20 Eylül 2023 Çarşamba
“Genetik kanser” mi, “kalıtsal kanser” mi?
Rahim ağzı kanseri, kadınlarda en çok görülen kanser türlerinden biridir. Ülkemizde her yıl binlerce kadın rahim ağzı kanseri teşhisi almakta, binlerce kadın da rahim ağzı kanseri nedeniyle hayatını kaybetmektedir. Aşılama ve tarama ile rahim ağzı kanserine bağlı ölümlerin önüne geçmek mümkündür.
Serviks, rahmin alt tarafında bulunan ve vajinaya bağlanan bir yapıdır. Rahim ağzı olarak da bilinen serviksteki hücrelerin kontrolsüz çoğalması sonucu kanser gelişir. Rahim ağzı kanserlerinin büyük çoğunluğunun gelişiminde Human Papillomavirus (HPV) olarak adlandırılan bir virüs rol oynar. HPV ile enfekte olan bazı kişilerde virüs yıllarca serviks hücrelerinde kalır ve bu hücrelerin kontrolsüz bölünmesine yol açarak kanser yapar.Serviks, rahmin alt tarafında bulunan ve vajinaya bağlanan bir yapıdır. Rahim ağzı olarak da bilinen serviksteki hücrelerin kontrolsüz çoğalması sonucu kanser gelişir. Rahim ağzı kanserlerinin büyük çoğunluğunun gelişiminde Human Papillomavirus (HPV) olarak adlandırılan bir virüs rol oynar. HPV ile enfekte olan bazı kişilerde virüs yıllarca serviks hücrelerinde kalır ve bu hücrelerin kontrolsüz bölünmesine yol açarak kanser yapar.
Serviks kanseri erken dönemde herhangi bir belirti vermeyebilir. Hastalık ilerlediğinde kansere bağlı görülebilecek semptomlar ise şöyledir:
Endometriozis gibi rahimle ilgili rahatsızlıkları olan kişilerde de serviks kanserine benzer belirtiler görülebilir. Bu kişiler belirtilerin sayısında, sıklığında veya şiddetinde artış olması halinde mutlaka gerekli taramaları yaptırmalıdır.
Rahim ağzı kanserinin farklı alt türleri vardır. Hastada hangi tip serviks kanserinin olduğu, hastalığın seyri ve tedavisi açısından oldukça önemlidir.
Rahim ağzı kanseri çeşitleri şu şekildedir:
Bazı vakalarda hastada her iki kanser türü birden gelişebilir. Nadirde olsa kanser, serviksteki diğer hücrelerden köken alabilir.
Rahim ağzı kanseri, serviksteki hücrelerin DNA’sının mutasyon geçirmesiyle oluşur. Sağlıklı hücreler, belirli bir hızda bölünür ve zamanı gelince ölür. Ancak kanser hücrelerinde bu kontrol mekanizmaları ortadan kalkmıştır. Kanser hücreleri hızlı ve kontrolsüz bölünür ve zaman içerisinde tümör olarak bilinen kitleleri oluşturur. Kanserli hücrelerin çevre dokulara veya vücudun farklı bölgelerine yayılmasıyla da hastalık ilerler.
Rahim ağzı kanseri vakalarının yaklaşık %99’u HPV ile ilişkilidir. HPV ile enfekte olan bazı kişilerde virüs yıllarca hücre içinde kalmakta ve bir noktada kanser gelişimine neden olmaktadır. Ancak HPV ile enfekte olan herkeste rahim ağzı kanseri gelişecek diye bir durum söz konusu değildir. Bu da çevresel faktörlerin, yaşam tarzının da kanser gelişiminde etkili olduğunu göstermektedir.
Serviks kanserine yakalanma riskini artıran faktörler şu şekildedir:
Rahim ağzı kanseri tanısı, kişideki belirtilerden yola çıkarak konulabileceği gibi tarama testleri sayesinde de konulabilir.
