20 Ağustos 2023 Pazar
Domuz gribi mi oldunuz? Panik yapmayın, hızlı hareket edin.
Kolera genellikle kirli su yoluyla bulaş gösteren bir bakteri kaynaklı hastalıktır. Bu hastalık sonucunda şiddetli ishal ve dehidrasyon ortaya çıkabilir. Tedavi edilmeyen kolera hastalığı hayati tehdit oluşturabilir. Bu nedenle kolera hastalığının erken dönemde teşhis edilmesi ve tedaviye erken dönemde başlanması oldukça önemlidir.
Kolera bakterisine (vibrio cholerae) maruz kalınması sonucunda erken dönemde herhangi bir belirti olmayabilir. Bununla birlikte hastalığın ilerleyen döneminde bazı belirtiler ortaya çıkabilir. Kolera sonucunda oluşabilecek olan belirtilerden bazıları şu şekildedir:
İshal: Kolera sonucunda şiddetli ishal ortaya çıkabilir. İshal sonucunda vücut çok fazla su kaybedebilir.
Mide Bulantısı ve Kusma: Kolera hastalığının erken evrelerinde mide bulantısı ve kusma gibi belirtiler ortaya çıkabilir. Oluşan bu belirtiler birkaç saat devam edebilir.
Dehidratasyon: Dehidrasyon, kanda bulunan ve vücut sıvıların dengesini koruyan minerallerin hızlı bir şekilde kaybolmasına neden olabilir. Buna elektrolit dengesizliği denir. Kolera semptomları başladıktan birkaç saat sonra hafif veya şiddetli dehidratasyon ortaya çıkabilir. Vücut ağırlığının %10 veya daha fazla kaybı ciddi bir dehidratasyonu gösterebilir. Ayrıca dehidratasyon sonucunda sinirlilik, yorgunluk, çökük gözler, ağız kuruluğu, aşırı susama, ciltte kuruma, az veya hiç idrara çıkma, düşük tansiyon ve düzensiz kalp atışı gibi belirtiler de ortaya çıkabilir.
Kolera salgını yoksulluk, savaş veya doğal afetlerin sık yaşandığı yerlerde sıkça ortaya çıkabilir. Modern kanalizasyon ve su arıtımı, sanayileşmiş ülkelerde kolera oluşumunu önlemeye yardımcı olabilir. Bununla birlikte Afrika, Güneydoğu Asya ve Haiti gibi ülkelerde ilkel yaşam koşullarından dolayı kolera oluşumu gözlenebilir. Aktif kolera bulunan bir bölgeyi ziyaret ettikten sonra oluşan şiddetli ishal kolerayı işaret ediyor olabilir.
Kolera enfeksiyonuna ‘vibrio cholerae’ adlı bir bakteri neden olur. Bu bakteri ince bağırsakta bir toksin oluşmasına neden olabilir. İnce bağırsakta oluşan toksin hayati tehdit oluşturabilir.
Kolera bakterileri, kendilerine maruz kalan tüm insanlarda hastalığa neden olmayabilir. Bununla birlikte bu bakteriler dışkı yoluyla yiyecek ve su kaynaklarını enfekte edebilir. Kirlenmiş su kaynakları kolera enfeksiyonunun ana kaynağıdır. Bakteri bulundurarak koleraya neden olabilen ortamlardan bazıları şu şekildedir:
Yüzey veya Kuyu Suyu: Kalabalık ortamlarda ortak kullanılan su kaynaklarının yeterince iyi temizlenmemesi kolera oluşumuna neden olabilir.
Bazı Deniz Ürünlerinin Tüketimi: Koleraya neden olan ‘vibrio cholerae’ bakterisi yengeç ve karides gibi kabuklu deniz hayvanlarının kabuklarına yerleşim gösterebilir. Bu tür deniz ürünlerinin çiğ veya az pişmiş olarak tüketilmesi sonucunda kolera hastalığı ortaya çıkabilir.
Çiğ Meyve ve Sebzeler: Koleranın yaygın olarak karşılaşıldığı ülkelerde sebze ve meyveler kolera bakterisi ile enfekte olabilir. Kolera oluşturan bakteri ile enfekte olmuş meyve ve sebzelerin çiğ olarak tüketilmesi sonucunda kolera ortaya çıkabilir.
Daha önce kolera geçirmiş emziren annelerden bağışıklık kazanan bebekler dışında herkes koleraya karşı savunmasız olabilir. Bununla birlikte bazı faktörler kolera oluşma riskini artırabilir. Kolera oluşumu için risk oluşturan faktörlerden bazıları şu şekildedir:
Kötü Hijyen Koşulları: Mülteci kamplarında, yoksul ülkelerde ve kıtlık, savaş veya doğal afetlerden etkilenen bölgelerde sağlıklı bir yaşam için gerekli olan hijyen koşulları sağlanamayabilir. Bu tür bölgelerde kolera gelişme olasılığı daha fazla olabilir.
Mide Asidinin Yeterli Seviyede Olmaması: Kolera bakterileri asidik bir ortamda oluşum gösteremez. Mide asidinin gereken değerlerde olması kolera enfeksiyonuna karşı vücudu savunmaya yardımcı olabilir. Bununla birlikte çocuklar, yaşlı yetişkinler, H-2 blokerler veya proton pompası inhibitörleri gibi ilaçları kullanan kişilerin midedeki asit düzeyi gerekenden daha düşük olabilir. Bu gibi durumlarda vücudun koleraya karşı savunması azalabilir.
Hastalığa Sahip Bireylerle Yaşamak: Kolera hastalığına sahip olan bireylerle aynı ortamda bulunmak ve ortak eşya kullanmak kolera bulaşma riskini olasılığını arttırabilir.
