21 Ağustos 2023 Pazartesi
Grip Nasıl Geçer? En Hızlı 5 Öneri!
Horlama insanlar arasında çok yaygın olarak görülebilen ve uyku kalitesinin düşmesinden sosyal problemlere kadar birçok olumsuz etkiyi beraberinde getiren bir sağlık sorunudur.
Horlama insanlar arasında çok yaygın olarak görülebilen ve uyku kalitesinin düşmesinden sosyal problemlere kadar birçok olumsuz etkiyi beraberinde getiren bir sağlık sorunudur. Solunum sırasında alınan havanın solunum yolunda ilerleyişi sırasında gürültüye neden olması, horlama olarak adlandırılır. Pek çok insanda dönem dönem rastlanabilen bu sorun, bazı insanlarda kronikleşerek yaşam boyu devam edebilir. Solunum yollarına ilişkin yapısal sorunların varlığı halinde bunların tedavi edilmesi ve bazı yaşam tarzı değişikliklerinin uygulanması ile horlama tedavi edilebilir. Bu nedenle kronikleşmiş horlama şikayeti bulunan hastaların bu durumu önemseyerek doktor kontrolünden geçmelerinde fayda vardır.
En temel tanımıyla horlama, uyku sırasında gürültülü bir şekilde nefes alma sorunudur. Erkeklerde, kilolu ve ileri yaştaki bireylerde diğer kişilere oranla çok daha sık rastlanan horlama problemi ara sıra veya sürekli olarak görülebilir. Horlama problemi bulunan kişilerde uyku sırasında alınan hava, boğazdaki gevşek dokulardan geçiş yaparken titreşime, buna bağlı olarak boğuk ve kaba bir ses oluşumuna neden olur. Kilo vererek ideal vücut kütlesini korumak, yatağa yatış saatlerine yakın süreçte alkol alımından kaçınmak veya yüksek yastık kullanmak, yan yatmak gibi birtakım önlemler, horlamanın önlenmesi veya azaltılması üzerinde genellikle oldukça etkilidir. Bazı kişilerde ise horlamanın nedeni burundaki etler, şekil bozuklukları ve travma gibi sorunlar olabilir. Böyle durumlarda horlama tedavisi için bazı tıbbi cihazlardan yararlanılabilir veya cerrahi operasyonlara başvurulması gerekebilir. Çok yaygın görülmesine ve genellikle ciddi bir nedeni olmamasına karşın bazı durumlarda horlama, ciddi sağlık sorunlarının bir habercisi de olabilir. Bu nedenle horlama şikayeti olan hastaların sağlık kuruluşlarına başvurarak muayene olması önerilir.
Horlama adından da anlaşılacağı üzere uyku esnasında solunum yolundan çıkan ses sorunudur. Fakat horlama sorununa bağlı olarak hastalarda uyku kalitesi önemli ölçüde etkilenir ve bu durum daha farklı belirtilerin de oluşumuna zemin hazırlar. Horlama belirtileri olarak adlandırılabilecek bu sorunlardan bazıları şu şekilde sıralanabilir:
Horlama yaşam tarzına ilişkin belirli sorunlardan ciddi solunum yolu hastalıklarına kadar birçok nedenden kaynaklanabilir. Ağız ve sinüslerin anatomik yapısına ilişkin sorunlar, basit soğuk algınlıkları, fazla kilolar gibi birçok neden horlama ile ilişkili olduğu bilinen etkenler arasında yer alır. Normal şartlarda ağzın üst kısmında yer alan damak, dil ve boğaz kasları gevşer. Yumuşayan bu dokular solunum yolunu kısmen veya tamamen tıkayacak gevşekliğe ulaşabilir. İnsanlarda solunum yolu ne kadar darsa hava akışı da o kadar kuvvetli olur ve bu durum da dokularda oluşan titreşimi artırarak horlamaya yol açabilir. Dolayısıyla solunum yolunun anatomik yapısı, horlamayla en yakın ilişki içerisinde olan faktördür. Bunların haricinde diğer horlama nedenleri arasında ise şunlar yer alır:
