21 Ağustos 2023 Pazartesi
Mikrobiyota Nedir?
Mide fıtığı (hiatal herni), mide dokusunun diyaframdaki açıklıktan (hiatus) yemek borusuna doğru kayarak göğüs boşluğuna çıkmasıyla oluşur. Normalde mide, karın boşluğunda bulunur. Yemek borusu ile birleşim noktası diyafram tarafından sıkıca tutulur. Ancak bazı durumlarda bu açıklık genişler veya mideyi yerinde tutan kaslar zayıflar. Mide, göğüs boşluğuna doğru yer değiştirir. Mide fıtığı, küçük olduğunda genellikle belirti vermez ancak büyük boyutlara ulaştığında reflü, mide yanması, yutkunma güçlüğü ve göğüs ağrısı gibi semptomlara neden olabilir.
Mide dokusunun yemek borusunun geçtiği diyafram açıklığından yukarı doğru kayarak göğüs boşluğuna yerleşmesiyle oluşan bir hastalıktır. Normal şartlarda diyafram kası mideyi karın boşluğunda sabit tutar. Yemek borusunun mideye bağlandığı noktada bir sıkılaştırıcı işlev görür. Ancak diyaframdaki bu açıklığın genişlemesi veya mideyi yerinde tutan kasların zayıflaması, mide fıtığının gelişmesine neden olur. Mide fıtığı olanlarda mide içeriği yemek borusuna geri kaçabilir. Bu durum gastroözofageal reflü (GERD) ile ilişkilendirilebilir. Reflü nedeniyle mide asidi yemek borusuna zarar vererek yanma, ekşime ve boğazda tahriş gibi semptomlara yol açabilir. Büyük mide fıtıkları, özellikle yemek yedikten sonra veya uzanırken nefes darlığı, göğüs ağrısı ve yutkunma güçlüğü gibi sorunlara neden olabilir.
Mide fıtığı genellikle yaşla birlikte ortaya çıkar ve özellikle 50 yaş üstünde daha sık görülür. Bunun yanı sıra obezite, sık öksürük, hamilelik ve ağır fiziksel aktiviteler mide üzerindeki basıncı artırarak fıtık gelişme riskini artırır. Mide fıtığı, bazı durumlarda herhangi bir belirti göstermeden ilerleyebilir ve rutin sağlık kontrollerinde tesadüfen tespit edilebilir.
Fıtığın türü, mide ve yemek borusunun nasıl yer değiştirdiğine bağlı olarak değişir. Genellikle kayma tipi (sliding) mide fıtığı ve paraozofageal mide fıtığı olarak iki ana gruba ayrılır. Her iki tip de farklı semptomlara yol açabilir. Kayma tipi mide fıtığı en yaygın görülen form olup genellikle reflü ile ilişkilidir. Paraözofageal mide fıtığı ise daha nadir görülen ancak ciddi komplikasyonlara yol açabilecek bir durumdur. Mide fıtıklarının büyüklüğüne ve yemek borusuyla olan ilişkisine göre farklı alt tipleri de olabilir. Mide fıtığı tipleri şunlardır:
Diyafram kaslarının zayıflaması ve mide üzerindeki basıncın artması sonucu ortaya çıkar. Yaşlanma süreci, kasların esnekliğini kaybetmesine neden olarak mideyi yerinde tutan yapıların gevşemesine yol açabilir. Aşırı kilo ve obezite, karın içi basıncı artırarak mideyi yukarı doğru itebilir. Ağır kaldırma, kronik öksürük, kabızlık ve aşırı ıkınma gibi faktörler de diyaframdaki açıklığın genişlemesine neden olabilir. Hamilelik, mide üzerindeki basıncı artırarak geçici mide fıtıklarına yol açabilir.
