20 Eylül 2023 Çarşamba
“Genetik kanser” mi, “kalıtsal kanser” mi?
Testisler skrotum adı verilen deri bir kese içerisinde korunan, penisin hemen arkasında bulunan erkek üreme sisteminin temel organlarındandır. Testisler spermlerin hem üretildiği hem de depolandığı yerdir. Testisler ayrıca ana cinsiyet hormonu olan testesteronun üretimini de gerçekleştirir. Testis hücrelerinde meydana gelen kontrolsüz büyüme ve çoğalma ile tümörleşme gerçekleşir. Testis kanserleri erkeklerde en sık rastlanan üreme sistemi kanserlerindendir. Testis kanseri uzun dönem belirti vermeden ilerleme özelliğine sahiptir. Fakat aynı zamanda tedavi oranının ve başarısının en yüksek olduğu kanserlerdir. Bu yüzden erken tanı büyük önem taşımaktadır.
Testis Kanseri sıklıkla 15-35 yaş arası erkek bireylerde yaygın görülen bir kanser türüdür. Bu kanser türü erkek cinsiyetlerde görülen tüm kanserlerin yaklaşık %1’ini oluşturmaktadır. Testis birden fazla hücre tipinin birleşiminden oluşmaktadır. Testis kanserleri de genellikle bu hücre tiplerinden biri olan germ hücrelerinin kanserleşmesinden dolayı oluşmaktadır. Testis kanseri her 2 testiste de görülebileceği gibi en çok sağ testiste görülmektedir. Testis kanserinin oluşum nedenleri üzerine birden fazla teori ortaya atılmış ise de en büyük etkenlerden birinin inmemiş testis olduğu düşünülmektedir.
Testis kanserleri kanserleşen hücrelerin tiplerine göre tip I, tip II ve tip III olmak üzere 3 sınıfa ayrılmaktadır. Tip I testiküler germ hücre tümörleri yeni doğan erkek bebeklerde çocuklarda görülen testis kanseri çeşididir. Tip II testis kanseri genellikle 20-40 yaş arasındaki erkeklerde görülmektedir. Tip III testis kanseri spermatositik seminomlar olarak adlandırılır ve tip B spermatogonia hücrelerinin kontrolsüz büyüyüp çoğalması ile meydana gelirler. Genellikle 50 yaş üzeri erkek bireyleri etkilemektedir.
Testis kanserinin görülme sıklığında son 50 yılda önemli bir artış mevcuttur. Özellikle genç ve orta yaştaki erkekleri etkileyen testis kanserlerinin %80’lik bir kısmı kemoterapi veya cerrahi müdahaleler ile diğer kanserlere oranla kolaylıkla tedavi edilebilmektedir. Kanser özellikle erken evrede fark edilmiş ise tedavinin başarı oranı %100’e kadar ulaşmaktadır.
Testis kanseri ilk evrelerde genellikle belirti vermemektedir. Daha sonraki evrelerde ortaya çıkan yaygın belirtiler arasında ise şunlar yer almaktadır:
Testis kanserinin meydana gelme sebepleri tam olarak belirlenememiştir. Bununla beraber hastalığı tetikleyebilecek bazı risk faktörlerinin varlığından söz edilebilmektedir. Testis kanseri oluşumunda etkili olduğu düşünülen risk faktörleri arasında şunlar yer almaktadır:
Testis kanserinin hem tam tanısının yapılabilmesi hem de doğru tedavinin planlanıp uygulanabilmesi için kanserin hangi seviyede olduğunu gösteren evrenin belirlenmesi gerekmektedir. Hastalığın hangi evrede olduğu belirlendikten sonra yararı dokunmayacak tedaviler dışlanarak hastanın zaman kaybı engellenmektedir. Testis kanserinin evrelemesi şu şekildedir:
Testis kanserinin tanısında hem görüntüleme yöntemlerinden hem de invaziv yöntemlerden yararlanılmaktadır. Teşhiste yararlanılan yöntemler arasında şunlar yer almaktadır:
Kasıktan uygulanan kesiden testisin çıkarılması (orşiektomi) sonucu yapılan biyopsi, hastalığa kesin tanı koyan, kanser çeşidi ve evresi ne olursa olsun tedaviye olanak sağlayan ilk tanı yöntemidir.
Testis kanserinde tedavi hastalığın ilerleme seviyesine ve vücuda yayılma oranına göre belirlenmektedir. Asıl tedavi hedefi kontrolsüz büyüyen ve çoğalan hücreleri yok etmek ve daha fazla yayılmalarını önlemektir. Eğer kanserleşmiş hücreler lokal olarak sadece testiste bulunuyor ve vücudun diğer kısımlarına yayılmamış ise radikal orşiektomi denilen yöntemle testis vücuttan alınmaktadır. Orşiektomi işleminin ardından ise duruma uygun olarak radyoterapi ve kemoterapi tercih edilebilmektedir. Eğer hastalıkta belirgin bir metastaz yok ise veya karın gibi çok yakın bölgelere yayılma mevcut ise radyoterapi uygun bir seçenektir. Eğer testis kanseri ikinci evrede ise kanserli hücrelerin öldürülmesi prensibine dayalı ilaçların kullanıldığı kemoterapi yöntemi tercih edilebilmektedir. Üçüncü evredeki kanserler için de yine kemoterapi tercih edilmektedir fakat süreç oldukça uzundur.
Testis kanseri çoğunlukla başlangıçta belirti vermemektedir. Bu sebeple sinsi bir ilerleyişe sahiptir. Fakat erken evrelerde fark edildiği zaman tedavi şansı oldukça yüksektir ve erken tanı büyük önem taşımaktadır. Bu yüzden en yakın sağlık kuruluşlarına başvurarak gerekli testleri yaptırabilir, hastalık açısından risk altına olup olmadığınızı öğrenebilirsiniz.
Son güncellenme tarihi: 11 Mart 2024
Yayınlanma tarihi: 11 Mart 2024
Onkoloji Merkezi (Kanser Merkezi)
Onkoloji Merkezi (Kanser Merkezi)
Onkoloji Merkezi (Kanser Merkezi)
Onkoloji Merkezi (Kanser Merkezi)
Onkoloji Merkezi (Kanser Merkezi)
Onkoloji Merkezi (Kanser Merkezi)
Onkoloji Merkezi (Kanser Merkezi)
Onkoloji Merkezi (Kanser Merkezi)
Onkoloji Merkezi (Kanser Merkezi)
Onkoloji Merkezi (Kanser Merkezi)
Onkoloji Merkezi (Kanser Merkezi)
Üroloji
Üroloji
Üroloji
Öne Çıkan Kanser Yazıları