22 Ağustos 2023 Salı
Negatif düşünceyi önlemenin 9 yolu
Erkeklerde Lohusa Sendromu Bebeğin dünyaya gelmesi ile birlikte başlayan süreçte birçok duygudurum değişikliğinin de mevcut olması gayet doğaldır. Mutluluktan yoğun üzüntüye kadar duygular ani geçişler ile değişkenlik gösterebilir ancak üzüntü ve endişe halinin ilerlemesi veya duyguların artık kişinin yaşamını sürdürmesini engelleyici bir hal alması halinde bu durum postpartum depresyon veya lohusa sendromu olarak isimlendirilir. Lohusa sendromu ile birlikte şikayetler genellikle doğumu takiben ilk birkaç hafta içerisinde çıkar. Bazı bireylerde ise bu süreç doğum sonrası 6 aylık bir zaman dilimine kadar uzayabilir. Sendromun gelişmesi halinde oluşan temel şikayetler duygusal dalgalanmalar, düşünme güçlüğü, karar almada zorlanma veya bebek ile bağ kurmada sorun yaşama gibi durumlar olabilir. Böyle bir durumun sizde mevcut olduğunu düşünmeniz halinde yalnız olmadığınızı bilmeniz ve sağlık kuruluşlarına başvurarak hekimlerden destek almanız oldukça önemlidir. Lohusa sendromu hakkında merak ettiğiniz diğer konular için yazının devamını takip edebilirsiniz.
Lohusa sendromu olarak bilinen postpartum depresyon doğumu takiben ortaya çıkan bir psikolojik problemdir. Göreceli olarak sık görülen bir sağlık problemi olan lohusa sendromu neredeyse her 7 anneden 1’ini etkileyebilen bir durumdur.
Lohusa sendromunun gelişmesi ile birlikte bireyler kendilerini boşlukta, duygusuz veya mutsuz hissedebilirler. Duygudurumda meydana gelen değişiklikler, tükenmişlik ve genel bir umutsuzluk hali doğum sonrası bir müddet boyunca devam edebilir. Bu tarz şikayetlerin gelişmesi halinde lohusa sendromu hafife alınmaması gereken bir durum olarak kabul edilir. Ciddi bir psikiyatrik problem veya sonuca ilerlemeden önce çeşitli destek programları ve tedavi yöntemleri ile duruma müdahale edilmesi oldukça önemlidir.
Lohusa sendromu kabaca yeni annelerin %15’inde görülebilen bir durumdur. Altta yatan nedeninin genellikle tam olarak ortaya çıkarılamadığı lohusa sendromu ile ilgili yapılan çeşitli araştırmalar bazı risk faktörlerinin varlığına işaret eder. Lohusa sendromu ile ilişkili psikososyal risk faktörlerinden bazıları şu şekilde özetlenebilir:
Bu psikososyal faktörlere ek olarak lohusa sendromu gebelik ve doğum döneminde meydana gelen hormonal dalgalanmalardan kaynaklanıyor olabilir. Herhangi bir doğumdan sonra lohusa sendromu yaşayan kişilerin genellikle diğer doğumları sonrasında da bu durumun tekrarlayabileceği öngörülebilir. Fizyolojik olarak hormon düzeylerinde meydana gelen dalgalanmalar annenin uyku düzeninin bozulması ile sonuçlanabilir. Bu durum ise zaman içerisinde lohusalık sendromunun başlangıcını tetikleyici özellik gösterir.
Lohusa sendromu gelişen bireylerin birçoğu üzgün, boş, halsiz veya keyifsiz hissederler. Ancak lohusalık sendromunun gelişmesi ile bu şikayetlerin oldukça ileri seviyesinde duygudurum değişiklikleri meydana gelebilir. Lohusa sendromu belirtileri kişiden kişiye ve günden güne değişiklik gösterebilen şikayetlerdir. Semptomların ortaya çıkışı ise genellikle bebeğin doğumunu takiben 1-3 hafta içerisinde olur. Postpartum depresyon olarak da isimlendirilen bu durumun ortaya çıkması ile birlikte anne ve bebek arasındaki bağın zayıflaması görülebilir. Kişiler bebeğini yeterince sevmiyormuş gibi hissedebilirler. Bu duyguların kendi hatalarının olmadığının farkında olmaları annelerin daha kolay iyileşme sürecine girmesi açısından oldukça önemlidir.