Küçük mide fıtıkları genellikle belirti vermez. Büyük fıtıklar mide yanması, göğüs ağrısı ve reflü gibi şikayetlere neden olabilir. Yemek yedikten sonra veya öne eğildiğinde semptomlar kötüleşebilir. Mide asidinin yemek borusuna kaçması sonucu boğaz tahrişi ve yutma güçlüğü ortaya çıkabilir. Nadir durumlarda, büyük mide fıtıkları mide torsiyonu gibi ciddi komplikasyonlara yol açarak nefes darlığına ve göğüs sıkışmasına neden olabilir. Mide fıtığı belirtileri şunlardır:
En yaygın komplikasyonlardan biri gastroözofageal reflü hastalığı (GERD) gelişmesidir. Mide asidinin yemek borusuna sürekli olarak geri kaçması, yemek borusu tahrişine neden olabilir. Uzun vadede yemek borusu iltihabı (özofajit), ülser oluşumu ve yutma güçlüğü gibi sorunlara yol açabilir. Bazı vakalarda mide fıtığı daha da büyüyerek midenin göğüs boşluğuna sıkışmasına neden olabilir. Bu durumda mide kan dolaşımı bozulabilir. Mide torsiyonu (volvulus) veya mide nekrozu gibi hayati tehlike oluşturabilecek durumlar ortaya çıkabilir. Mide fıtığı komplikasyonları şunlardır:
En yaygın teşhis yöntemlerinden biri olan baryumlu röntgen (baryum grafisi) çekilirken hastaya içmesi için kontrast madde (baryum sülfat) verilir. Ardından yemek borusu ile mide görüntülenir. Bu sayede mide fıtığının varlığı ve büyüklüğü belirlenebilir. Endoskopi de mide fıtığının teşhisinde en yaygın kullanılan yöntemlerden biridir. Bu işlem sırasında esnek bir kamera yardımıyla yemek borusu, mide ve onikiparmak bağırsağı incelenerek fıtığın varlığı, reflü ve yemek borusundaki tahriş tespit edilebilir. Bazı durumlarda mide fıtığının yemek borusuna olan etkisini değerlendirmek için özofagus manometrisi testi uygulanabilir. Bu test, yemek borusunun kas hareketlerini ve mide ile yemek borusu arasındaki sfinkter kasının fonksiyonlarını ölçerek reflüye neden olabilecek sorunları belirleyebilir.
Hafif mide fıtıkları genellikle yaşam tarzı değişiklikleri ve ilaç tedavisiyle kontrol altına alınabilir. Hastaların fazla kilolarını vermesi, asitli ve baharatlı yiyeceklerden kaçınması, küçük porsiyonlarla beslenmesi ve yemeklerden hemen sonra yatmaması önerilir. Ciddi semptomlara neden olan veya komplikasyonlara yol açan büyük mide fıtıkları için cerrahi müdahale gerekebilir. Laparoskopik Nissen fundoplikasyonu, en yaygın kullanılan ameliyat yöntemidir. Mide fıtığını onarmak için midenin üst kısmının yemek borusunun etrafına sarılmasını içerir. Büyük ve tekrarlayan fıtık vakalarında diyaframdaki açıklığın daraltılması ve mideyi yerine sabitleyen cerrahi işlemler uygulanabilir. Ameliyat genellikle minimal invaziv tekniklerle yapıldığı için iyileşme süreci hızlıdır.
Son güncellenme tarihi: 03 Mart 2025
Yayınlanma tarihi: 03 Mart 2025
Gastroenteroloji
Gastroenteroloji
Gastroenteroloji
İç Hastalıkları (Dahiliye)
İç Hastalıkları (Dahiliye)
İç Hastalıkları (Dahiliye)
İç Hastalıkları (Dahiliye)
İç Hastalıkları (Dahiliye)
İç Hastalıkları (Dahiliye)
İç Hastalıkları (Dahiliye)
İç Hastalıkları (Dahiliye)
İç Hastalıkları (Dahiliye)
İç Hastalıkları (Dahiliye)
Öne Çıkan Kanser Yazıları