20 Eylül 2023 Çarşamba
“Genetik kanser” mi, “kalıtsal kanser” mi?
CA125, "Cancer Antigen 125" olarak bilinen ve vücutta özellikle bazı kanser türlerinin varlığında yükselen bir tümör belirteci (marker) proteinidir. Özellikle kadınlarda üreme organları, over (yumurtalık) kanseri ile ilişkilendirilen bu belirteç, yumurtalık kanserinin tanı ve takibinde kullanılan en önemli göstergelerden biridir. Ancak CA125 sadece kanserle ilişkili değildir. Farklı sağlık sorunları da bu değerin yükselmesine yol açabilir. Bu nedenle, tek başına bir teşhis aracı olarak kullanılmaz fakat özellikle riskli gruptaki hastalarda hastalığın gidişatını izlemek ve tedavinin etkinliğini değerlendirmek için oldukça önemlidir.
Vücudun birçok dokusunda bulunan, hücreler tarafından üretilen ve kana karışan bir glikoproteindir. Özellikle yumurtalık kanserinin belirlenmesinde kullanılan bu biyobelirteçtir. CA125, normalde vücutta düşük seviyelerde bulunur. Ancak bazı durumlarda, özellikle bazı hastalıkların varlığında bu seviyelerde artış gözlemlenir. Yumurtalık kanseri dışında çeşitli iyi huylu ve kötü huylu hastalıklar da CA125 seviyelerini etkileyebilir. Sağlıklı bireylerde CA125 seviyesi genellikle 35 U/mL’nin altında olur. Fakat, vücudun çeşitli bölgelerinde ortaya çıkan patolojik durumlar, bu seviyenin yükselmesine yol açabilir. Yumurtalık kanseri, bu protein düzeyini en çok yükselten hastalıklardan biri olarak bilinir. Yumurtalık kanserinin yanı sıra endometriozis, pelvik inflamatuar hastalık, karaciğer sirozu, iyi huylu yumurtalık kistleri, adet dönemi, hatta gebelik gibi durumlar da CA125 düzeylerinde artışa sebep olabilir. Bu nedenle, CA125'in tek başına kanser tanısı için yeterli olmaz. Hastalığın tanısında ve takibinde diğer tanı yöntemleriyle birlikte değerlendirilmesi gerektiğini unutmamak önemlidir.
Özellikle ailesinde yumurtalık kanseri öyküsü olan kişiler gibi yüksek riskli gruplarda protein seviyesinin düzenli takibi, erken evrede müdahale olanağı sunar. Ancak, CA125 yüksekliği çeşitli durumlara bağlı olarak ortaya çıkabileceği için her yüksek değer kanser anlamına gelmez. Bu yüzden doktorlar bu değeri değerlendirirken hastanın genel sağlık durumu, tıbbi geçmişi ve diğer tanı testlerinin sonuçlarını göz önünde bulundurur.
Değerler, genellikle uluslararası birimler (U/mL) cinsinden ölçülür. Sağlıklı kişilerde bu değer, 35 U/mL’nin altında olur. Ancak bu sınır değeri hastanın sağlık durumu, yaşı ve diğer bireysel faktörlere bağlı olarak değişebilir. CA125 seviyesinin 35 U/mL’nin üzerine çıkması vücutta anormal bir durumun olduğunu gösterebilir. Özellikle menopoz sonrası kadınlarda yüksek CA125 seviyeleri daha dikkatle değerlendirilir. Bu durumda detaylı tetkiklerle CA125 yüksekliğine neden olabilecek diğer faktörler araştırılır. Bu değerlerin tedavi sürecindeki değişimleri ve hastalığın seyrini gözlemlemek açısından oldukça önemlidir.
Vücutta çeşitli durumların varlığını işaret edebilir. Bu belirtecin artışı, çoğunlukla yumurtalık kanseri ile ilişkilendirilse de birçok farklı patolojik ve fizyolojik durumu da gösterebilir. Bu nedenle, CA125 yüksekliği tek başına kanser varlığını doğrulamak için yeterli değildir. Doktorlar, CA125 yüksekliğinin ardındaki sebebi belirlemek için kapsamlı bir değerlendirme yapar. Bu değerlendirme, hastanın genel sağlık durumu, tıbbi geçmişi ve diğer tanısal testlerin sonuçları ile birlikte ele alınır. CA125 yüksekliği aşağıdaki durumlarda görülebilir:
Yumurtalık kanseri, CA125 seviyesinin yükselmesinin en önemli nedenlerinden biridir. Bu belirtecin seviyesi, özellikle ileri evredeki yumurtalık kanserlerinde oldukça yüksek olabilir. Yumurtalık kanseri, kadın üreme organlarından biri olan yumurtalıklarda gelişen malign bir tümördür. Bu kanserin erken evresinde belirti vermemesi nedeniyle tanı koymada zorluk yaşanır. Bu noktada CA125 testi, özellikle ailesinde yumurtalık kanseri öyküsü olan ve yüksek risk taşıyan kadınlarda erken teşhis ve tedavi takibi açısından önemli bir rol oynar.