Lohusa sendromu belirtileri arasında sayılabilecek çeşitli semptomlar şu şekilde özetlenebilir:
Tüm bu şikayetlerin varlığına rağmen bireyler bu durumun kendi suçunun olmadığını idrak etmeli ve kötü bir ebeveyn olmadıklarını bilmelidirler. Bu tarz şikayetleri kendilerinde gözlemleyen bireyler bu durumu bir rahatsızlık olarak kabul etmeli ve uzmanlardan destek almalıdır.
Lohusa sendromu genellikle doğumu takiben başlayabilir ancak kişinin duygudurumunda meydana gelen değişiklikleri fatk etmesi en erken doğum sonrası ilk birkaç günde olur. Postpartum depresyon dönemi ise genellikle doğum sonrası ilk 4-6 haftalar arasında olur. Bu genellemeye rağmen bazı bireylerde lohusalık sendromunun henüz gebelik aşamasındayken veya doğum sonrası 6 ay- 1yıla kadar uzayan bir süre zarfında da gelişebileceğini unutmamak gerekir.
Lohusa sendromunun en sık meydana geldiği süre zarfları yapılan çeşitli araştırmalar ile ortaya konulmuş olsa da bu sendromun ne kadar süreceğine dair ortalama bir süre mevcut değildir. Yapılan bazı araştırmalar uygun destek ve tedavi yaklaşımı ile birlikte duygudurumda meydana gelen değişikliklerin 3-6 ay gibi bir süre zarfı içinde gerileyebileceğine işaret eder.
Lohusa sendromu nasıl geçer sorusuna verilebilecek çeşitli yanıtlar mevcuttur. Bu yanıtların en iyisi sağlık kuruluşlarına başvurarak uzmanlardan destek almak olsa da hekimlerinizin bilgisi ve önerisi dahilinde yapabileceğiniz çeşitli uygulamalar şu şekilde özetlenebilir:
Bu tarz uygulamalar dışında şikayetlerin devamı veya karakterinde değişiklik meydana gelmesi halinde doğru tedavi yaklaşımı için uzmanlardan destek alınması oldukça önemlidir.
Lohusa sendromunun tedavisi hem anne hem de bebeğin genel iyilik halini sürdürmesi açısından oldukça önemlidir. En önemli aşama ebeveynin bu durumun kendinde mevcut olduğunu anlaması, durumu kabullenmesi ve destek istemesidir. Bireye özgü olarak hazırlanan tedavi programları vakaların çoğunluğunda oldukça iyi sonuçlar ortaya koyar.
Lohusa sendromunun tetikleyici faktörünü göz önünde bulundurarak hekimler tarafından çeşitli ilaçların reçetelendirilmesine başvurulabilir. Antidepresanlar, hormonal tedaviler veya psikozise ilerlemiş vakalarda antipsikotik ilaçların reçetelendirilmesine başvurulabilir. ilaç tedavisine ek olarak bilişsel davranışsal terapi gibi psikoterapi yaklaşımları da lohusa sendromu tedavisi amacıyla başvurulabilecek bir diğer uygulamadır.
Lohusa sendromuna sahip bireylerin eşleri ve yakınları çeşitli yaklaşımlar ile anneye destek olduklarını gösterebilirler. Yapılabilecek bu uygulamalardan bazıları şu şekilde özetlenebilir:
Lohusa sendromu her ne kadar kadınlar ile ilişkili bir rahatsızlıkmış gibi görünse de bazı baba adayları da aynı durumdan muzdarip oılabilir. Doğumu takiben başlayan bu süreçte annelerde olduğu gibi erkek bireylerde ciddi duygudurum değişiklikleri ve yoğun endişe ile karşılaşabilirler. Sinir, huzursuzluk, agresiflik, işe karşı ilginin kaybedilmesi veya sürekli işte zaman geçirmek gibi belirtiler erkeklerde lohusa sendromu şikayetleri arasında yer alır.
Lohusa sendromu göreceli olarak sık görülen ve her iki ebeveyni de etkileyebilen bir durumdur. Zaman içerisinde ciddi psikolojik problemlere ilerleyebilen bu durumun fark edilmesi halinde sağlık kuruluşlarına başvurarak uzman hekimlerden destek alınması hem ebeveyn hem de bebek sağlığı açısından oldukça önemlidir. Sağlıklı günler dileriz.
Son güncellenme tarihi: 12 Eylül 2023
Yayınlanma tarihi: 12 Eylül 2023
Psikoloji
Psikoloji
Öne Çıkan Kanser Yazıları