21 Ağustos 2023 Pazartesi
Grip Nasıl Geçer? En Hızlı 5 Öneri!
Mevsimsel alerjik rinit diğer adıyla bahar nezlesi en sık görülen alerjik hastalıklardan biri. Her yıl aynı zamanlarda kendinizi iyi hissetmiyorsanız, siz de bahar alerjisi olan kişilerden biri olabilirsiniz.
Mevsimsel alerjik rinit diğer adıyla bahar nezlesi en sık görülen alerjik hastalıklardan biri. Her yıl aynı zamanlarda kendinizi iyi hissetmiyorsanız, siz de bahar alerjisi olan kişilerden biri olabilirsiniz.
Alerji semptomları, vücudun bağışıklık sisteminin yabancı bir maddeye (antijen) yanıt vermesiyle başlıyor. Bunu da alerjenin giriş yerine antikor göndererek yapıyor. Alerjen ve antikor arasındaki savaş kana çeşitli kimyasal maddelerin salınımına neden oluyor. Kimyasal maddeler de alerjik hastalık belirtilerine yol açıyor. Alerjik rinit, son 10 yılda Avrupa’da sıklığında artış olsa da, hayatı tehdit eden bir hastalık olmaması ve tavsiye üzerine alınan ilaçlarla doktora gitmeden geçici yararlar sağlanabilmesi nedeniyle nadiren ciddi bir problem olarak değerlendiriliyor.
Alerjik rinit belirtileri; hapşırma, gözlerde, burunda kaşıntı, burun tıkanıklığı, burun akıntısı ve bazen baş ağrısı olarak sıralanıyor. Bazı hastalarda işitme problemleri, boğaz ağrısı, ses kısıklığı ve öksürük görülebiliyor. Alerji yakınmaları bazı kişilerde bütün bir yıl boyunca sürerken, bazılarında belli mevsimlerde artış gösteriyor. Mevsimsel alerjik rinit ya da bahar nezlesi olan kişilerin yakınmaları ilkbahar ve sonbahar aylarında ortaya çıkıyor. En sık neden olan alerjenler; çim, ağaç ve yabani ot polenleri. Yıl boyu alerjik rinit yakınması olanlarda ev tozu akarı, küf mantarları ve hayvan tüyleri en sık rastlanılan alerjenler. Diğer taraftan hava kirliliğinin alerji yakınmalarını arttırdığını gösteren çalışmalar da bulunuyor. Bu konuda İstanbul’da yapılan bir araştırmada, hava kirliliği olan bölgelerde alerji yakınmalarının daha fazla olduğu tespit ediliyor.
Polenler, gıdalar, mantar, toz, hayvan tüyleri, kimyasal maddeler, bazı ilaçlar ve çevresel iritanlar alerjik reaksiyonlara neden olabiliyor. Saman nezlesi polenler nedeniyle oluşuyor. Türkiye’de en sık rastlanılan alerjen ise çim poleni. Bazı alerjenler her zaman var; ev tozu akarı, evcil hayvanlar, gıdalar, bazı kimyasal maddeler gibi. Bu alerjenlerin yol açtığı belirtiler, sıklıkla kış aylarında evler kapalıyken artıyor. Küf mantarları da polenler gibi alerjik reaksiyonlara neden oluyor ve hem evde hem dışarda bulunuyor. Ev içi bitkileri, nemli bölümler, banyo mantarlarının ekseriyetle bulunduğu yerler. Renkli veya kokulu çiçekler sanılanın aksine nadiren alerjiye neden oluyor.
Alerjik rinit nadiren ciddi bir problem olarak değerlendiriliyor. Buna rağmen, alerjik rinitin önemli oranda sosyal, klinik ve ekonomik zararları söz konusu. Sıklıkla hastaların yarısında yılda 4 aydan fazla alerjik rinit belirtileri görülüyor ve bu da hayat kalitesini etkiliyor. Rinit aynı zamanda erişkinlerde iş günü kaybı, çocuklarda okul günü kaybı gibi etkilerinin yanı sıra, tanı ve tedavi masrafları nedeniyle de ekonomik problem yaratıyor. Alerjik rinit aynı zamanda başka hastalıklarla beraber de görülebiliyor. Astım, sinüzit, çocuklarda burun tıkanıklığı nedeniyle diş ve ağız yapısında gelişme bozuklukları, orta kulak hastalıkları, konjuktivit, besin alerjileri, alerjik rinitle birlikte görülebilen hastalıklar olarak sıralanıyor.