0 Kan Grubu: 0 kan grubuna sahip olan bireylerde kolera gelişme olasılığı diğer insanlara göre daha fazla olabilir.
Beslenme Alışkanlıkları: Koleraya neden olan bakteri kabuklu deniz ürünlerine enfekte olabilir. Kabuklu deniz ürünlerinin sık tüketilmesi kolera oluşma olasılığını arttırabilir.
Kolera, sağlıklı bir yaşam için gerekli hijyen koşullarının sağlanamadığı bölgelerde oluşan bir hastalıktır. Kolera bulunan bölgelerde alınabilecek bazı önlemler kolera oluşumunu önlemeye yardımcı olabilir. Kolera oluşumunu önlemeye yardımcı olabilecek uygulamalardan bazıları şu şekildedir:
Ortak Alan Kullanımına Dikkat Etmek: Tuvalet gibi ortak alanları kullandıktan sonra sonra ellerin sık sık sabun ve suyla yıkanması, durulamadan önce ellerin en az 15 saniye sabun ile ovalanması kolera bulaşma olasılığını azaltmaya yardımcı olabilir.
Güvenli Su Kaynaklarını Tercih Etmek: Koleranın sık yaşandığı bölgelerde ortak su kaynakları ile temasta bulunmamak ve yalnızca güvenli olan şişelenmiş su kaynaklarını tercih etmek hastalığın oluşmasını önlemede oldukça önemlidir.
Pişmiş Yemekler Tüketmek: Kolera bakterisi çiğ yiyeceklere kontamine olabilir. Bu tür yiyeceklerin çiğ olarak tüketilmesi sonucunda kolera gelişebilir. Yiyeceklerin tamamen pişmiş ve sıcak olması kolera oluşumunu önlemeye yardımcı olabilir. Koleranın sık oluşum gösterdiği bölgelerde suşi gibi çiğ besinlerin tüketilmemesi oldukça önemlidir.
Kabuklu Sebze ve Meyve Tüketimi: Üzüm, dut ve salatalık gibi kabuğu olmayan bu nedenle doğrudan tüketilen sebze ve meyvelerin tüketimi kolera bulaşma olasılığını arttırabilir. Muz, avokado ve portakal gibi kabuğu soyularak tüketilen besinlerin tercih edilmesi kolera oluşma olasılığını azaltabilir.
Kolera Aşısı: Vaxchora® adlı bir kolera aşısı, hastalığın sık oluşum gösterdiği bölgelere seyahat etmeyi planlayan iki ile altmış dört yaş arasındaki kişileri hastalıktan korumak için önerilen bir uygulamadır. Bu aşı uygulaması seyahatten en az on gün önce ağızdan sıvı bir doz şeklinde alınabilir. Kolera aşısı hastalığı önlemeye katkı sağlasa da aşı ile birlikte kişisel hijyen önlemleri almak da oldukça önemlidir. Bu tür yöntemlerin uygulanması kolera oluşumunu önlemeye yardımcı olabilir.
Koleranın sık olarak karşılaşıldığı bölgelerde kolera sonucunda oluşan belirtilerin belirtilerin ortaya çıkması hastalığı işaret ediyor olabilir. Bununla birlikte doktor tarafından dışkı örneği veya rektal sürüntü alınarak kolera bakterilerinin incelendiği bir laboratuvar testi yapılabilir. Yapılan dışkı testi kolera hastalığını teşhis etmeye yardımcı olabilir.
Kolera hastalığı uygun koşullar sağlanarak tedavi edilmezse hayati tehdit oluşturabilir. Bu nedenle kolera hastalığının erken dönemde tedavi edilmesi oldukça önemlidir. Kolera hastalığının tedavisinde kullanılan yöntemlerden bazıları şu şekildedir:
Rehidrasyon: Kolera hastalığının en yaygın semptomlarından biri olan ishal vücudun fazla miktarda sıvı ve elektrolit kaybetmesine neden olabilir. Kolera , ishal nedeniyle kaybedilen sıvı ve tuzların hemen yerine konmasıyla basit ve başarılı bir şekilde tedavi edilebilir. Rehidrasyon tedavisinde asıl amaç ishal sonucunda kaybedilen sıvıları ve elektrolitleri yerine koymaktır. Hastalar, bir litre temiz su ile karıştırılan, şeker ve tuz karışımı olan oral rehidrasyon solüsyonu içerek (ORS) ile tedavi edilebilir.
İntravenöz Sıvılar: Bazı durumlarda kolera hastalığı sonucunda oluşan sıvı ve elektrolit kaybı oral rehidrasyon tedavisi ile önleyemeyebilir. Bu tür durumlarda hastalığı tedavi etmek için intravenöz sıvılara ihtiyaç duyulabilir.
Antibiyotikler: Antibiyotikler bakterilere karşı direnç gösteren ilaçlardır. Bazı antibiyotikler kolera ile ilişkili ishali azaltabilir ve ağır hastalarda hastalığın süresini kısaltmaya yardımcı olabilir.
Çinko Takviyeleri: Kolera şiddetli ishale neden olan bir hastalıktır. Çinko kullanımı ishal oluşumunu azaltmaya yardımcı olabilir.
Hastalıkların oluşumunu önlemede koruyucu önlemler almak oldukça önemlidir. Düzenli hastane kontrollerine gitmek sağlığı yönetmede oldukça etkili ve önemlidir.
Siz de kolera gibi hastalıklar hakkında detaylı bilgi almak ve sağlığınızı korumak istiyorsanız rutin hastane kontrollerine gitmeyi ihmal etmeyin.
Son güncellenme tarihi: 10 Ağustos 2023
Yayınlanma tarihi: 10 Ağustos 2023
Enfeksiyon Hastalıkları
Öne Çıkan Kanser Yazıları