20 Ağustos 2023 Pazar
Diyabet hastalarına beslenme önerileri
Düşük kan şekeri (hipoglisemi), tehlikeli ve önemsenmesi gereken bir sağlık durumudur. Kan şekerinin aşırı düştüğü kişiler genellikle diyabet hastalarıdır. Hastalığın nedeni, bu kişilerin diyabet tedavisi kapsamında kullandıkları ilaçların, direkt olarak insülin hormonu içermesi veya bu hormonun etkinliğinin artırılmasıdır.
Aşırı miktarda ilaç kullanımı, öğün atlama, normalden az miktarda yeme ya da uzun fiziksel aktivite yapma gibi nedenler de kişide hipoglisemi gelişimi ile sonuçlanabilir. Glikoz, kan şekeri olarak bilinen maddedir. Tüketilen besinlerin içeriğindeki enerji kaynağı karbonhidratların yapı taşı olan glikoz, pirinç, patates, ekmek, mısır gevreği, meyve, sebze ve süt ürünlerinde yüksek miktarda bulunur.
Beslenme sonrası gıdalar sindirim sistemi vasıtası ile yapı taşlarına ayrılır ve daha sonrasında bu maddeler kan dolaşımına alınır. Kan dolaşımındaki şeker düzeyinin yükselmesi pankreas organında insülin adı verilen bir hormonun salgılanmasını uyarır. İnsülin hormonu dolaşımdaki şekerin hücreler tarafından alınıp, enerji üretimi amacıyla kullanılmasını sağlar.
Besinler ile birlikte vücudun ihtiyacından fazla miktarda şeker tüketilmesi halinde, bu ekstra şeker, iskelet kası ve karaciğer hücreleri tarafından gelecekte gerekli durumlarda enerji deposu olarak kullanılmak adına yağa dönüştürülür. Vücutta yeterli düzeyde şeker bulunmaması ise birçok işlevinin olumsuz yönde etkilenmesine neden olan bir durumdur.
Bir kişinin kan dolaşımında bulunan glikoz (şeker) miktarının desilitrede 70 miligramın altına düşmesi, hipoglisemi olarak isimlendirilir. Bu duruma ait belirti ve bulgular ise genellikle kan şekeri değerinin 55’in altına düşmesi ile ortaya çıkar. Glikoz, normal koşullarda beyin hücrelerinin kullandığı temel enerji kaynağıdır. Vücuttaki diğer birçok organın aksine beyne ulaşan glikoz miktarı sıkı olarak denetlenir ve sınırlanır.
Öğünlerin arasındaki sürede vücut kan şekeri düzeyinin sabit tutulması için, gerekli durumlarda glikoneogenezis adı verilen bir biyokimyasal süreç ile protein ve yağlardan şeker üretebilir. Glikozun vücuttaki depo formu glikojendir. Birçok glikozun bir araya gelmesi ile özellikle kas ve karaciğer hücrelerinde depolanmış glikojen, kan şekerinin düşmesi halinde glikojenoliz adı verilen bir işlem ile yapı taşlarına ayrılır ve kan şekeri düzeyinin ayarlanması için kan dolaşımına salınır.
Kan şekerinin düşmesine her vücut farklı şekilde tepki verebilir. Hipoglisemi ile ilişkili olarak ortaya çıkabilecek birçok belirti ve bulgu vardır:
Bazı kişilerde hipoglisemi gelişimi sonrasında herhangi bir belirti ortaya çıkmayabileceği için dikkatli olunmalıdır.
Hipoglisemi temel olarak reaktif ya da reaktif olmayan şeklinde sınıflandırılır ve bu durumların gelişmesi başta şeker hastalığı olmak üzere birçok nedene bağlı olarak ortaya çıkabilir.
Reaktif Hipoglisemi
Reaktif hipoglisemi, beslenme sonrası öğünlerin üzerinden birkaç saat geçmesi ile meydana gelen kan şekeri düşüklüğüdür. Gıda alımlarını takiben vücudun tepki olarak aşırı düzeyde insülin hormonu üretmesine bağlı olarak oluşur. Kesin olmamakla birlikte, reaktif hipoglisemi kişide ileride şeker hastalığı gelişebileceğine işaret eden bir bulgu olarak kabul edilir.