Serviks kanseri tarama programı, dünyanın gelişmiş ülkelerinde olduğu gibi ülkemizde de yapılmaktadır. Bu tarama kapsamında 30-65 yaş arasındaki cinsel olarak aktif kadınlara Pap Smear ve HPV DNA testi yapılabilir. Tarama testleri, prekanseröz olarak adlandırılan kanser öncülü durumların dahi tespit edilmesini sağlar. Taramada kullanılan temel iki test ve özellikleri şu şekildedir:
Tarama testinde kanser açısından şüpheli sonuçlar çıkan kişiler daha ayrıntılı bir şekilde incelenir. Bu inceleme sonucu kesin teşhis konulur.
Rahim ağzı kanserinden şüphelenilen kişilerde tanı için biyopsiye ihtiyaç duyulabilir. Biyopsi için doktor, kolposkop adı verilen bir aletle hastanın serviksini olası bir anormalliğe karşı yakından inceler ve bu bölgeden doku örneği alır. Alınan örneğin patolojide incelenmesi sonucu kesin tanı konulur.
Rahim ağzı kanseri teşhisi konulduktan sonra kanserin hangi evrede olduğunu göstermek için görüntüleme yöntemlerine başvurulabilir.
Serviks kanseri tedavisi, hastalığın hangi evrede olduğuna ve hastanın yaş, genel sağlık durumu gibi özelliklerine göre değişiklik gösterir. Rahim ağzı kanserlerinde kullanılabilecek tedavi yöntemleri şu şekildedir:
Rahim ağzı kanseri vakalarının neredeyse tamamı HPV ile ilişkilidir. Dolayısıyla HPV enfeksiyonundan korunmak serviks kanserinden de korunmaya yardımcı olabilir. Bu korunma amacıyla geliştirilen HPV aşıları vardır. Özellikle 9-26 yaş aralığındaki kişilerin aşılanması ileride serviks kanserine yakalanma ihtimalini oldukça düşürmektedir. HPV; serviks kanserinin yanı sıra boğaz kanseri, penis kanseri, anal kanser gibi kanserlere de zemin hazırlayabilir. Bu nedenle sadece kadınların değil erkeklerin de aşılanması gerekir. Ülkemizde kullanılan HPV aşısı dörtlü aşı olarak bilinen ve HPV’nin kanser yapan 4 alt türüne yönelik geliştirilmiş bir aşıdır. Üç doz halinde uygulanır. HPV aşısı Ulusal Aşılama Programına dahil değildir. Bu nedenle çocuğuna aşı yaptırmak veya kendisi aşı olmak isteyen kişilerin eczaneden aşıyı temin etmesi ve sağlık kuruluşlarında yaptırması gerekir.
Kadınların, 65 yaşına kadar herhangi bir şikayeti olmasa dahi 5 yılda bir rahim ağzı tarama testlerini yaptırması gerekir. Bu testler kanserin erken teşhis ve tedavisinde önemli rol oynar. Meme ve kolon kanserinde olduğu gibi serviks kanserinde de taramaya önem verilmelidir.
Son güncellenme tarihi: 10 Ocak 2024
Yayınlanma tarihi: 11 Ağustos 2016
Onkoloji Merkezi (Kanser Merkezi)
Onkoloji Merkezi (Kanser Merkezi)
Onkoloji Merkezi (Kanser Merkezi)
Onkoloji Merkezi (Kanser Merkezi)
Onkoloji Merkezi (Kanser Merkezi)
Onkoloji Merkezi (Kanser Merkezi)
Onkoloji Merkezi (Kanser Merkezi)
Onkoloji Merkezi (Kanser Merkezi)
Onkoloji Merkezi (Kanser Merkezi)
Onkoloji Merkezi (Kanser Merkezi)
Onkoloji Merkezi (Kanser Merkezi)
Öne Çıkan Kanser Yazıları