Birçok birey horlama sorununun olduğunu partnerinden, ailesinden veya birlikte yaşadığı kişilerden öğrenir. Horlama probleminin ne kadar süredir devam ettiği, yatış pozisyonuna göre değişkenlik gösterip göstermediği gibi konularda kişinin yakınlarından alacağı bilgiler, hekime başvurmaya karar verme aşamasında mutlaka alınmalıdır. Horlama sorununuzla ilgili olarak hekime başvurduğunuz sırada sizinle birlikte yaşayan ve horlamanıza şahit olan bir yakınınızın da sizinle gelmesinde fayda vardır. Horlamanızın nedenini anlayabilmek adına hekim hem size hem de yakınınıza belirli sorular yöneltebilir. Ardından horlamaya neden olabilecek bademcik şişmesi (tonsillit), sinüzite bağlı kronik burun tıkanıklığı, alerjik rinit veya septum deviasyonu gibi sorunların tespit edilebilmesi için hekim tarafından genellikle fiziksel muayene yapılır. Bu muayene esnasında hekiminiz sizden bir sandalyeye oturmanızı ister ve ucunda ışık ve kamera bulunan ince bir tüp yardımıyla solunum yollarınızı inceler. Burundaki yapısal sorunlar, rinit veya sinüzit gibi durumlar birkaç dakika süren bu basit muayene yardımıyla kolaylıkla tespit edilebilir. Ayrıca röntgen, manyetik rezonans görüntüleme (MR) veya bilgisayarlı tomografi (BT, CT) gibi görüntüleme tekniklerinden yararlanılarak burun ve solunum yollarının yapısı daha detaylı şekilde incelenebilir. Horlamaya ilişkin nedenlerin belirlenmesinin ardından ise bunlara yönelik tedavi planı başlatılır.
Yaşam tarzına veya yatış pozisyonuna ilişkin sorunlar herhangi bir ciddi komplikasyona yol açmayan horlama sorununu beraberinde getirebilir. Fakat birçok horlama olgusu, obstrüktif uyku apnesi ile ilişkilidir. Özellikle de horlamanın yanında görülen bazı semptomların varlığı halinde uyku apnesi sorununun varlığına ilişkin olasılık güçlenir. Söz konusu semptomlar arasında şunlar yer alır:
Bunların yanı sıra horlama şikayeti bulunan hastalarda obstrüktif uyku apnesi varlığının en önemli göstergelerinden biri de yüksek horlamanın ardından gelen sessizlik periyotlarıdır. Solunumun durmasından kaynaklanan bu sessizlik sonunda uyanma veya homurdanma benzeri sesler çıkarma davranışları görülebilir. Tek başına yoğun şekilde veya yukarıdaki belirtiler ile bir arada görülen horlama problemi mutlaka ciddiye alınmalı ve hekime başvurulmalıdır.
Kronikleşen horlama problemi, özellikle de tıkayıcı uyku apnesi ile bir arada görüldüğünde mutlaka tıbbi tedavi gerektirir. Horlama tedavisinde yapılacak olan uygulamalar, hastanın yaşadığı sorunlar, sağlık durumu, obezite durumu ve horlama nedenine bağlı olarak değişkenlik gösterir. Fazla kilolar, solunum yollarının tıkanmasına neden olduğundan horlama sorununun başlıca nedenleri arasında yer alır. Bu nedenle kilolu bireyler mutlaka bir diyetisyen kontrolünde zayıflama diyetine başlayarak ideal vücut kütlelerine ulaşmalıdır. Bunun yanı sıra yatma vaktine yakın alkol alımından kaçınılmalı, yeterli ve düzenli uyku uyumaya özen gösterilmelidir. Sırt üstü yatmak, yer çekiminin de etkisiyle solunum yollarını daralttığından yan yatış pozisyonu tercih edilmelidir. Sinüzit, alerji veya yapısal bozukluk kaynaklı kronik burun tıkanıklığı söz konusu ise buna yönelik muayene ve tedavilere de hassasiyet gösterilmelidir.
