretilen gözyaşının gözde hapsedilmesini sağlayarak daha uzun süre nemi korur. Bu uygulama gözyaşı kanallarına küçük silikon veya jel tıkaçlar yerleştirilebilir. Punkal tıkaçlar denilen bu tıkaçlar daha sonra gerekli görüldüğü durumda çıkarılabilir. Ayrıca gözyaşı kanallarının cerrahi işlemle kapatılması da mümkündür. Alanında uzman göz doktorları tarafından gerçekleştirilen bu işlem lokal anesteziyle yapılan bir tür ameliyattır. Bu uygulama göz kuruluğunda sık tercih edilen bir yöntem değildir.
- Sıcak kompres uygulamasından faydalanmak hem kuru göz hastalığının hem de birçok göz rahatsızlığının semptomlarını tedavi etmeye yardımcı olabilir. Sıcak kompres için temiz bir havlu veya tülbent yakıcı olmayan ılık sıcaklıktaki suya batırılır. daha sonra göz kapağının üzerinde on dakika gibi bir süre bekletilir. Bu ısı uygulama işlemi göz kuruluğu hastalığının neden olduğu tahrişi veya iltihabı hafifletebilir. Ayrıca sıcak kompres gözyaşı bezlerinde gözyaşı üretimi de tetikleyebilir.
- Göz çevresindeki bölgeye hafif hareketlerle masaj yapmak gerginliği hafifletir, bölgedeki kan dolaşımını canlandırır, ve kasların gevşemesine destek olur. Doğrudan göze bir temas olmasa dahi bu hareket gözyaşı bezlerindeki gözyaşı üretimini de uyarabilir.
Göz Kuruluğu Nasıl Önlenir?
Göz kuruluğu eğer tedavi edilmezse korneada önemli hasarlara sebep olabilir. Bu yüzden göz kuruluğunun tedavi edilmesi ve önlenmesi büyük önem taşır. Göz kuruluğunu önlemek için yapılabilecekler arasında şunlar yer alır:
- Dumandan, rüzgardan ve klimadan uzak durmaya çalışmak,
- Evdeki Havanın fazla kurumasını önlemek için havayı nemlendirebilecek cihazlar kullanmak,
- Ekran süresini sınırlamak ve ara vererek ekrana bakmak,
- Gözü güneş ışınlarından korumak için dışarı çıkarken güneş gözlüğü takmak,
- Günlük su tüketim miktarını arttırmak,
- Yeteri kadar ve düzenli uyumak,
- A vitamini takviyesi kullanmak veya A vitamininden zengin havuç, brokoli ve karaciğer gibi gıdaların tüketimine ağırlık vermek.
Son güncellenme tarihi: 17 Nisan 2024
Yayınlanma tarihi: 17 Nisan 2024
0 dk