Alerjik rinit teşhisinde sorgulama önemli yere sahip. Hastanın yaşı, hangi ortamlarda şikayetlerinin arttığı, daha önce hangi ilaçları kullandığı ve özellikle ailesinde alerjisi olan başka kimse olup olmadığı mutlaka irdelenmeli. Alerji genetik bir hastalık olduğundan, ailede başka bireylerde alerji olması tanıda çok yardımcı oluyor. Ayrıca alerjik rinit sıklıkla çocuk ve genç erişkinlerin hastalığı olarak görülüyor. Daha sonra ayrıntılı bir kulak burun boğaz muayenesi yapılması gerekiyor. Hastanın sorgulaması ve muayene bulguları alerjiyi düşündürüyorsa, alerji testleri uygulanıyor. Alerji testleri, deri testleri ya da kanda alerjenlerin incelenmesi yöntemleriyle yapılabiliyor. Özellikle alerji tedavisine cevap vermeyen kişilerde burun muayenesi detaylı olarak yapılıyor, çocuklarda geniz eti, erişkin hastalarda kıkırdak eğriliği, burun polipleri, sinüzit olup olmadığı araştırılıyor. Özellikle çocuklarda eşlik edebilecek orta kulak iltihabı da araştırılıyor. Diğer taraftan sık orta kulak iltihabı geçiren çocuklarda da alerji olup olmadığı sorgulanıyor.
Alerjik rinit belirtileri sıklıkla sinüzit ile karışabiliyor. Bazı alerjik rinitli hastalara yıllarca sinüzit teşhisi nedeniyle antibiyotik tedavisi uygulanabiliyor. Diğer taraftan yoğun tedaviye rağmen alerjik rinit yakınmaları düzelmeyen baş ve yüz ağrısı, yeşilimsi burun akıntısı gibi yakınmaları olan hastalarda sinüzit olup olmadığının araştırılması gerekiyor. Son yıllarda yapılan araştırmalarda rinit ile sinüzit arasında yakın bir ilişki olduğu gösteriliyor. Dolayısıyla tekrarlayan sinüzit yakınması olan kişilerde alerjik rinit olup olmadığının araştırılmasında yarar görülüyor.
Alerjik belirtilerin kontrolü, birden fazla tedavi yönteminin birlikte uygulanmasıyla sağlanıyor. Alerjenle karşılaşmanın önlenmesi, ilaç tedavisi ve aşı tedavisi bu yöntemler arasında sayılabilir. Öncelikle yapılması gereken; alerjik yakınmalara neden olan alerjenden uzaklaşmak. Çevrenizdeki alerjenleri uzaklaştırmak için bazı öneriler:
Alerjik rinit tedavisinde en çok uygulanan bir diğer seçenek ilaç tedavisi. Ancak unutulmaması gereken, ilaçların kullanıldığı sürece şikayetler üzerinde etkili olacağı. İlaç tedavisi kesildiğinde, alerji belirtileri kısa sürede tekrarlıyor. Alerjik riniti olanlar alerji mevsimi başlamadan en az 2 hafta önce ilaç kullanmaya başlaması gerekiyor. Alerjik rinit tedavisinde kullanılan bazı ilaçlar, yan etkileri nedeniyle kullanım güçlüğü yaratabiliyor, bu konuda uzman bir doktora danışılması gerekiyor. Günümüzde en sık kullanılan ilaçlar ise antihistaminikler ve steroid spreyler.
Aşı tedavisi, sebebe yönelik bir tedavi yöntemi olarak tanımlanıyor. Ancak aşı tedavisi öncesinde alerji testleri yapılıp, kişinin yakınmalarına neden olan alerjen ya da alerjenler ile tedaviye başlanılması gerekiyor. Bu tedavi yöntemiyle alerjik belirtilere yol açan maddeler giderek artan dozlarda uygulanarak, kişinin söz konusu alerjene karşı bağışıklığının sağlanması amaçlanıyor. Aşı tedavisi ile enjeksiyonlar önce haftada bir, sonra da idame dozuna ulaşıldıktan sonra ayda bir yapılıyor. Aşı tedavisi alerji yakınmaları üzerinde uzun süre etkili olan, hatta sona erdirildikten sonra bile etkinliğini devam ettiren bir tedavi yöntemi. Yapılan araştırmalarda aşı tedavisinin yeni alerjilerin gelişmesini önleyebileceği, çocuklarda astım gelişme riskini azaltabileceği gösteriliyor. Ancak aşı tedavisinin, yan etki riskleri nedeniyle, bu konuda deneyimli kişiler tarafından ve donanımlı merkezlerde yapılması gerekiyor. Son yıllarda aşı tedavisi ağızdan verilen damlalar yoluyla da uygulanıyor. Ancak hangi yöntemin uygulanacağına hasta ve doktorun birlikte karar vermesi gerekiyor.
Son güncellenme tarihi: 15 Ocak 2016
Yayınlanma tarihi: 16 Ekim 2015
Kulak Burun Boğaz Hastalıkları
Kulak Burun Boğaz Hastalıkları
Kulak Burun Boğaz Hastalıkları
Kulak Burun Boğaz Hastalıkları
Öne Çıkan Kanser Yazıları