19 Ağustos 2023 Cumartesi
Boyun ağrısını azaltan 6 öneri
Vücudun herhangi bir dokusunda veya organında bazı hücrelerin kontrolsüz şekilde üremesi ve büyümesi sonucunda tümörler oluşmaktadır.
Vücudun herhangi bir dokusunda veya organında bazı hücrelerin kontrolsüz şekilde üremesi ve büyümesi sonucunda tümörler oluşmaktadır. Bu çoğalma ve büyümenin vücutta işlev gören otokontrol yolları ile durdurulması veya yavaşlatılması mümkün değildir. Fakat vücutta oluşan bu tümörler her zaman kötü huylu (habis) olmayabilir. İyi huylu (selim) özellikli tümörler de bulunur. Tümör ve kanser kavramları günlük hayatta çok sık şekilde birbirlerine karıştırılan kavramlardır ancak aslında kötü huylu (habis) olan tümörler kanser olarak adlandırılmaktadır. Spinal tümörler Santral Sinir Sistemi tümörleri arasında %20’lik bir paya sahiptir. Toplumlarda sıkılığı değişmekle birlikte, 100.000/2-10 oranında görülebilmektedir.Omurilik tümörleri, omurga ve omuriliği oluşturan kemiklerde, sinirlerde veya bu bölgede bulunan diğer yumuşak dokularda oluşan tümörlerdir. Primer(birincil) ve metastatik (başka bir kanserin yayılması) olarak iki şekilde görülebilir.
Primer tümörler omurganın ve omuriliğin yapısını oluşturan asıl hücreler nedeniyle oluşurken, metastatik tümörler vücudun farklı yerlerinde daha önce oluşmuş olan bir tümörün kontrol edilemeyerek omurgaya sıçraması ile omurilikte oluşan tümörlerin bulunduğu sınıftır.
Omuriliğin zar tabakası dışında, bu zar ile omuriliğin arasındaki bölgede, omuriliğin iç bölgelerinde de tümör oluşabilir. Omurilik zarı dışındaki tümörlerin büyük bir çoğunluğunun nedeni vücudun farklı bölgelerinde oluşmuş tümörün metastazıdır. Kesin bir durum olmamakla birlikte omuriliğin içerisinden ve zarlarından veya sinirin kendisinden kaynaklanan tümörler iyi huylu (selim) tümörlerdir.
Tümörün yerleşim yerine göre 3 ayrı sınıfa ayrılmıştır. Ekstradural (omurilik zarı dışında yerleşen), intradural ekstramedüller (omurilik zarı içinde, sinirlerin dışında) ve intradural intramedüller (omurilik zarı içinde, sinirlerin içinde/yapışık) olarak ayrılmıştır. En sık olarak ekstradural tümör karşımıza çıkar.
Metastatik tümörler 45-65 yaş aralığında bulunan erkeklerde oldukça sık görülür. Omurilik tümörü tedavilerinde diğer hastalıklarda olduğu gibi erken teşhis çok önemli bir yere sahiptir.
Belirtilerin oluşma süresi her hastalıkta olduğu gibi kişiden kişiye, tümörün yerleştiği bölgeye ve büyüme/üreme hızına göre değişiklik gösterebilir.
Tümörün zamanında teşhisi ve tedavisi yapılamadığı takdirde, büyür ve omurilikte baskıya yol açar. Omurilikte oluşan baskı sonrasında da sırtta ağrı hissedilebilir.
Tümörün yerine göre baskı yaptığı sinirde oluşan hasara göre problemler oluşur. Boyunda, sırtta ve belde farklı bulgular ortaya çıkar.
Sırt ile birlikte boyun ve bel bölgelerinde görülebilen ve dinlenilse dahi geçmeyecek şiddette bulunan ağrılar (Ağrılar başlangıç aşamasında kafa içi basıncını arttıran öksürme, ıkınma, hapşırma gibi faktörlerle artar ve istirahat ile artar fakat durum ilerledikçe istirahatle geçemeyecek duruma gelir.)
Vücudun belirli yerlerinde oluşan karıncalanmalar, uyuşma hissi (Örneğin tümör boyun bölgesinde bulunuyorsa kol ve bacaklarda uyuşmalar, sırt ve bel bölgesindeyse sadece bacaklarda uyuşmalar görülebilir.)
Vücutta soğukluk hissi
Kol veya bacaklar başta olmak üzere vücudun farklı uzuvlarındaki kaslarda zayıflama, kaslarda erime
Uyuşmalar ve kaslarda oluşan güçsüzlük nedeniyle yürümede zorluk çekme
Bağırsakların veya idrar torbasının kontrolünün kaybolmasına bağlı, idrar veya büyük abdestini (dışkı) kaçırma, tutamama, zorlanma
Omurgada tümöre bağlı olarak gelişen eğri görüntü (skolyoz- kifoz)
Tedavisinde geç kalındığı ve hastalığın ileri evrelere ulaştığı durumlarda görülebilen cinsel fonksiyonlarda bozulma
Felce kadar uzanan (boyunda ise kollarda ve bacaklarda, sırtta veya belde ise bacaklarda felç) ciddi belirtiler bulunur.
