20 Ağustos 2023 Pazar
Domuz gribi mi oldunuz? Panik yapmayın, hızlı hareket edin.
Esas olarak inek, domuz, koyun, keçi ve geyik gibi çift toynaklı hayvanları etkileyen ciddi, hızlı yayılan Şap (FMD) bir viral hastalıktır. Kontrol altına alınması en zor hayvan hastalıklarından biridir. Enfekte hayvanların çoğu hayatta kalsa da zayıf kalır. Enfeksiyondan önceki et ve süt seviyesini üretemezler. Bu hastalık, hayvanların ayaklarında ve ağızlarında ciddi yaralara neden olur. Picornaviridae ailesine ait olan Aphtovirus türünden kaynaklanan Şap hastalığı oldukça bulaşıcıdır. Hastalık, hayvanlarda ciddi üretim kayıplarına ve ekonomik zararlara yol açar. Ayrıca, hızlı yayılma potansiyeli nedeniyle uluslararası ticaret ve hayvancılık üzerinde büyük bir tehdit oluşturur.
Çiftlik hayvanlarında görülen ciddi, oldukça bulaşıcı bir viral hastalıktır. Hastalık sığır, domuz, koyun, keçi ve diğer çatal toynaklı geviş getiren hayvanları etkiler. Hastalık yetişkin hayvanlarda nadiren ölümcüldür. Ancak, genç hayvanlarda miyokardit oluşabilir. Ayrıca, anne hastalığa yakalandığında süt eksikliği nedeniyle genellikle yüksek ölüm oranı görülebilir.
FMD; ateş ve dil ve dudaklarda, ağızda, meme uçlarında ve toynakların arasında kabarcık benzeri yaralarla karakterizedir. Hastalık ciddi üretim kayıplarına neden olur ve etkilenen hayvanların çoğu iyileşirken, hastalık onları genellikle zayıf ve güçsüz bırakır. Tam bu noktada “şap hastalığı nedir?” sorusu aklınıza gelir. Bu, Picornaviridae familyasından bir organizma olan aphthovirus'un neden olduğu bir hastalıktır. Dünya çapında farklı ülkelerde endemik olan yedi varyantı (A, O, C, SAT1, SAT2, SAT3 ve Asia1) vardır. Her varyant, aşılanmış bir hayvana bağışıklık sağlamak için belirli bir aşı gerektirir.
FMD virüsünün 7 bilinen türü ve 60'tan fazla alt türü vardır. Yani bir türe karşı bağışıklık, hayvanları diğer türlere veya alt türlere karşı korumaz. Hastalığın ilk belirtileri genellikle enfeksiyondan 2 ila 14 gün sonra ortaya çıkar. Şap hastalığı belirtileri şu şekilde sıralanabilir:
Bu belirtiler özellikle yeni doğan hayvanlarda daha sık görülmektedir.
Bu hastalık, özellikle çift tırnaklı hayvanları etkiler ve çeşitli serotiplerle karakterizedir. Serotipler, virüsün yüzey antijenlerindeki farklılıklara dayanır. Her biri farklı coğrafi bölgelerde ve farklı hayvan popülasyonlarında etkili olabilir. Başlıca şap hastalığı çeşitleri ve bu serotiplerinin özellikleri şunlardır:
Şap hastalığının en yaygın ve en geniş yayılıma sahip serotipidir. Dünya genelinde birçok bölgede görülür ve salgınlarının ana nedeni olarak bilinir. Bu serotip, yüksek virülans göstererek hızlı bir şekilde yayılabilir. O serotipi salgınları, genellikle hayvanlarda yüksek morbiditeye neden olur. Ancak mortalite genellikle düşüktür. Aşı geliştirilmesinde de yaygın olarak hedef alınan serotiplerden biridir.
Genellikle Asya ve Afrika bölgelerinde yaygın olarak bulunur. Oldukça değişken bir yapıya sahip olan serotipin farklı alt tipleri mevcuttur. A serotipi, virüsün genetik yapısındaki değişiklikler nedeniyle farklı bölgelerde farklı varyantlar oluşturabilir. Bu da hastalığın kontrolünü zorlaştırır. A serotipi salgınları, büyük ekonomik kayıplara yol açabilir ve etkili kontrol önlemleri gerektirir.
Daha nadir görülür ve geçmişte bazı bölgelerde salgınlara neden olmuştur. Ancak son yıllarda bu serotipin yaygınlığı azalmıştır. C serotipi ile ilgili olarak tarihsel veriler, bu serotipin etkisinin önemli olduğunu göstermektedir. Yine de günümüzde bu serotipten kaynaklanan salgınlar oldukça nadirdir. Geçmişte özellikle Güney Amerika ve bazı Avrupa ülkelerinde ciddi salgınlara neden olmuştur.