Reaktif Olmayan Hipoglisemi
Nonreaktif veya reaktif olmayan hipoglisemi, beslenme ile ilişkili olmayan ancak diğer bazı tıbbi durumlar ile ilişkili olarak meydana gelen kan şekeri düşüklüğüdür. Böbrek yetmezliği halinde yetişkin ve çocuklarda reçetelendirilen bazı ilaçların kullanımı sonrası, kalp, karaciğer ve böbrek hastalıklarının seyri sırasında, anoreksiya gibi yeme bozukluğuna sahip kişilerde ve hamilelerde ortaya çıkabilir.
Nadir bir durum olsa da insülinoma olarak tanımlanan pankreas tümörü de hipoglisemi nedenleri arasında yer alır. Bu rahatsızlıkta anormal pankreas hücreleri sürekli olarak aşırı miktarda insülin üretir.
Dumping sendromu bir diğer hipoglisemi nedenidir. Özellikle çeşitli nedenlere bağlı olarak mide ve bağırsak ameliyatı geçiren kişilerde ortaya çıkan bu durum, karbonhidrat içeriği zengin gıdalarla beslenme ile tetiklenir.
Hipoglisemi belirtilerini hissettiğiniz zaman diliminde kan şekeri düzeyinizin tespit edilmesi hipoglisemi tanısı için çok önemlidir. Özellikle şeker hastalığı bulunan ve bu rahatsızlıkları için ilaç kullanan kişiler, kan şekeri düzeylerinin seyri konusunda bilinçli davranmalıdır.
Sık olarak hipoglisemi şikayetinden yakınan kişilerin, sağlık kuruluşlarına başvurarak hekimlerden bu konuda yardım almaları önerilir. Hekimler hipoglisemiye tanısal yaklaşımda başvuranın kişinin tıbbı öyküsünü, beslenme alışkanlıklarını ve hipoglisemi ile ilişkili şikayetlerini değerlendirir. Fizik muayene sırasında whipple triadı olarak bilinen 3 belirtinin hastada bulunup bulunmadığı araştırılır:
Küçük cihazlar olan şeker ölçerler bu hastalara hekimler tarafından önerilebilir. Bu cihazlar sayesinde kişiler evlerindeyken de kan şekeri düzeylerinin düzenli olarak takibini gerçekleştirebilirler. Kan dolaşımındaki glikoz düzeyinin düzenli şekilde takip edilmesi özellikle uyanma ve öğünler sonrası dönemlerde yapılmalıdır.
Hipoglisemi komaya kadar ilerleyebilecek hayatı tehdit edici bir durum olması nedeniyle tanısı ve tedavisi önemli bir tıbbi durumdur. Aşırı düşük kan şekeri tespit edilen kişilerde damar yoluyla şeker içeren solüsyonlar verilebilir. Ağızdan ilaç alabilecek hastalarda hızlı emilebilir, karbonhidrat kaynağı olan meyve suları gibi gıdalar verilmesi tedavinin ilk aşamasını oluşturur. Ağızdan beslenemeyen kişilerde ise kas içine glukagon enjeksiyonu yapılabilir.
Hipogliseminin ilaç dışı kontrolü hastanın bilinçlendirilmesi ve çeşitli yaşam tarzı değişiklikleri uygulaması ile gerçekleştirilebilir. Hipoglisemi hastalarının bu konuda çevresini uyarıcı bileklerden takması ve şikayetlerinin başlangıcında hemen tüketebilmesi için gerekli karbonhidrat kaynaklarını yanında taşıması önerilir.
Çeşitli diyabet kuruluşları kişilerin hipoglisemi bulgularının ortaya çıkması ile tüketecekleri karbonhidrat miktarının minimum 15-20 gram olarak önerir. Çeşitli barlar, meyveler, meyve suları, çubuk kraker ve bisküviler bu düzeyde karbonhidrat içeriğine sahip atıştırmalıklar arasında yer alırlar.
Son güncellenme tarihi: 24 Mart 2021
Yayınlanma tarihi: 09 Mart 2021
Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları
Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları
Öne Çıkan Kanser Yazıları