Hastanın şikayetleri ve muayenesi önemlidir. Sonrasında ise görüntüleme teknikleriyle tümörün yeri belirlenir. Özellikle kanser nedeniyle takip edilen hastaların omurgaya metastazlarında PET CT önemlidir. Tüm omurganın veya ağrının özellikle fazla şekilde hissedildiği omurga bölümünün MR’ının çekilmesi istenebilir. Özellikle kemik tümörlerde bilgisayarlı tomografi gerekir. Bu hastalarda sinirlerin ne kadar sağlıklı çalıştığı EMG, SEP gibi elektrofizyolojik çalışmalar ile desteklenebilir.
Teşhis için kişinin çeşitli sağlık kuruluşlarına başvurması için belirti olarak görülen şiddetli sırt, boyun ve bel bölgelerindeki ağrıların önemsenmesi gereklidir. Bu ağrılar geceleri hastaların uykudan uyanmasına neden olabilecek kadar şiddetlidir.
Omurilikte oluşan tümörler genelde iyi huylu (selim) olur ancak aksi durumlar da söz konusudur. Omurilik tedavisinin nasıl yapılacağı tümörün yerine, tümörün tipine, tümör nedeniyle hastada ortaya çıkan belirtilere, hastanın kişisel özelliklerine göre değişmektedir. Her hastalıkta olduğu gibi bu hastalıkta da erken teşhis çok büyük bir öneme sahiptir.
Cerrahi operasyon ile tedavi yöntemi:
Hibrit ameliyathanede yapılacak olan “Mikrocerrahi” tedavi bu hastaların ameliyat başarısını artırmaktadır. Günümüzde bu teknikle, geçmişte ameliyat yapılamayan veya ameliyat sonrasında çok ağır komplikasyonlar (felç gibi) görülen hastaların başarılı bir şekilde ameliyatları yapılabilmektedir.
İyi huylu tümörlerin tedavisinde tümörün mikrocerrahi olarak tamamen çıkarılması şifa ile sonuçlanmaktadır.
Kötü huylu tümörlerde ise birkaç cerrahi seçenek vardır. Nöroonkoloji konseyinde tartışıldıktan sonra en iyi tedavi seçeneği hastaya sunulur. Bu hastalara hibrit ameliyathanede yapılan mikrocerrahi sonrası patoloji sonucuna göre radyoterapi ve kemoterapi verilebilmektedir.
Hastanın durumu ve omurga tutulumuna göre mikrocerrahi ile birlikte, seperasyon (basit cerrahi), vidalar ile stabilizasyon cerrahisi, vertebroplasti denilen kemik çimentosu gibi ameliyatlar eklenebilir.
Biz klinik olarak minimal invaziv (doku ve kemiğe en az hasar veren, kemiğe küçük bir pencere açarak) yöntemle mikrocerrahi operasyonu yapmaktayız. Ameliyat sırasında floresein özellikli mikroskop (tümörü boyayan özel bir mikroskop), nöromönitorizasyon (kollara ve bacaklara giden sinirlerin ameliyat sırasında takip edilmesini sağlayan teknoloji), O arm–CT (ameliyat sırasında kullanılan tomografi cihazı) ve nöronavigasyon gibi birçok teknolojik cihazı hibrit ameliyathanede kullanmaktayız.
Işın Tedavisi (radyoterapi):
Ağrının azaltılmasının veya yayılımın kontrol altına alınmasının amaçlandığı bir tedavi yöntemidir. Cyberknife teknolojisi ile eskiden yapılamayan ışınlamalar bu teknoloji sayesinde sinir sistemine zarar vermeden ışınlanabilmektedir. Cerrahi operasyonlardan sonra veya kendi başına radyocerrahi uygulama yapılabilir. Bazı durumlarda hastaya ilaç tedavisi ve ışın tedavisi birlikte verilerek tümör tedavisi gerçekleştirilebilir.
İlaç tedavisi (kemoterapi):
Bu tedavide uygulanan ilaç seçimi uzman hekim tarafından tümör türüne ve yayılma olasılığına göre seçilir. Cerrahi operasyonlardan veya ışın tedavisinden sonra da uygulanabilir. Bazen uzman hekim tümörün durumunu göz önünde bulundurarak ilk aşamada direkt ilaç tedavisine başlayabilir.
Fizik tedavi:
Hastanın eski kas gücüne kavuşmasını ve eski hayatına dönmesini kolaylaştırmak amacıyla cerrahi operasyon sonrasındaki dönemde önerilir. Fizyoterapistler ve doktorların birlikte rol aldığı bir süreçtir. 3 veya 6 ay sürebilir, genel olarak periyotlar halinde uygulama uygun görülür.
Ağrı tedavisi:
Tümörler bazen çok ciddi ağrı yapabilir. Çok nadiren ameliyat öncesi ve sonrası ağrı tedavisi gerekebilir.
Hastalığın teşhisinin erken yapılması tedavi için oldukça önemlidir. Bu nedenle sırt, boyun veya bel bölgesinde hissedilen şiddetli ağrılar göz ardı edilmemelidir. Bu belirtilerin fark edildiği durumlarda en yakın sağlık kuruluşuna başvurmayı ihmal etmeyin.
Son güncellenme tarihi: 08 Mart 2021
Yayınlanma tarihi: 08 Mart 2021
Beyin ve Sinir Cerrahisi (Nöroşirürji)
Beyin ve Sinir Cerrahisi (Nöroşirürji)
Beyin ve Sinir Cerrahisi (Nöroşirürji)
Öne Çıkan Kanser Yazıları