Özellikle Asya kıtasında yaygın olarak görülen bir serotiptir. 1950'lerde tanımlanmış olan bu serotip özellikle Güney ve Güneydoğu Asya'da önemli salgınlara neden olmuştur. Asia 1 serotipi, bölgedeki hayvan popülasyonları için büyük bir tehdit oluşturur. Salgınlar, genellikle ciddi ekonomik kayıplarla sonuçlanır. Bölgesel aşı kampanyaları, bu serotipin kontrolünde önemli bir rol oynamaktadır.
SAT 1, SAT 2 ve SAT 3 Serotipleri, Afrika'da yaygın olarak görülür. SAT, "Southern African Territories" (Güney Afrika Bölgeleri) anlamına gelir. Bu serotipler, Afrika kıtasındaki çift tırnaklı hayvanlar arasında endemiktir. SAT serotipleri, bölgede büyük salgınlara yol açabilir ve yerel hayvan popülasyonları üzerinde ciddi etkiler yaratabilir. Her SAT serotipi, farklı özelliklere ve yayılma potansiyeline sahiptir. Bu durum kontrol ve aşılama stratejilerini karmaşık hale getirir.
Genellikle klinik belirtilere dayanarak yapılır. Ancak, kesin teşhis laboratuvar testleri ile doğrulanır. Şap hastalığı teşhisi için kullanılan yöntemler aşağıda listelenmiştir:
Şap hastalığı bulaşıcılığı son derece yüksektir. En yaygın bulaşma yolu, enfekte hayvanlarla doğrudan temastır. Virüs, enfekte hayvanların vücut sıvıları, yaraları ve solunum salgıları yoluyla diğer hayvanlara geçebilir. Ayrıca, hava yoluyla da bulaşabilir. Virüs, kısa mesafelerde hava yoluyla yayılabilir. Enfekte hayvanlardan çıkan aerosol damlacıkları ile diğer hayvanlara ulaşabilir.
Kontamine ekipman ve kıyafetler de şap hastalığının yayılmasında önemli bir rol oynar. Enfekte hayvanlarla temas eden ekipmanlar, araçlar ve kıyafetler, virüsü başka hayvanlara taşıyabilir. Aynı şekilde, virüsle kontamine olmuş yem ve su kaynakları da hastalığın bulaşmasına neden olabilir. Enfekte hayvanların salgıları, su ve yem kaynaklarını kirletebilir. Bunların yanı sıra insanlar da şap hastalığının yayılmasında bir faktör olabilir. Enfekte hayvanlarla temas eden insanlar virüsü kıyafetleri, elleri veya ekipmanları aracılığıyla başka hayvanlara taşıyabilir. Bu nedenle, enfekte hayvanlarla çalışırken sıkı biyogüvenlik önlemlerine uyulması gerekir.
Esas olarak semptomatik tedaviye dayanır. Çünkü şap hastalığı tedavisi için spesifik bir antiviral yöntem yoktur. Ağrıyı ve iltihabı azaltmak ve ikincil bakteriyel enfeksiyonları önlemek için ilaçlar kullanılır. Ayrıca destekleyici bakımla hayvanların beslenmesi ve hidrasyonunun sağlanmasına dikkat edilir.
Özellikle hijyen her zaman olduğu gibi şap hastalığından korunma yolları arasında da ilk sırada gelir. Bu sebeple hayvanlarla temastan sonra ellerinizi yıkamanız alabileceğiniz ilk önlemdir. Ayrıca giysiler, botlar, ekipmanlar veya araçlar üzerindeki çamur veya yataklık gibi malzemeler virüsü çiftlikten çiftliğe veya çiftlikteki farklı hayvan gruplarına taşıyabilir. Bu sebeple çiftlik ziyaretinden sonra hijyene dikkat edilmeli, kullanılan ekipmanlar temizlenmelidir. Bununla birlikte çiftlikte farklı hayvan grupları arasında hareket ederseniz kendinizi, aracınızı ve taşıdığınız her şeyi iyice temizlemeniz gerekir. Gerekli olmadıkça da hastalığın yayılmaması için birbirinden farklı çiftlikleri ziyaret etmekten kaçınmanız önerilir.
Eğer hayvanlarınız varsa onları hastalık belirtileri açısından düzenli olarak inceleyebilirsiniz. Özellikle farklı hayvan türlerini ayrı tutabilirsiniz. Mümkünse hayvanları çiftliğin bir bölümünden diğerine taşımaktan kaçınabilirsiniz. Bunların yanı sıra hayvanlarınızı tutarken, koyunların her zaman hastalığın belirgin belirtilerini göstermediğini ve istemeden diğer hayvanları enfekte edebileceğinizi unutmayın.
Son güncellenme tarihi: 07 Ağustos 2024
Yayınlanma tarihi: 07 Ağustos 2024
Enfeksiyon Hastalıkları
Öne Çıkan Kanser Yazıları