Rahim iç tabakasını oluşturan endometriyal dokunun rahim dışında yer alması durumudur. Bu dokunun rahim dışında bulunması CA125 seviyelerinin artmasına yol açabilir. Endometriozis, üreme çağındaki kadınlarda yaygın olarak görülen bir durumdur. Sıklıkla adet dönemlerinde ağrı, pelvik bölgede rahatsızlık ve kısırlık gibi sorunlara neden olabilir. Endometriozis teşhisi konulan kişilerde CA125 seviyelerinin yükselmiş olması, hastalığın şiddeti hakkında bilgi verebilir. Ancak, bu belirteç sadece hastalığın varlığını işaret eder. Kesin tanı koymak için doktorlar genellikle ultrasonografi, manyetik rezonans görüntüleme (MRI) ve laparoskopi gibi ek tanı yöntemlerine başvururlar.
Pelvik inflamatuar hastalık (PID), kadın üreme organlarının enfeksiyonudur. Enfeksiyon nedeniyle pelvik bölgede oluşan iltihaplanma, CA125 seviyelerinin yükselmesine yol açabilir. PID, tedavi edilmediğinde ciddi komplikasyonlara neden olabilecek bir durumdur. Bu nedenle erken teşhis ve tedavi önemlidir. PID’nin belirtileri arasında alt karın bölgesinde ağrı, vajinal akıntıda artış ve ağrılı cinsel ilişki sayılabilir. Doktorlar, PID tanısını koyarken CA125 testi ile birlikte pelvik muayene, ultrasonografi ve laboratuvar testlerini de değerlendirmeye alır.
Rahimde ortaya çıkan iyi huylu tümörlerdir. Bu fibroidler, kadınlarda oldukça yaygındır. Adet düzensizlikleri, ağrı ve bası semptomlarına yol açabilir. Fibroidlerin varlığı, vücutta bir çeşit inflamatuar yanıt oluşturarak CA125 seviyesinin yükselmesine neden olabilir. CA125 seviyesindeki bu yükselme, rahim fibroidlerinin varlığı hakkında ipucu verebilir. Ancak tanıyı kesinleştirmek için ultrasonografi veya manyetik rezonans görüntüleme (MRI) gibi görüntüleme yöntemleri kullanılmalıdır.
Karaciğer sirozu, karaciğerin kronik hasarı sonucu oluşan ciddi bir hastalıktır. Karaciğer dokusundaki fibrozis, normal karaciğer fonksiyonlarının bozulmasına neden olur. Karaciğer sirozu, aynı zamanda CA125 seviyelerinde yükselmeye yol açabilir. Bu durumda, karaciğerin fonksiyon bozukluğu nedeniyle vücutta sıvı birikimi (asit) ortaya çıkabilir. Bu durum, CA125 değerlerinin artmasına neden olabilir. Ancak, siroza bağlı CA125 yüksekliği, kanserle ilişkili olmamakla birlikte vücutta meydana gelen genel inflamatuar yanıtının göstergesi olur
Gebelik, özellikle erken dönemlerinde CA125 seviyelerinde bir miktar yükselmeye neden olabilir. Bu artış, gebelikteki hormonal değişikliklerle ilişkilidir. Özellikle ilk trimesterde vücuttaki birçok fizyolojik değişiklik nedeniyle CA125 seviyesi artış gösterebilir. Ancak bu durum normal kabul edilir. Gebelik boyunca seviyeler, doğal olarak dalgalanma gösterebilir. Bu nedenle, gebelik sürecindeki CA125 yüksekliği, bir hastalığın işareti olarak değerlendirilmez.
Çoğu durumda CA125 düşüklüğü, sağlıkla ilgili herhangi bir sorun olmadığını gösterir. Sağlıklı kişilerde CA125 seviyesi 35 U/mL'nin altında olduğunda bu durum genellikle endişe verici değildir. Tedavi gören kanser hastalarında ise CA125 seviyesindeki düşüş, tedavinin etkili olduğunu ve hastalığın kontrol altına alındığını gösterebilir.
Son güncellenme tarihi: 27 Eylül 2024
Yayınlanma tarihi: 27 Eylül 2024
Onkoloji Merkezi (Kanser Merkezi)
Onkoloji Merkezi (Kanser Merkezi)
Onkoloji Merkezi (Kanser Merkezi)
Onkoloji Merkezi (Kanser Merkezi)
Onkoloji Merkezi (Kanser Merkezi)
Onkoloji Merkezi (Kanser Merkezi)
Onkoloji Merkezi (Kanser Merkezi)
Onkoloji Merkezi (Kanser Merkezi)
Onkoloji Merkezi (Kanser Merkezi)
Onkoloji Merkezi (Kanser Merkezi)
Onkoloji Merkezi (Kanser Merkezi)
Öne Çıkan Kanser Yazıları