Tıkayıcı uyku apnesi sorunu teşhis edilen hastalarda hava geçiş yolunun açık tutulması için bazı ağız aletlerinin kullanımı gerekli olabilir. Bu tür alet veya cihazların kullanımı gerekli görüldüğünde cihaz seçimi ve ağızla uyumluluk konusunda hastalar diş hekimlerine yönlendirilir. Ağız içi aletler kullanan hastalar hekimleri tarafından önerilen aralıklar ile kontrol muayenesine gelmelidir. Ayrıca bu cihazların kullanımına bağlı olarak tükürük salgısında artış, ağız kuruluğu, çenede ağrı ve rahatsızlık gibi sorunlar da görülebilir.
Obstrüktif uyku apnesi bulunan hastaların bir kısmında sürekli pozitif hava yolu basıncı (CPAP) adlı maske uygulamasına ihtiyaç duyabilir. Bu tedavide uyku esnasında ağız ve buruna bir maske takılır. Maskenin bir ucunda yer alan pompa yardımıyla solunum yolunun uyku esnasında açık kalmasını sağlayacak şekilde hava basıncı oluşturulur. Bu tedavi horlamada ve obstrüktif uyku apnesinde etkili bir tedavi sağlasa da çoğu hasta tedaviye uyumluluk sürecinde sorunlar yaşar. Uyku apnesi ile beraber görülen horlamanın tedavisinde son tedavi yöntemi ise cerrahi operasyonlardır. Cerrahi operasyonların amacı genel olarak solunum yollarının tıkanmasını önleyici müdahalelerin yapılmasıdır. Uvuloparatofaringoplasti (UPPP) adlı cerrahi tedavi tekniği ile genel anestezi altına alınan hastanın boğazında yer alan fazla dokuların gerdirilerek solunum kanalının genişletilmesi mümkündür. Tedavi amaçlı tercih edilebilen maksillomandibular ilerleme (MMA) uygulamasında ise hava yolunun açılması için alt ve üst çene ileri doğru hareket ettirilir.
Damak, dil veya burunda bulunan yumuşak dokuların küçültülmesinde radyofrekans sinyallerinin kullanımı ile tedavi yapılabilir. Bu uygulama radyofrekans doku ablasyonu olarak adlandırılır. Diğer bir tedavi yaklaşımı olan hipoglossal sinir stimülasyonunda ise dilin ileri yöndeki hareketini kontrol eden sinire bir uyarıcı uygulanır. Bu sayede uyku esnasında nefes alınırken dilin hava yolunu bloke etmesi önlenebilir. Tüm bu tedavi yaklaşımlarından hangisinin tercih edileceği hekim tarafından yapılacak detaylı muayene ve incelemelerin ardından belirlenir.
Eğer siz de sürekli horlama sorunu yaşıyorsanız bir sağlık kuruluşuna başvurarak bu durumun nedenlerinin araştırılmasına yönelik muayeneden geçebilirsiniz. Yaşam tarzınız veya solunum yollarına ilişkin bir sağlık sorununuzun tespit edilmesi halinde buna yönelik tedavi uygulamalarına başlayarak horlama sorununun önüne geçebilir, yaşam kalitenizi artırabilirsiniz.
Son güncellenme tarihi: 08 Aralık 2021
Yayınlanma tarihi: 08 Aralık 2021
Kulak Burun Boğaz Hastalıkları
Kulak Burun Boğaz Hastalıkları
Kulak Burun Boğaz Hastalıkları
Kulak Burun Boğaz Hastalıkları
Öne Çıkan Kanser Yazıları